1. Bölüm

636 62 47
                                    

Şu hayatta değer verdiğim tek bir kişi var. O da canım abim. Annem ve babam var ama onlarla hiçbir zaman tam bir aile olmadık. Ben anne ve baba sevgisi nedir bilmiyorum. Benim annem ve babam Çağlar abim oldu. Beni bu yaşa kadar abim getirdi. O benim her şeyim...

Ben Öykü ATASOY, 17 yaşındayım. Tip 1 şeker hastasıyım ve sinir hastası bir kızım. Şeker hastası olduğumu 7 yaşında öğrendim. Sinir hastalığını da 10 yaşında . Abim beni 10 yaşında sözde annem ve babam olan şahsiyetlerin yanından aldı ve 10 yaşımdan beri onunla yaşıyorum. Benimle her türlü ilgilendi. Birazda ondan bahsedelim.

Adı Çağlar ATASOY ,24 yaşında. Üniversite son sınıf. Fizik bölümünü okuyor(ne anlıyorsa fizikten). Kahverengi gözlere ve siyah saçlara sahip. Abim diye demiyorum kendisi çoook yakışıklıdır. Ama kimselere veremem onu. Kendime saklıyorum. Beni herkesten kıskanır, aynı şekilde ben de onu herkesten kıskanırım. İste böyle bir abiye sahibim. İyiki var, o benim kıymetlim...

Şu anda bir hastanedeyiz. Yanımda abim, annem ve babam olacak şahsiyetler var. Karşımda da yaklaşık 51 yaşlarında bir adam ve yaklaşık 46 yaşlarında bir kadın oturuyor. Yanlarında da tahminen 14 yaşlarında bir çocuk oturuyor.

Şimdi siz diyeceksiniz ki senin burda ne işin var. Şöyle ki abime bir telefon geldi. Neymiş efendim ben bir ailenin çocuğuyla karışmışım. Ne alakaysa. İste onun için kan tahlili verdik ve sonuçları bekliyoruz. Ben yüzde yüz ATASOYUM. Sonuçlarda da bunu göreceğimize eminim.

Ve şükürler olsun doktor bey elinde sonuçlarla geldi. Zarfı açıp okumaya başladı "Öykü ATASOY ve Hakan ATALAR'ın kanı %99,8 uyuşmaktadır. Aden ATALAR ve Serdar ATASOY'un kanı %99,8 uyuşmaktadır."

Ben az önce yanlış duydum değil mi? Onların kızı olmayabilirim bu benim için sorun değil. Ben bu yaşıma kadar boşuna mı acı çektim?

Abim de donmuş bir şekilde bana bakıyor. Abim " Hayır bu olamaz. Öykü benim kardeşim." dedi.

Doktor " Maalesef Çağlar bey bu doğru. Bebekler yanlışlıkla karışmış. " deyince abim doktorun yakasına yapıştı.

"Bu nasıl olur lan! Burası nasıl bir hastane. Ne demek bebekler karışmış lan! " abim sinirle doktora bağırıyordu.

Babam yani üvey babam olan Serdar ağzını açıp konuşmaya başladı " Ben kendi öz kızımı alıp gideceğim, sizde kendi kızınızın alıp gidin. Bu meselede burda kapanmış olsun. Hadi gel kızım,gidelim." Elini kendi kızı olan Aden'e uzattı.

O kız da sanki bunu bekliyormuş gibi hemen o adamın elini tuttu. İnsan birazcık olsun üzülmez mi ya! 17 yaşına kadar o aile sana baktı.

Onlar mutlu bir şekilde odadan çıkıp gittiler. Karşımdaki kadın ağlayarak bana bakıyordu.

Abim yanıma gelip "Gel güzelim biz seninle bi dışarda konuşalım." dedi ve beni de alıp odadan çıktı.

Ben sadece donuk bir şekilde etrafa bakıyorum. Aklım bi türlü almıyor ya da almak istemiyor.

Abim önce bana sarıldı. Daha sonra ellerimden tutup konuşmaya başladı " Güzelim, biliyorum şuan sende benim kadar şaşkınsın. O içeride oturanlar senin ailen."

Abimin bunu demesini bekliyormuş gibi hemen ağlamaya başladım. Abim beni kendine çekip sarıldı.

" Abimm" abim böyle dedikçe daha çok ağlayasım geliyor. Abim beni kendinden çekip ona bakmamı sağladı.

" Bitanem, ben senin abinim. Bunu hiçbirşey değiştiremez. Ama içeridekiler de senin ailen. Onlarla gidip bi denesen. Sakın yanlış düşünme. İleride keşke diyeceğin bir şey olmasın. Eğer istemezsen ben seni hemen geri alırım ama bi dene bence."

Abim dediklerinde haklıydı. "Ama ben ne zaman istersem beni yanına alacaksın değil mi?" Cevabından eminim ama yinede soruyorum.

Abim bana buruk bir tebessümle kafasını salladı. Abime sıkıca sarıldım. O sırada içerideki ailem dışarıya çıktı. Öz annem ve babama baktığımda ikisininde gözleri doluydu. Sanırım onları istemememden korkuyorlar.

Biyolojik annem ellerimden tutarak konuşmaya başladı " Biliyorum şu an sende bizim kadar şaşkınsın. Ama biz seninle tanışmak istiyoruz. Bizimle gelir misin? " diye sorunca sadece kafa sallamakla yetindim. Biyolojik annem sevinçle bana sarıldı. Bense öylece durdum. Neticede onları daha tanımıyorum.

Abimle vedalaştıktan sonra arabaya binip ,yeni evime doğru yola çıkmıştım. Yanımda oturan çocuk bana göz devirip başını cama doğru çevirdi. Aman sanki ben sana çok meraklıyım. Taş çatlasa 14 yaşlarında bişey ama ergen işte,naparsın.

Hakan bey karşımda oturuyor ve yanında da biyolojik annem oturuyor. Kadının ağlamaktan gözleri kızarmış. Biyolojik annem olan kadın konuşmaya başladı "Ben Nil. Yani senin annenim. Bu da baban Hakan, yanında oturan da senin erkek kardeşin Efe." diyerek ailesini tanıttı.

Kısaca başımı sallayıp bende kendimi tanıttım.

Araba sonunda eve geldi. Pardon burası ev değil saray saray. Ama üç kişilik bir aileeye göre fazla büyük. Acaba bu evde bir ordu falan mı yaşıyor?

Neyse arabadan indik. Hakan bey önden arkasında ben ve yanımda Nil hanım vardı. Arkamızda da o Efe denen velet vardı. Hakan bey zili çalınca kapıyı orta yaşlarda bir kadın açtı. Sanırım yardımcıydı. Bana hafif tebessüm edince bende ona hafif tebessüm ettim.

Hakan bey salona girdi. Bende hemen "Acaba bana odamı gösterir misiniz? Biraz dinlenmek istiyorum." dedim.

" Tabiki" diyerek o önden ben arkadan merdivenleri çıkmaya başladık. 1 kat çıktık ,2 kat çıktık ve sonunda en üst kata gelebildik. Allah aşkına üç kişi bu koca 3 katlı evde ne yapıyorsunuz?

Beyaz bir kapının önüne gelince durduk. Kapıyı açıp içeri geçmemi sağladı. Oda çok güzeldi. Krem rengi tonlarındaydı ve oldukça ferah.

"Burası senin odan. Ben öğrenince burayı hazırlattım. Ama beğenmezsen değiştirebiliriz" diyince hemen başımı iki yaan salladım.

" Hayır. Oda çok güzel. Teşekkür ederim. " dedim.

" Beğenmene sevindim. Neyse ben çıkım de sen güzelce dinlen. " diyerek odadan çıktı.

Bende yanımda bir kaç kıyafet var diye güzel bir duş aldım. Sonrada kendimi yatağa bıraktım. Yatak çok rahattı. Günün verdiği yorgunlukla kendimi uykunun kollarına teslim ettim...

KAYBOLMUŞUM...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin