19.

466 48 10
                                    

Beni katil edecek, hatta neredeyse Wattpad hesabımı kapatmama sebep olacak bölümü nihayet yayımlıyorum. Bilen bilir, kaydetme sırası hataları! Resim ve yazılar birbirine karıştı ve Wattpad süreli değişiklik hatası verdi! Lanet 😂

Zaten şu sıralar kendimi zapt edemediğim her şeyden bıktığım bir dönemden geçerken, buradan uzaklaşıp, doğru düşünmek istedim. Hala her şeyi saldığım ve ders dışı sorumluluklardan uzaklaştığım, boş verdiğim, istediğim her şeyi yaptığım o dönemi atlatamadım. Ama en azından hazır olan şu bölümü bir atıp kaçayım dedim.

🌹

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌹

Yeni aldığım ayakkabı ayağıma vurduğu için beyaz çoraplarım ve güzelim beyaz ayakkabım kan olmuştu. Hayat birkaç gündür iyi bile davranmıştı bana. Sana bu kadar yeter deyip, yüzüme böyle tükürüyordu demek ki. Ama bu çok sıradan, olağan bir şeydi. Yani büyütmeye, dert etmeye, ağıtlar yakmaya gerek yoktu. Fakat sevgili sevgilim, evet sevgilim.

Sizin de içiniz kıpır kıpır oluyor mu? Ben mama saati gelmiş çocuklar gibi çığlık atmak istiyordum. Neyse.

Çınar, saçlarımı okşayıp bana kitap okurken tek yaptığım gözlerimden çıktığına emin olduğum lazer ışıklarıyla onun suratının her bir ayrıntısını mühürlemekti. Çünkü kendisi yakışıklı olmanın dışında epey de naif bir adamdı.

Ayakkabıların canımı acıttığını anladığı ilk an ayağımda ne varsa çıkarmış, yaramı temizledikten sonra kendi çoraplarını giydirmişti. Siyah çoraplarının çok renksiz olduğuna kanaat getirdiğinde birkaç çalı çırpı ve renkli çiçek toplayıp çoraplarımın içine sokmuştu. Tamam, çok da benim kabul göreceğim bir hareket değildi ama Çınar, beni yıpratan yaraların bile insanları hırpalamak yerine onlara bir buket çiçek uzattığını ve empatiye davet ettiğini söyleyerek palyaço görüntümün iyi olduğuna ikna etmeyi başarmıştı.

Ona verdiğim Şeker Portakalı ve Küçük Prens’ten böyle bir sonuç çıkardığını ima etmişti. Onun beni kırdığını düşündüğümde ona kitaplarla ders vermek istemiştim. Beni anladığını bilmek ona daha çok çekilmeme sebep oluyordu. Sizi anlayan birine aşık olduysanız, en büyük sorunlar bile göz göze geldiğinizde o anlamlı bakışın yanında nohut tanesi kadar kalıyor, inanın. Artık beni üzen her şey; Çınar’ın gözlerine bakana, onun saçlarımı okşayışına kadar problem oluyordu.

Çınar hayatıma girdikten sonra çok şey öğrenmiştim ve onunla daha fazlasını öğreneceğimi biliyordum. Ayrıca, bunun için fazlasıyla gönüllüydüm. Çıkardığım sonuçlardan biri de, bana travmalarımı geride bırakmamda yardımcı olan yegane şeydi. Sizi üzen insanların her biri için bir çiçek dikin. Böylece kötü niyetin güzel şeylere dönüşmesini seyrederken size verdiği tek zarar, çiçeği suladığınız için gelecek su faturası olur. Eğer o çiçeklerden bir kır bahçesi oluyorsa, üzülmeyin. Bu ancak fark etmeden size kazandırdığı iyi yönler olur. Anlayacağınız, asıl kaybeden bizler değiliz. Bir çiçek bile dikemeyecek kadar yalnız kalanlardır.

Çınar Altı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin