Final Part II

701 47 33
                                    

Selamlar. Sonda güzel bir albümümüz var. Güzel bir çerezin daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. İnci'yi ve Çınar'ı seven herkese teşekkür ederim. Final yorumlarınızı onlardan esirgemezseniz sevinirim. ❤️

Şiirle kapatacağımız için Çınar'ın anlam dolu sözü ile başlamak istiyorum.

-İnci, sen kendini sevdikten sonra ben her şeyle baş etmenin yolunu bulurum.-

Size, kendinizi sevmeye teşvik edecek adamlarla tanışın. Siz kendinizi sevdikten sonra, mutlu olduktan sonra her şeye sıra gelir.


🌟

Hayat bana sahiden bonkör davranıyordu. Dahası ben kendime bonkör davranıyordum.

İnsanın kendine acımasını hep bir zavallılık durumu olarak nitelendirirdim. Acımaktan kastım aşağılamak değil. Bu ikisi arasındaki derin uçurumu göz ardı etmeyin. Acımak, insanın kendisi için üzülmesiyle birlikte oluşan doğal bir sancıdır.

Geçmişim, tahayyülümde artık acı verici değildi çünkü beni İnci yapan anılardı lügatimdeki karşılığı.

Bir zamanlar çocukluğum bir yaraydı ve ben o yaradan hiç hoşnut değildim. İnsanların yarama bakışından bile incinirdim, karşılarında dut yemiş bülbül gibi tutulurdum yaram hakkında konuştuklarında.  

Sadece sözler değil, acımasız, ezici bakışlar bile bana kendimi ucube gibi hissettiriyordu. Sadece kırılmayı ve aşağılanmayı öğrenmiştim.

Çınar’ın gözleri hayatıma damdan düşmüş gibi girip yarama ilk takıldığında on yaşında bir kız çocuğu gibi, geçmişimi saklama ihtiyacı hissetmiştim. Ona olan şoke edici duygularım bile tuzla buz olmuştu.

O ise baş parmağı ile gözlerimi okşayıp, “Seni anlatıyor,” demişti.

Bunun ne anlama geldiğini bile bilmiyordum. Anlamak istememiş ve her zaman olduğu gibi kaçıp gitmeyi tercih etmiştim.

O ise buna hazırlıklıymış gibi beni kolumdan tutmuş ve daha da yaklaşmıştı. O an yarama tuz bastığından başka bir şey düşünemiyordum.

“Neden onu bu kadar dışlıyorsun? Annen sana ait. Kırık bir kalbe sahip olmak, hak ettiğin şekilde sevilmemek senin güzelliğini gölgeleyemez, seni olduğundan başka biri yapmaz. Her ne kadar deli gibi sevildiğin bir çocukluk yaşaman için zamanı geri getirmeyi istesem de tüm bunlar seni benim İnci’m yaptı. Sana bakınca ne kadar yaramaz ve karşı konulmaz olduğunu görüyorum sadece. O yara hep orada kalacak, değişen tek şey ise insanların bakışı olacak. Ben sana baktığımda hep güzelliğinin bir parçasını göreceğim. Söz veriyorum seni kimsenin sevmediği gibi seveceğim. Sana çocukluğunu aratmayacağım.”

Ağzından çıkan her sözün arkasında durdu.

Kendime dair dışladığım ne varsa onun sayesinde kucaklamayı öğrenmiştim. Beni alt üst ediyordu.

İki buz dağının birbirine çarpışması gibi omzunu omzuma vurduğunda geçmiş anılarımdan tökezlememe sebep oldu.

“Ne düşünüyorsun,” dedi kollarını belime dolayıp yanağımdan ıslak bir öpücük çalarken.

Sabah rutinlerinin bağımlısı haline gelmiştim. Kendimle barıştığımdan bu yana duygularımı daha özgür yaşıyordum. Daha dışa dönük bir insan olmuştum. Şakalaşırken, özgürce fikrimi ifade ederken veya toplum içinde absürt bir hareket yaparken yabancı ve kınayan bakışları umursamıyorum.

Çınar Altı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin