Elleri şefkatle sırtımı okşuyordu. Sesi, elleri, bana huzur ve güven veriyordu.🤍Savaş bey'in yanından hızla kalkıp odaya geri döndüm. Biraz önce yeniden ilk gün ki gibi öpüşmüştük. Birden dudağıma yapıştığında şaşırmıştım, ama dudağından aldığım sahiplik hissi karşılık vermemi istemişti onu ilk gördüğümde hissettiğim tutkuyla öpmüştüm.
Ama dudağından aldığım tutku daha fazlasını istememe sebep oluyordu sadece dudağımda değil bedenimde de var olmasını istiyordum. Onunla yeniden bedenim arzudan kaybolana kadar sevişmek istiyordum.
Ama o an yeniden mideme giren bulantıyla geri çekilip koşarak uzaklaşmıştım. Hızla odaya girip lavobaya koştum. Klozetin kapağını açıp kusmaya başladım. Yeniden baş dönmesi mide bulantısı bedenimi ele geçiriyordu. Biraz önce tutkuyla öpüştüğüm adamdan hamile olabilirdim ve ben daha bu düşünceden emin olmadan yeniden onunla beraber olmak istemiştim.
Motor kulübünde geçirdiğimiz gecenin ardından sabah Savaş bey bizi hastaneye götürmüştü. Umut'un iyi olduğunu görünce içim rahatlamıştı. Savaş bey sözünü tutmuş onu kurtarmıştı, beni zorla, hatta kaba kuvvet kullanarak desem daha doğru olur yaralarıma baktırmak için doktora göstermişti.
Uzun bir süre evden çıkmamı yasaklamış eve bırakıp gitmişti. İtiraz etmeme aldırış etmeden evden çıkarsam kapıyı üzerime kilitleyeceğini söylemişti. Salonda kanepenin üzerinde uzanıp can sıkıntısıyla televizyonu karıştırıyordum. Rüya olanları duyunca yanıma gelmiş mutfakta bir şeyler hazırlıyordu Savaş bey'in darladığı yetmezmiş gibi birde o darlıyor yerimden kıpırdamama bile müsade etmiyordu. O kadar endişeliydi ki kendim idare edebilirim dememe rağmen beni dinlememişti.
Elimde ki kumandayla kanallar arası geçiş yaparken sıkıntıdan ölmek üzereydim hareket etmemeye alışkın değildim hasta bile olsam hiç bu kadar saatlerce yatmamıştım. Evden kaçıp biraz dışarı çıkmak düşüncesi beynime işlerken kapı çaldı. Sabahtan bu yana gelen giden hiç bitmemişti o yüzden umursamayarak kanalları karıştırmaya devam ettim.
Rüya'nın, " Savaş bey " diye şaşkınlıkla bağırmasıyla içime dolan korku mu heyecan mı tam olarak bilemediğim duyguyla elimde ki kumandayı yere düşürdüm. Sadece bir kaç saat önce ayrılmıştık. Eğilip almaya çalıştığımda aniden yaptığım hareketle başım dönünce kendimi koltuğa geri yasladım.Savaş bey'in kokusu çok yakınımda olduğunu gösteriyordu. Dışarıda tek bir yaprak oynamazken onun kokusu çoktan ciğerlerime esmişti. Yani ne olurdu şuan burada olmasaydı. Zaten dün geceden bu yana öpüşmemiz aklımdan çıkmıyordu. Gözlerimi yavaşça açıp baktığımda kafamda dikildiğini gördüm.
Endişeyle yüzüme bakıyordu. Gözleri kızarmıştı uykusuz ve yorgun görünüyordu. Bitkin görünen haline üzülmüştüm. Şuan ikimizinde gözleri birbirinde takılı kalmıştı ne ben gözlerimi ondan çekebiliyordum ne o gözlerini benden çekiyordu. Sürekli böyle mi olacaktı. Ondan uzak durmaya çalışırken beni sadece gözleriyle etkisi altına mı alacaktı ?
"Siz neden geldiniz ? " diye soran Rüya'nın sesiyle gözlerimi boşluğa çevirdim.
"Sen işinin başına git Aysa benimle" dedi. O kadar kararlı ve net söylemişti ki dudaklarından dökülen bu net sözle şaşırmıştım. Rüya'ya döndüğümde onun da benim gibi şaşırmış olduğunu gördüm.
"Ben kardeşime bakacağım Savaş bey onu bırakamam."Yine net ve kararlı sesiyle , "Hadi Rüya şirkette bir sürü iş var. İşinin başına git. Hastanede sizin yüzünüzden diye beni suçluyordun. Madem bunlar benim suçum Aysa'ya ben bakacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY TENLİ KADIN ( Affeder mi Aşk Bizi Serisi )
RomansaGözüm direksiyonu tutan elindeki dövmeye çarptı. O da bunu farketmiş olacak ki ; " Ay'ı çok severim. Bana güzel şeyler hatırlatıyor." dedi gözünü yola çevirip gülümserken. Merak etmiştim. " Ne gibi ? " diye sordum. "Yüzü, Ay gibi parlayan bir kadın...