Selam. Kaçak geri dönmedi. Sadece finalin birinci kısmını paylaşmak istedim. Çok fazla zaman oldu ve artık Çınar ve İnci Sedef'in tamamlandığını bilmek içimi rahatlatır diye düşündüm. Öğretmen olmak büyük bir sorumlulukmuş. Onlar için en iyisini istemek, daha iyi öğrenmeleri için yeni yollar denemek, keşfetmek, iyi birer birey olabilmeleri için örnek olmak inanılmaz yorucu ama mükemmel. Kendimi tamamlanmış ve ailemi bulmuş gibi hissediyorum. Çınar ve İnci Sedef de ailesini bulsun istedim.
Keyifli okumalar. İkinci ve en iyi kısım yakında.
❤️Bir gün aşık olacağımı biliyordum. Bir kadını seveceğimi, ona ve aileme bağlı kalacağımı, onlar için her şeyi yapacağımı biliyordum.
Sadece bunun bağımlısı olacağımdan bihaber geziniyormuşum. Biliyorum, şimdi söyleyeceğim şey size çok klişe gelecek ama neden insanların bu klişeyi bağırdığını artık ben de biliyorum. İnci Sedef’ten önce uyandığım sabahlar sabah değilmiş. Güneş, gece, mevsimler hepsi beni aldatmış güzellikleriyle. Artık her gün, daha da anlamlı. Ve ben kesinlikle İnci Sedef’e, karıma, ne zaman aşık olduğumu kestiremiyorum.
Okul dergisinde onun yazısını okuduğumda ondan çok etkilenmiştim. Deli gibi merak etmiştim. Onu bulduğumda, ona aşık olacağım belliydi. Fakat bir saat veya zaman veremem. Birkaç yıl önce dersem, dünden önceki güne ihanet etmiş olurum. Dünden önceki gün dersem, düne ayıp olur. Dün dersem bugüne, bu sabah dersem, bir saniye öncesine. Bir zamanı yok. Muhtemelen ona bir saniye sonra tekrar aşık olacağım. Ve ondan sonraki saniyelerde tekrardan.
Gözlerimin önünde büyümüş, serpilmiş ve güzelleşmişti. Harika olduğu tek şey karım olması değildi. Başka nelerde iyiydi bir bilseniz. Mesela halk tarafından çok sevilen ve sık sık takip edilen bir gazetede gezi yazarlığı yapıyordu. Biliyorum, kesinlikle onun karakteri bir okulda çocukları eğitmek için uygun değildi. O daha özgür daha ulaşılamaz olmalıydı. İnci’nin üniversitesi bittiğinde, benim de yüksek lisansım bitmişti. Mezuniyet partisi gibi olaylardan çok hoşlanmasam da İnci’nin partisine göğsümü kabartarak, gururla katılmıştım.
Size bir şey söyleyeyim mi?
Deli. Gibi. Mutluyum. Çıldırırcasına. Hayvan. Gibi. Öyle. Böyle. Değil.
İnci mezun olduğu ilk sene ne yapacağına karar veremedi. Ben ise istediğim şirkette istediğim pozisyonda işe çabucak kabul edilmiştim. Tabi bu, çok çalışmama ve İnci’yi kısıtlı sürelerde görmeme neden olmuştu. Bu yüzden severek girdiğim işimden bir süre nefret ettiğim doğruydu. İlişkimizde her şey daha yeni rayına oturmuşken hem güzel bir gelecek hazırlamak için gecemi gündüzüme katmış hem de İnci’ye ihmal edilmiş hissettirmemek için uyumamış, geceleri penceresine tırmanıp onunla uyuklayana kadar sohbet etmiştim. Bir de, onu görmeden günüm zehir gibi geçiyordu, bu yüzden yorgunluktan gebersem de onu görmeden günü kapatmayı reddediyordum.
Sevgilimin bundan etkileneceğini, yıpranacağını düşünerek kendimi paralarken, aslında onun ne kadar anlayışlı olduğuyla yüzleştim bir süre sonra. İnci’nin evinde tamamladığım geceler, ağaç eve taşınmıştı. İş yerim ve İnci’nin evi arasındaki mesafe kıyamet kadar uzak olduğundan güzel sevgilim artık akşamları ağaç evde benim için yemekler hazırlıyordu. Bir süre boyunca o ağaç evde yaşadık diyebilirim.
İnci’nin babası, annesi, Lale ablası ve geri kalan tüm ailesi ile tanışmak için deli oluyordum çünkü hayatım onunla tamamlanmışken, ben daha fazla eksik kalmayı reddediyordum. İnci ise işleri yavaştan almaya bayılıyordu. İlk kavgamız çok saçma bir şey yüzünden olmuştu.
![](https://img.wattpad.com/cover/208182923-288-k879551.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çınar Altı
Humor"Gözlerin, gözlerin bana aklımı kaybettiriyor ama ancak İncilerinle buluşunca yolumu bulabiliyorum. İnci, ben sana bakmazsam kaybolurum. Issız sokaklarda kaybolacağıma senin her karesi sedef dolu ömründe kaybolmaya ilk gün razı geldim ben. Seninle h...