Geçmiş
"Hayır! Onunla gitmek istemiyorum!" diye ağlıyordu Ahsen.
"Ahsen Nur! Oraya baban ile gideceksin. Hadi git ve üzerini değiştir. Taha ile sonra oynarsınız." dedi annesi.
"Ahsen hadi gel sana kıyafet seçelim. Giydirmece oynarız." dedi Taha Ahsen neşelensin diye.
Ahsen'in gözü parladı bir anda: "METİN'İN ALDIĞI KOLYEYİ DE TAKALIM MI?" diye sordu.
Taha kıkırdadı: "Takarız hadi gel." dedi.
Ahsen Taha'nın peşine takıldı. Gözlerinden yaşlar akıyordu ama kolyeyi takmak için çok heyecanlıydı.
"Şimdiii senin beyaz elbisen nerede? O sana çok yakışıyor ve kolyenle çok güzel olur." dedi Taha ve elbiseyi aramaya başladı.
Ahsen duraksadı. Babası o elbiseyi yırtmıştı. O elbise Ahsen'e hediye olarak gelmişti.
"Yıkanmada olabilir, bilmiyorum. Bence yeşili de giyebilirim." dedi Ahsen belli etmeden. Ama Taha anlamıştı.
"Taamam al bakalım yeşili. Ben kapının arkamı dönüp gözlerimi sıkıca kapatacağım sende giyin tamam mı?" diye sordu Taha.
"Tamam hadi dön." dedi Ahsen. Hemen üstünü değiştirdi. Taha karanlıktan korkuyordu, gözlerini çok kapatmasını istemedi.
"Hazırımm nasıl olmuş?" diye sordu etrafında dönerek.
"Presness gibi olmuşsun" dedi ve Ahsen'e sarıldı.
"Saçlarını örelim mi sana örgü çok yakışıyor." dedi Taha.
Ahsen düşündü eğer olur da babam gerilirse saçlarımı ne yaparsam çekince acımaz diye. Hemen onayladı. Daha az acırdı.
Taha yavaş yavaş ördü saçlarını. Çok uzamıştı ve Ahsen'e uzun saç çok yakışıyordu.
"Şimdi sırada kolye vaaarr!!" diye hemen ayaklandı Ahsen.
Metin'i çok seviyordu. Çünkü Metin Ahsen'in yaralarını hep renklendiriyordu. Saçlarını hergün yavaşça tarıyordu. Canını yakmadan seviyordu.
"Yastığımın altındaydı kolyem. Anne veya baba gelip atmasın diye oraya koydum." dedi Ahsen.
Taha yastığın altından kolyeyi aldı. Ucunda kelebek olan beyaz incili ve yeşil küçük boncuklu bir kolyeydi. Bu kolyeyi Metin kendisi yapmıştı.
Ahsen yavaşça kolyeyi taktı ve hazırdı.
Annesi girdi odaya. Kızına baktı:" Taha annenler geldi canım, aşağıdalar." dedi ve Taha odadan çıktı.
"Gel şunlarla biraz renk verelim yüzüne. Kaç yaşındasın sen daha yüzünün haline bak. Zaten kiloda almışsın." dedi.
8 yaşında ya vardı ya yoktu. Ahsen itiraz etmedi. Annesi onu süsledi ve aşağı indirdi.
Her ay belli bir günde babası ile Ahsen yemeğe çıkardı.
"Gitmesem olmaz mı? Bugün Metinlerle film izleyecektik." diye annesine baktı Ahsen.
"Hayır." diye sert bir cevap verdi annesi.
"Ama hem Duru da gidecek oraya bensiz sıkılırlar." dedi Ahsen.
"Hayır dedim Ahsen Nur. Sensiz de eğlenebilirler. Sen babanla birlikte yemeğe gideceksin bende toplantıya." dedi ve mutfağa gitti.
Ahsen dışarı çıkıp babasını beklemeye başladı.
Çok geçmeden babası geldi ve Ahsen'in elinden tutup arabaya bindirdi: "Balık mı et mi?" diye sordu.
"Balık olsun." dedi Ahsen de. İkisini de sevmiyordu ama itiraz edemezdi. Yoksa 3 gün yemek yeme cezası alırdı.
"Aferin alışmaya başladın canım kızım. Çok şık olmuşsun." dedi.
Ahsen kafasını salladı.
Yol çok boştu. Ve Tahsin hızlı kullanıyordu arabayı.
"Baba yavaş sür korkuyorum." dedi Ahsen.
Aynadan Ahsen'e baktı ve daha da hızlandı.
Herşey ani gelişmişti. Bir çığlık. Ambulans sesleri. İnsanların doluşması.
"AHSEN!" diye son bir ses duydu Ahsen.
![](https://img.wattpad.com/cover/299943964-288-k691028.jpg)