Bölüm 10

4 1 1
                                    

"gerçekten prensinimi bekliyor bu?" uyuduğum yerden duyduğum bu ses bügeye aitti. ne oluyor burada "uyandırayımmı?" bu seste barkından geliyor. uyduğum yerden duyduğum bu sesler beni rahatsız ediyordu. uyduğumda bile rahat yok arkadaş! 

"senmi olacaksın prensi?" büge bu sefer daha sert ve sinirli bir şekilde barkına soruyordu.

"bırakın uyusun! o prens onu rahatsız etmesin," bu ses egoistte aitti. o dahademin benimi düşündü? yok canım illa kendinede bir payı vardı."sabaha kadar onumu bekliyeceğiz?" biri bügeyi sustursun! 

"siz geçin istiyorsanız, ben beklerim" bu egoist bugün fazla düşünceli

"oğuz olay çıkarır"

"doğru söylüyorsun! o zaman uyandırıyorum." egoist daha bana dokunmadan hızla kalktım. "yatarken bile dedikodumu yapıyorsunuz, ayıp!" diyince büge, "al işte biz hanımefendiyi düşünelim o anca boş boş konuşsun!" 

"asıl siz boş boş konuşuyorsunuz! yok prensmiş prensesmiş boş boş laflar" diyerek onlara göz deviridim yani deviremedim. arabdan hızla inerek "şu aklınızı artık çocukça şeylere harcamayın" diyerek geldiğimiz villanın bahçesindeki kapıya doğru ilerledim. "sen demiyormuydun prensimi istiyorum diye salak" arkamdan bağıran bügeye "seninde ne saçma hayallerin var suratsız" diyerek kapıyı çaldım. kapı açıldığında karşımda yaşlı bir teyze gördüm 50 yaşlarında 

"pardon teyze yanlış kapı" diyerek arkamı dönüp gidecekken "teyze senin anandır. doğru yere geldin ben buranın çalışanı hatice!" diyerek tersleyince onun gönlünü almak istedim. sonuçta oda bir yaşlı ve yaşlıları çok seviyorum. çok tatlılar. itici bir şekilde gülümseyerek

 "bende helin memnun oldum. bu arada teyze derken ciddi değildim. hala erik gibisin kütür kütür" dediğimde kahkaha attı. işte beklediğim performans "geç deli kız geç, oğlum siz bu kızı nerden buldunuz?" dediğinde kiminle konuştuğunu anlamdım. acaba deli mi? arkamı dönüp yavaş yavaş kaçcakken dibime sokulmuş egoisti görünce duraksadım. egoistin arkasında bügenin belini tutan barkını görünce dahada şaşırıdm. büge buna izin vermişti. acaba o teyzeyle konuşmalarımı duydularmı. inşallah duymamışlardır. 

"teyze beni burada lafa tuttun al rezil olduk!

diyerek kızdığımda arkamdaki üçlü güldü. komik birşeymi dedim. valla anlamıyorum bunları. "ben teyze değilimmm" diye bağıran kadının ağzına bir tane vurasım geldi. yaşlısın işte yaşlısın yaş-lı-sın gıcık kadın! tamam yaşlıları seviyorum. ama buda hem yaşlı hem  fazla konuşuyor.

"dünya ahiret teyzemsin"  onu kenara iterek içeri girdim. arkamdan egoist,

"çok iyi anlaşacağınıza eminim" dedi ve oda peşimden girdi. bu ev baya büyük burada 5 kişimi kalıyor. buraya bütün sülalem sığar. olmayan sülalem ama olsaydı kesin sığardı.

bu saçma düşüncelerden sıyrılıp evi inceledim baya büyüktü. salonun bir kenarında kocaman bir yemek masası. sade bir oturma grubu televizyon, televizyonun önündeki masada oyunlar ve filmler var. amerikan olan mutfak göz alıcıydı. biraz ileride bir merdiven vardı. merdivenden koşar adımlarla gelen bade, "nerede kaldınız! yinemi yolu uzattınız?" kızgınlıkla barkın ve egoiste baktı. ne yani onlar bizden öncemi geldi.

"trafik vardı. bade geldik işte" diyerek badeyi geçiştirdiler. badeden sonra oğuz, kubilay ve erayda aşağıya indi. 

"ee dahi odaları ayarlıyalım" çok sabırsız ve yorgundum. "sen ve büge 3. katta badenin yanındaki odalarda kalcaksınız! oğuzda 2. katta erayların katında kalacak." 

ANLAT ONAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin