BÖLÜM 3 '' ŞEFKAT''

29 4 30
                                    


Sonunda acilden çıktığımızda Kübra'nın kaldığı odaya doğru benim yüzümden oldukça yavaş ilerlemek zorunda kalmıştık. O kadar tedirgindim ki ellerim terliyordu. Hızlı yürümek istiyordum ama bacaklarımda ağrı kesici yüzünden uyuşma vardı. Ağrı kesici tüm vücuduma etki etmişti ama baş ağrıma hiçbir faydası dokunmamıştı. Her geçen dakika artıyormuş gibiydi. Ki arada sırada da gözlerimin önünde benekler uçuşuyordu. Kolumda Barış olmasa tökezleyip düşebilirdim bir anda. Her ne kadar Umut koluma girip bana yardım etmek istese de Barış ona tehditkar bir bakış atmış ve ardından dedikleri ile Umut bu kararından vazgeçmişti.

'' Odadan çıkışını unutmadım kardeşim, Nehir'i bulduğunda ararsın diye telefonun ekranına bakmaktan şaşı oldum. Şimdi izin verirsen ben yardımcı olayım kuzenime biraz da. '' Barış bir koluyla belimden beni desteklerken bir eli ile de nazikçe kolumdan tutuyordu beni. Yürürken arkamızdan gelen Umut'a kısa bir bakış atıp bana yaklaştı.

'' Bana bak kız! Abilik damarımı dellendirme, neden bu kadar üzerine titriyor? Tamam, titresin ama kıskanıyorum canım. O yokken ben vardım, bunu da unutma. Ayrıca aşk olsun sana da! Neden bana haber vermedin? Ay dur bak aklıma geldi yine sinirlendim! Off be Nehir! Ömrümden ömür yedin be kızım! Ne hissedeceğimi şaşırdım. Halamlar seni bana emanet etti ama daha ben kardeşimin nerede ve nasıl bir halde olduğunu bile bilmiyorum. Çok korktum, sana bir şey oldu diye çok korktum! '' Barış'ın dedikleri ile durdum ve onun da durmasını sağladım. Dedikleriyle başta gülümsesem de devamında burnum sızlamıştı ve ağlayacak raddeye gelmiştim. Kollarımı beline dolayıp kafamı boynuna gömdüm ve Barış'ın kollarını bedenime dolamasını bekledim.

Bana o kadar nazik sarılmıştı ki şefkati karşısında kalbim huzurla doldu. Çok şanslıydım ben! Allah'ım sana şükürler olsun! Çok güzel bir aile nasip etmiştin bana. Ne kadar sarılı kaldık bilmiyorum ama Umut'un öksürmesi ile yavaşça Barış'tan ayrıldım.

'' Ne var be ne var? Bir de sahte sahte öksürüyor! Sen yokken ben vardım Umut Efendi! Sakın benden kıskanayım deme Nehir'i valla çok fena olur. Uyarmadı deme sonra. '' Barış'ın ellerini beline koyup Umut'a dönerek çemkirmesi ile şaşkınlıkla ikisi arasında bakışlarımı gezdirdim. Testosteronlar mı yükselmişti ne? Umut'un yüzünde gördüğüm ifade ile gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Gözleri şaşkınlık ile kocaman açılmış duyduklarına inanamaz bir şekilde Barış'a bakıyordu. Ellerini teslim olurmuşçasına kaldırdı.

'' Vallahi öyle bir niyetim yoktu. Soğuk aldım herhalde, öksürüğüm gerçekti. Yemin ederim gerçekti. '' Umut'un masum masum neden öksürdüğünü açıklaması ve attığı yavru köpek bakışlarına daha fazla dayanamadım ve kıkırdadım.

'' Tabi tabi ben de inandım. Soğuk almışmış! Hıh! Ben kanar mıyım bunlara? Ben Oflu Fahriye'nin yeğeniyim. Hey gidi hey! Sen bu yoldan gelirken ben üç tur yapıp yol kenarında kestiriyordum Umut Bey. Her neyse, hadi gidelim Fasulye Sırığı'nın yanına. Daha fazla bekletmeyelim onu. Gözü kapıda kalmıştır. '' Barış'ın dedikleri ile kahkaha atmak istedim ama Umut üzülür diye kafamı eğip gülümsemek ile yetindim. Derin bir nefes alıp sakinleştiğimde bakışlarımı kaldırıp Barış'a baktım. Hala daha Umut'a sataşıyordu. En sonunda Barış gözlerini devirip eski pozisyonumuzu aldı ve tekrar yürümeye başladık. Hala daha kıkırdarken arada bir omzumun üstünden Umut'a bakıyordum. Üzerindeki şaşkınlığı atamamış bir şekilde Barış'a kaçamak bakışlar atıyordu. Ama çok şirindi ya!

Barış durduğunda bakışlarımı Umut'tan çekip önünde durduğumuz kapıya çevirdim. Çok oyalanmıştım, evet çok oyalanmıştım. Kübra'yı görmek için, sorularımın cevabını almak için, ona iyi olduğumu gösterip daha fazla endişelenmesini engellemek için çok oyalanmıştım. Şimdiden pişmanlığımın ve üzüntümün altında ezildiğimi hissetmeye başlamıştım bile. Her şey bir anda oldu bittiye gelmiş ve ben yine Kübra'nın durumunu sormayı unutmuştum. En azından şimdi kendi gözlerim ile görüp sorularımı ona yöneltebilecektim. Barış kapıyı çalıp girmem için beni yönlendirdiğinde açılan aralıktan bacaklarımdaki uyuşukluğa rağmen hızla geçtim ve odanın içinde hızla gözlerimi gezdirdim. Perihan Abla, Ömer Abi ve Fatma Abla'yı görmenin şaşkınlığı ile bir anlığına duraklasam da kendimi toparlayıp onlara sadece gülümsemekle yetindim.

YILDIZLARLA RİTİM 2 / SONSUZLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin