13

10.1K 525 106
                                    

Alazdan

"Güzelim anlaştığımız gibi ben gelene kadar beni burda bekleyeceksin tamam mı ? "

Cümlem daha biter bitmez boynuma sardığı kollarını daha sıkı sardı. Bu hareketine ister istemez gülümsedim ve güven verircesine sırtını okşadım.
Eş zamanla burnuma gelen o tatlı kokusu ile ciğerlerimi doldurdum, ne kadar şekerli konulardan hoşlanmasamda şekerli ve çiçeksi kokusu başımı döndürüyordu.
Her ne kadar şuan Erenin yanında sakin kalmaya çalışıyor olsam da birazdan bu kadar sakin kalmayacağıma adım kadar emindim.

Ereninin son defa sırtını okşayıp oturduğum sandalyemden yavaşça kalkıp Ereni kalktığım sandalyeye oturtup biraz geri çekildim. Yüzüne baktığımda ise dolmuş gözleri ve büzülmüş dudakları ile bana bakıyordu. Bu tapılası yüzüne saatlerce bakabilirdim lakin şuan herşeyden önemli olan bir meseleyi çözmeliydim.

"Asma suratını, herşey çok güzel olucak. Bana güvenmiyor musun yoksa ? "

Kafasını yavaşça kaldırıp bana baktığında dolmuş gözlerinden bir damla zarif yanaklarından süzüldü. Bu görüntü beni daha çok sinirlendiriyordu işte. Ben ona kıyamazken başkasının ona bu acıyı çektirmesine sessiz, sakin kalamazdım . Sırf Eren istemiyor diye bu zamana kadar susmuştum fakat bundan sonra herşey farklı olacaktı. O Çetin denen adamla başlayacaktım bu işe. Döktüğü her göz yaşı için intikam alacaktım. Keşke daha önce karşısına çıksaydım diye geçirdim içimden.

"Sana güveniyorum, çok güveniyorum a-ama korkuyorum. O sana ya birşey yaparsa ? O zaman ne olacak ? Lütfen gitme ."

Hıçkırıklarının arasında konuşmaya devam etti.

"Lütfen gitme yalvarırım. Ben alıştım hem birazcık daha dayanabilirim. O çok kötü biri sana da birşey yaparsa ben ne yapacağım o zaman ? Gitme. "

Cümlesinin ardından başını tekrar eğip içli içli ağlamaya devam etti. Karşımdaki bu görüntüsüne şuan içim gidiyordu, öfkeden deliye dönecektim nerdeyse fakat bunu ona belli edemezdim. Daja bana yavaş yavaş alışmaya, güvenmeye başlamışken bu onu benden uzaklaştırırdı.

" Bana güvendiğini söyledin öyle değil mi ?"

Başını kaldırmadan söylediğim soruyu onaylar şekilde başını salladı ve devam ettim.

"O halde bunları düşünme güzelim. Ben her şeyin çaresine bakacağım. Şimdi burda uslu uslu bekle yoksa sana ceza veririm küçük bey."

Sonlara doğru sesimi sinirli gibi çıkarmaya çalışmamla eş zamanlı kıkırtısı kulaklarımı doldurdu. Ona baktığımda gülen suratı ile beni izliyordu. Yanına yaklaşıp boyuna orantılı şekilde eğilip anlına bir öpücük kondurup geri çekildim arkamı dönüp bir adım atacakken Eren konuşmaya başladı.

" Ama çabuk gel olur mu? "

Arkamı dönüp başımı onaylar şekilde sallayıp arkama bile bakmadan odamdan çıktım ve koşar adımlarla Çetin'in odasına doğru ilerlemeye başladım. Şuan sinir hücrelerimde kol gezerken kendimi sakin kalmak adına zorluyordum. Kötü birşey yapmak istemiyordum şirket içinde fakat Erene tüm bunları yapan birisi için bu kadar sakin kalmak imkansız ötesi iken nasıl sakin kalacaktım ?

Odalarımız aynı katta olduğu için kısa bir süre içinde odasına ulaştım. Kapıyı tıktıklama gibi bir harekette bulunmadan direkt olarak içeriye girdim. Şaşkın gözler ile bana bakan iki kişi vardı.
Çetin sandalyesinde oturmuş onun hemen yanı başında asistanı ona bir dosya gösteriyordu.

"Aysu çık dışarı ! "

Söylediği şey üzerine Çetin'in asistanı önce şaşırır ve birkaç saniye içinde masadan birkaç dosya alıp hızlıca odadan çıktı ve adımlarımı masasına doğrı yönlendirdim. O ise olabildiğince düz tutmaya çalıştığı ifadesi ile bana bakıyordu. Fazla uzatmaya hiç niyetim yoktu bu işi. Onu yaptıkları yüzünden alt edecek ayaklarıma kapanık yalvartacaktım. Henüz 18 yaşında olan bir çocuğun çocukluğunu mahvettiği için, ona acılar çektirip sevgisiz bıraktığı için bizzat cezasını kendi ellerimle verecektim.

EREN [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin