Bölüm 7

12 1 0
                                    

bu olanlar beni bile sarsmışken o nasıl dayandı anlamıyorum.

"tedavisi yokmu bunun oğuz ?" oğuz buruk gözlerle bana baktı. "var tedavisi ama çok fazla para istiyorlar!" üvey ailesi zaten zengin neden bu zamana kadar yapmamışlar. "üvey ailesi var onlar tedavi yaptırabilir!" 

"onlar yok helin onlar o gün bügeyi bulduklarında direk hastaneye götürdüler. fakat hastanede gözlerinde sorun olduğunu öğrenince bizim kızımız bi sakat olamaz diyip bügeyi bırakmışlar. doktor onlara tedavi var demesine rağmen kabul etmemişler. yakıştıramamışlar yanlarına!" dediğinde gözlerimden süzülen damlaları tutamadım. insanlar neden bu kadar kötü? oğuz konuştukça içimde bir nefret büyüyor. o iki adamı buluna kadar devam edecek bu nefret o iki adam ölünce gidicek nefretim. AMA ARTIK ESKİ HELİN YOK. şu sevimli, herşeye gülen, herşeye eğlenen helin yok o helin öldü.  o iki adam ölünce geri doğacak.

"kaç yaşında olmuş bunlar?" dediğimde kafasını eğerek,

" 3 ay önce"  ne yani daha yeni mi olmuş ? karşı koltuktan gelen inleyen sesleri duyunca hemen konuyu değiştirdi oğuz

"siz ne yaptınız onunla?" diyince kimden bahsettiğini anladım.  "hiçbirşey yapmadık. seninle iş hakkında konuşmak için gelmiş." dediğimde aklıma bir fikir geldi. bir süreliğine onunla çalışsak tedavi için yeterli parayı toplayınca ayrılırız işten,

"oğuz kaç lira istiyorlar tedavi için?" dediğimde oda anlamıştı gözlerimin ışıltısından,

"aklında ne karıştırıyorsun yaramaz?" 

"ya sen söyle!" 

"15 bin ne yapıcaksın nasıl bulucaksın!" 

"bir süreliğine o işi kabul etsek. büge için" masum masum ona baktım. oda mantıklı bir fikir olduğunu düşünerek kafa salladı.

"yarın konuşuruz şimdi yat sende. çok yoruldun bugün" diyince kafa sallayarak bir koltuğa uzandım. yavaş yavaş gözlerimi kapattım. gerçekten bugün çok yoruldum. adını bilmediğim öküz bugün resmen hayatımı kurtardı. ben teşşekür bile etmedim. bugün gerçekten çok garip şeyler yaşadım. şimdi bunları sindirerek kendimi uykuya veriyorum.

gözlerimi yavaş yavaş açtığımda karşımda bügeyi, bügeye bakan ela gözlü 24-25 yaşlarında esmer siyah saçlı fazla yakışıklı biri onun  yanında oğuz ve adını bilmediğim egoisti görünce hiçbirşey olmamış gibi tekrar gözümü kapattım. bir dakika onların burada ne işi var? gözlerimi açmadan  avuşturdum  "oğuz çimziklesene beni" dediğimde rüya olsun istiyordum. gözlerim kapalı bir şekilde, "çimziklesene lan" dediğimde bir kaç kıkırtı sesi duydum fakat yine açmadım. "yaramaz gözlerini aç gerizekalı sabah oldu rüyada değilsin!" dediğinde oflanarak gözlerimi açtım.

"günaydın"  bana bakıp gülen egoiste göz deviridim. ne ara geldi bunlar niye duymadım. "hiç günaydın değil canım! ne ara geldiniz? beni niye uyandırmadınız!" çok sinirliyim hepsini teker teker dövmek istiyorum ama dayak yerim! çünkü oğuz her sinirlendiğinde bir yerlere vurduğu için eli fazla ağır ve hafif kaslı, egoistte öyle hafif kasları var. şu yarım saatir bügeye bakan kişide kaslı olduğu için beni döverler. büge bile beni döver çünkü büge küçüklükten beri dövüşçü olmak istiyordu. küçükken üstümde deney yapardı. hatta bir ara kolumu çatlatmıştı. ama bende onlara birkaç hasar bırakırım yani,

"oğuz seni uyandırmaya çalıştı. fakat tepki bile vermedin o yüzden seni bıraktık." bu gıcık egoist bugün fazlamı konuşuyor!  evet uykum çok ağır başımda düğün yapsanızda umrumda olmaz sonuçta rahatlığım herkesten önemli! kafamı yastıktan kaldırarak koltukta bağdaş bir şekilde oturup, "ee ne konuşuyorsunuz, sabah sabah beni rahatsız edeck kadar önemli?"  

büge kaşlarını çatarak " ikindi oldu! evet kör olabilirim ama saati bilmeycek kadar aptal değilim" bana lafmı sokuyor bu? daha gece ağlıyordu.  akşamki kız tekrar gelebilirmi! "bakıyorum bir gecede eski haline geri dönmüşüz!" dediğimde yine kaşlarını çattı tam ağzını açacakken oğuz "bırak suratsız, yaramaz bugün tersinden kalkmış"   biri oğuza adlarımızı söyleyebilirmi ? bügeye yurttada suratsız derdi. banada yaramaz derdi. " ben gece yatarken gayet düz yattım canım sen ters görüyorsun" diyip oğuzada göz devirdim. karşımdaki egoist hala gülüyor!

 "sabahtan beri ne gülüyorsun! doğruları konuşuyorum burada komik birşey demiyorum"  dediğimde oğuz kaşlarını çatarak hızla egoistte bakınca, egoistte  hızla bakışlarını farklı yöne çevirdi. bu görüntü hoşuma gititği için kıkırdadım.  oğuz tekar önüne dönünce, egoist bana kızgın bakışlarını gönderdi. bende oh derecesine hareket yapıp konuya geçtim, "evet çok boş yaptınız , şimdi konuya geçelim" dediğimde bana hepsi öldürecek gözlerle baktı. "kızım yarım saatir  konuşan sen değilmiyidin ?" ne?  ben ve konuşmak kuru iftira bunların hiçbiri beni çekemiyor!  "hepiniz beni kıska-" demeden oğuz lafımı kesti,  "aynen  aynen haklısın yaramaz" dediğinde güldüm.

"buraya iş hakkında konuşmaya geldik. oğuz dün sabaha karşı bizi aradı ve kabul ettiğini söyledi. fakat bazı şartlarıda varmış onlar telefonda konuşulmayacağı için buraya çağırdı." ilk defa bu bügeye bakan yakışıklı çocuğun konuştuğunu duydum. adamın sesi bile güzel o konuşurken hayranlıkla onu izliyordum. bu adam çok dikkat çekici!

öksürme sesiyle kendime geldim adama öyle bir dalmıştımki, öksüren şu egoist öküzdü ona baktığımda ellerini yumruk yapmış. öldürücü bakışlar atıyordu. ne yani böyle birine herkız böyle bakar. biri hariç oda büge bu kız kendini resmen erkek ilan etmiş! ama neyseki ben öyle değilim sonuçta yakışıklıya bakmak sevaptır.

"evet helinde uyandığına göre şartlarınızı söyleyin" oğuz tam ağzını açacakken ben ondan önce davranıp "adınız ne acaba?" karşımdaki bügeyi kesen yakışıklı gülümseyip, 

"adım BARKIN"  diyince bayılacaktım. herşeyimi etkileyicimi olur. "bende helin tanıştığıma memnun oldum" dediğimde büge kaşlarını çattı. "hadi ama tanışma faslınız geçtiyse konuya geçelim!" görmesede oda anlamış adama asıldığımı! "bencede" buz gibi sesiyle  bize bakan egoistte göz devirdim. kıskanıyor tabi övgü almadıya aslında o daha etkileyici ama zaten egolu dahada ego yapmasın diye susuyorum. oğuzda sinirle söze başladı,

"yanınızda ben ve helin çalışacağız. fakat bu dönemde büge güvende olacak biz nereye gidersek, biz ne yersek oda yiyecek."  oğuzun bu fikrine katıldım. çünkü bu dönem boyunca bügenin güvende olması gerekiyordu. oğuzdan sonra söze girerek "hatta ona birinin yardımcı olması gerekiyor. ona güvenli ve biz gelene kadar burada kalcak bir yardımcı gerekiyor. tedavisi bitince zaten buna gerek kalmaycak" diyip sözümü bitirdim.

"tamam. zaten kalacağımız yer gayet güvenli oradakilerden biri ona yardımcı olur." büge benden daha hızlı davranarak "kalacağımız yer derken?" barkın ona bakıp iç çekti  "depoda detayları öğrenirsiniz geç kalmadan çıkalım." 

ANLAT ONAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin