Bölüm 14 ''Zaman''

20 5 10
                                    

Önceki Bölümden hatırlatma :D

'' Kızım bir şey istiyor musun? Kantine de uğrarız. '' Perihan Abla'nın sorusu ile gülümsemeye devam ederek kafamı ' Hayır. ' anlamında olumsuzca iki yana salladım. Hep beraber odadan dışarı çıktıklarında bakışlarımı Umut'a çevirdim. Derin bir nefes alıp hala daha sızlayan gözlerimi kırpıştırdım. Umut, hala daha bana bakmıyordu.

Çok az bir zaman geçmesine rağmen onu ne kadar özlediğimi fark ederek gözlerimi kaçırdım. Aramıza mesafe koymayı seçen de, biraz zamana ihtiyacım olduğunu söyleyen de bendim. Birkaç gün geçmişti aradan ve ben, onu karşımda endişe ve korku ile göz göze geldiğimiz o kısacık anda affetmiştim. Özlemiştim onu.

'' Ayakta durmaya devam mı edeceksin? '' Sorduğum soru ile kafasını hızla kaldırıp gözlerimin içine baktığında yutkunmak zorunda kaldım. Gözyaşlarının buğulandırdığı gözleri ile sanki ruhumu görürcesine derinden bakarken titrek bir nefes aldım.

'' Nehir ben – ''

'' Nehir mi? Mira'ya ne oldu? '' Sözünü kesip gülümseyerek sorduğumda dudakları titremişti ve aradaki mesafeyi hızla aşıp yatağımın kenarında dizlerinin üstüne çökmüştü. Sıcacık elleri ile buz gibi olmuş sağ elimi sıkıca sararken alttan yukarıya ağlayarak bana bakıyordu. Gözyaşları sicim misali birbiri ardında yanaklarına süzülüyor çenesinde birleşip yere damlıyordu. Kalbim acı içinde göğsümde kıvranırken ağlamamak için gözlerimi kırpıştırdım.

'' Mira ben çok özür dilerim. Sana daha öncesinde söylemeliydim ama inan bana unuttum. Sana öylesine kapıldım ki her şeyi unuttum ben. O listeyi doktorum Murat Bey ile hazırlamıştık. Sana anlatacaktım. Yemin ediyorum sana anlatacaktım ama, kendimi kaybettim işte. Birçok şey yaşadık ve ben onun varlığını bile unuttum. Sen beni odada öylece bırakıp gittiğinde aklımı yitireceğimi sandım.

Sana ulaşmak, kendimi anlatmak için çok uğraştım ama abim ve Kübra sürekli bana engel oldu. Barış desen sürekli aramalarımı reddetti. Bilmiyorum. Evinize gelmek istedim ama cesaret edemedim. Çünkü haklıydın. Senin güvenini sarstım, bunu biliyorum. Bir daha bana güvenebilecek misin, bana bir kez bile kendimi sana affettirme şansı verecek misin bilmiyorum ama sana şunu söyleyebilirim.

Sen benim hayatıma girdiğinden beri ben o kadar çok değiştim, hayatım o kadar güzel bir yere evrildi ki bunu kaybetmek istemiyorum. Senin benim gibi birini seven o güzel kalbini kaybetmek istemiyorum. Benim için o kadar değerlisin ki ellerimden kayıp gittiğin düşüncesi bile ölümle eş değer benim için. Ben – ''

'' Umut yeter. '' Umut'un sözünü keserek iki kelime ile onu susturduğumda boğazıma oturan yumruyu giderebilmek için derin bir nefes aldım ve yutkundum. Daha fazla konuşursa kendimi tutamaz ve salya sümük ağlamaya başlayabilirdim. Gözlerimin içine dudakları titreyerek ve ağlamasını durdurmak için kendini sıkarak bakarken tekrar derin bir nefes çektim ciğerlerime.

'' Bak Umut, ben... İnan bana ne diyeceğimi bilmiyorum şu anda. Emin olduğum, hissettiğim tek bir şey var ama. Seni özledim. Gerçekten özledim. Affettim de sanırım. Sen ilişkimizin ortasına kocaman bir şüphe soktun. Zaman içinde gider mi bilmiyorum ama bekleyip görmekten başka çaremiz yok. Şu an elimi tutuyorsun ya. Aklımdan ' Acaba o listedeki el ele tutuşma görevi için mi yapıyor bunu? ' düşüncesi geçiyor bir yandan. Sana yardım teklifi ile gelen bendim. Seni bir sapık gibi takip eden bendim. Suçluyum, bunu daha önce de dile getirdim. Keşke o zaman bana bu listeden bahsetseydin. Güven karşılıklı bir dinamiktir. Ben bana güvenmeni istedim. Sana güvendim. Şimdi sana karşı duyduğum güvenim o liste ile birlikte sarsıldı ve tekrar temele oturtmak ne kadar sürer inan bana bilmiyorum.

YILDIZLARLA RİTİM 2 / SONSUZLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin