Bölüm 9

5 0 0
                                    

o kızdan önce giren erkeklerden birisi sarı saçlı, yeşil gözlü uzun boylu oğuz yaşlarında. onun yanındaki ise esmer simsiyah saçları koyu kahverengi gözleri vardı. oğuzdan ve buradaki bazı diğer kişilerden daha büyük duruyordu. ve gayet yakışıklıydı. bizim yanımıza geldikten sonra yaşlı adam "hoşgeldiniz yeni iş arkadaşlarınızla tanışın. bundan sonra hep berabersiniz." dedi. dahademin somurtan kızın gözleri ışıldadı. "demek geldiler" diyip bize doğru baktı. hepimize teker teker bakarken gözü oğuzda kaldı. bir dakika kız bakıyor. hala bakıyor. ee hadi bir tepki... bunların hepsi tepki yeteneğini kaybetmiş. kız oğuza bakarken oğuzun dudağının kenara kıvrıldı. kızı baştan aşağıya süzdükten sonra "çek lan gözlerimi kardeşimin üstünden" egoistin söylediklerine hiç şaşırmadım. çünkü bunlar abi kardeş tepki yeteneğini kaybetmiş. oğuz kendine gelmiş gibi kaşlarını çattı. "ne bakacam lan senin kardeşine?" dediğinde karşısındaki kızda kendine gelerek bana doğru döndü. ağzını yırtcak kadar içtenlikle tebbesüm etti. bende ona yapmacık bir şekilde tebessüm ettim "merhaba ben BADE SUNAR" elini uzattı. bende elini tutarak "bende HELİN TAMAY tanıştığıma memnun oldum" bu kızda bilmediğim bir samimilik var. gerçekten çok içten bakıyor. benden sonra bügeye bakarak üzüldü. hüzünlü bir sesle "merhaba ben bade" diyip onun omzuna dokundu. "bende BÜGE VURAL" diyip sustu. esmer yakışıklı bana doğru yaklaşıp "selam ben KUBİLAY TUNÇ" diyerek elini uzattı bende ona elimi uzattığımda eğilip elimin ucuna bir öpücük kondurdu. ben bunun etkisinden çıkmadan oğuz "şimdi ben seni öpücem" diyip bir adım atmıştıki egoist onu durdurup "seviyor o gevşeklik yapmayı boşver" dişlerini sıkarak söyledikleri kubilayı güldürmüştü. " birdi, iki oldu" dedi ve geçiştirdi. bu çocuk gerçekten çok gevşekti. kubilay denen çocuk bügenin önünde durdu ona doğru elini uzattı. sonra alay geçercesine "unutmuşum görmüyorsun demi?" diyerek dalga geçti. ben bu çocuğu döverim. "seni kör etmemi istemiyorsan kes sesini!" barkın benden hızlı davranarak onu uyardı. fakat büge kaşlarını çatarak iki adım ilerisinde olan kubilaya daha çok yaklaştı hepimiz anlamaz gözlerle ona bakıyorduk. barkın tam hareket edecekken büge kubilayın ayağına bastı. bu kızın hisleri çok farklı. göremiyor ama hissedebiliyor. bu yaptığı hareket barkının hoşuna gitmiş gibi güldü. kubilay onu iterek "vahşi" diyerek kenara çekildi. son olarak sarışın erkek karşımıza geçerek "çok eğleneceğiz çok" diyip güldü. "ben ERAY" diyerek kenara gitti. karşıda duran yaşlı adam "yeter bu kadar tatava yenileri alıp eve gidin sonuçta alışmaları gerekecek" dediğinde barkın ve egoist başını salladı. kapıya doğru yürükdük. ben, kubilay,büge,barkın,oğuz,bade, eray ve egoist aynı arabaya binmeyiz inşallah

dışarı çıktığımızda iki araba vardı. 8 kişi olduğumuza göre dörder dörder ayrılmamız gerekecek. galiba ilk defa matematikte doğru bir işlem yaptım. haha kendimle guru duymalıyım. matematik dehası olmak çok zor iş! "ee kim kim gidiyoruz?" erayın sorduğu soru karşısında "ben, barkın helin ve büge gideriz." egoistin dediklerine katılıyordum. çünkü büge ile dalga geçen biriyle bügeyi aynı arabada götüremezdik. bide o arabada barkında olsa olay çıkardı. çünkü barkına her baktığımda bügeye bakıyordu. biri bügeye karışınca sinirleniyordu. galiba bügeden hoşlanıyordu ama bilmiyorum ters köşede yapabilir. en iyi çözüm buydu. büge,barkın ben ve egoist bir arabada oğuz,bade,eray ve kubilay bir arabada gidecek.

"bade sizinle gitsin helin bizimle gelsin!" kubilayın sesisini duyunca aslında oda iyi bir fikirdi. yani ikiside olur. "bana uyar" diyerek onu desteklediğimde egoist kaşlarını çattı. "benimle gel" o kadar güzel söylemiştiki, iki dakikada başımı sallayarak onu kabul ettim. arabaya binmeden önce egoist eraya uyarı yaparak "sana emanet canını sıkacak birşey olursa kubilayı sustur. yoksa bu sefer kimse alamaz elimden onu!" dediğinde hiçbirşey anlamdım. kimden bahsediyor oğuzdan bahsedecek hali yok ya! acaba oğuzdan mı bahsediyor? bu egoist benim abime mi...yok canım üf ne düşünüyorum ben! kardeşi için yaptı galiba, barkın ve büge yine öne bindiler valla sıkıldım ben bunlardan hep onlarmı binecek! gıcıklar

yolda ilerlerken hava akşam olmak üzereydi güneş yavaş yavaş batıyordu. pencereyi açtım. sonra öne doğru eğilerek barkın ve bügenin ortasındaki radyoya bastım. kulağıma gelen şarkı o kadar güzeldiki, hava esiyordu. çok kalabalık bir yolda olmadığımız için kafamı camdan çıkararak havanın yüzüme çarpasını sağlıyordum. kafamı iyice çıkardım. "ne yapıyorsun geç içeri düşeceksin" barkının sesini duyunca güldüm. "hava çok güzel" diyerek derin bir nefes aldım. yanımdaki egoist barkına "şş bırak" diyerek onu susturdu. artık rahattım. kendimi bu güzel havaya bıraktım. o çalan şarkı ile kendimi tamamen bıraktım.

"uykusunda her biri, yorma sakın kendini anlatıp derdimizi onlara sen ben bi'kaç kişi, bırakmışız bütün işi vurmuşuz kendimizi yollara" bu şarkı gerçekten mükkemel, şarkının en güzel kısmına eşlik ederek bende söyledim.

"uzunlar yanıyo' arabamızda bu ışık hepimize fazla, geceyi böler bilmem ne olabilir aramızda bu ışık ikimize fazla, arayı bozar tekrar aynı dörtlüğü söyledim. bu hava bu şarkı beni gerçekten çok rahatlattı. kendimi mükkemel hissediyorum. içimde bilmediğim bi mutluluk ve başka birşey vardı daha önce hiç hissetmediğim birşey...

biraz daha havayı içime çektiğim sırada araba sesleri ve ışıkları gördüm. evet yine kalabalık ve sesli bir ortama girdik. kafamı tekrar içeri geçirdiğim zaman ağlamak istedim. barkın bügeye bakarak araba kullanıyor. büge arabanın ve havanın tadını çıkararak tebessüm ediyor. ve en önemlisi egoist beni izliyor. acaba kaç zamandır izliyor ? galiba şimdi izlemeye başladı. yani inşallah öyledir. elini çenesine koymuş arabanın kenarına kafasını yaslayarak beni izliyor. hala izliyor. bende aynı şekilde kafamı koltuğun kenarına yaslayarak ona baktım ve ona bakarken yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu. uyanınca bana baktığının hesabını sorucam ama şimdi uyumam gerek çünkü çok uykum var.



ANLAT ONAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin