ben onun yerine her şeyi üstlenebilirdim¹⁰

464 67 63
                                    

(Şimdi bir çoğunuz uyurken bu bölümü atıyorum çünkü yarına zaman bulamayabilirim. Kızmayın olur mu 🥺)

İyi Okumalar

Zorunluklar ve kolaylıklar vardı. Benim için ise, kolay diye bir şey asla olmamıştı.

Hastahane odasında doktorun gelmesini beklerken içim içimi yiyor, ters bir şeyin olmaması için Tanrı'ya hiç etmediğim duaları ediyordum çünkü bugün ikiz kardeşimin tedavisinin son günü, benim ise raporumun on üçüncü günüydü.

Parmaklarımla oynarken karşımda günler öncesi gibi sus pus oturan Donghyuck da en az benim kadar gergindi. Onun üzerinde ki gerginlik ya bir şeyler ters giderse de iyileşemezse diyeydi çünkü dün gece gelip yanıma uzanarak sessizce göz yaşı döktüğünde yapabildiğim tek şey ona eşlik etmekti. Sabaha kadar o ağlayarak uyudu, bende ağlayarak onu izledim.

Bir şeyler dememiştim, diyememiştim. Desem bile değişir miydi olacaklar? İyi olacaksın, tedavin bitecek, iyileşeceksin desem bunun doğruluğunu kanıtlayabilir miydim? Yaptığım umut vermekten başka bir şey olmazdı, en çok korktuğum şey ise ona umut verip her şey sapa sardığında dibe çökmesiydi.

O bunu kaldıramazdı ama ben onun yerine her şeyi üstlenebilirdim.

Günler geçse bile çektiğim ağrılar azalma göstermiş, tamamen son bulmamıştı. Sözümde durup ağzıma tek bir tane bile ağrı kesici almamıştım. Sessizce yaşadığım ve yaşamak olduğum her şey benim zorunluluklarımdı.

Odaya giren doktor ile Taeyong abim ayağa kalktı, doktor ise ona ters bir bakış atıp yerine oturdu. Kaşlarım kendiliğinden çatılırken neden böyle bir tepki verdiğini anlamaya çalıştım. Her şey iyiydi, iyi olmak zorundaydı.

"Bu tedaviyi ertelediğimizi sanıyordum, Bay Lee. Sizi buraya getiren nedir?" bakışlarım direk abime dönerken iç çektiğine şahit oldum. Ertelenmiş miydi?
"O iyi, ağrı kesicilerden bir tane bile içmedi. Kanına zararlı olacak tek bir şey bile karışmadı. Ertelemek için bir sebebiyet yok." doktor sanki bıkmış gibi gözlerini kapatıp şakaklarını ovuşturduğunda stresten parmaklarımın derilerini tamamen yolmuştum. Donghyuck ise benden de beterdi.

Gözlerinde korku vardı, büyük bir korku. Sanki bu illetten kurtulamayacak olma düşüncesi bile onun için ölümden betermiş gibiydi. Beti benzi atmıştı iki dakikada, çok solgun duruyordu.

"Bakın, Bay Lee. Konu onun kanına zararlı tek bir şeyin bile karışmaması veya ağrı kesicilerden hiç içmemesi değil. Odak dışı düşünüyorsun, Arinhe'nin bacağında bir kırık var ve iyileşmesi gerekiyor. Kan yuvarlarının çoğalması için ona ek vitaminler bile veriyorken ondan kan nakli alamayız anlıyor musun beni?"

İşittiklerim günlerdir kaçtığım şeyleri bir bir suratıma vurdu sanki. Ortada ben yokmuşum gibi bugüne kadar Donghyuck'un son tedavisi için hazırlık yaptılar, kan naklinden sonra yorgun düşeceği için annem özel olarak gücünü yerine getirecek şeyler hazırladı ve bunun gibi bir çok şey daha gözümün önünde oldu.

Benim zorunluluklarım, onlar için birer kolaylıktan ibaretti. Sanki ben hiç yokmuşum gibi davranmak onlar için kolaydı, benim için ise en zor olanı buydu. Hiç yokmuş gibi davranmak.

"Odak dışı düşünmüyorum," dedi abim tek düze bir sesle, "Donghyuck'un bugün için bir tedavisi var ve onun iyileşmesi gerekiyor. Odaklanmam gereken tek şey bu." gözlerimi kapatıp bekledim. İçimde ki acının geçmesini, yaraların ise kabuk tutmasını. Her ne kadar alıştım desem bile  içimi dağlayan şeyler kabuk tutan yaralarımı tekrar kanattı.

Kanadım, kanımın son bir damlası kalmayıncaya kadar da kanayacağımın farkındaydım.

"Ben kabul ediyorum," sesimi zor bulup konuşurken doktor bana döndü. Kendimden emin bakışlarımı gördü mü bilmem ama ben o eminliği verebildiğimi düşündüm. "Ağrım yok, bacağım da gayet iyi. Ben kabul ediyorum." başka bir şey demedi, başı ile onaylayıp hemşireyi çağırdığında her zaman ki aşinası olduğum o odaya gittik. Yatağa uzandım sessizce, koluma açılan damar yolunu izledim. Saniyeler dakikaları kovaladı ama ağzımı açmaya da, açsam bile konuşmaya da mecalim kalmadı.

Abimin annemi arayışını işittim, sevinçli bir şekilde tedavinin olacağını söylediğini. Odaya hemşire gelip gitti, kolumu kontrol etti, damarımın şişip şişmediğine baktı. Sonra da koyup gitti.

Sanki o an ruhum orda değilmiş gibi hissettim. Sesler duyuyordum, bir şeyler görüyordum ama tepki veremiyordum. Ne gereği vardı? Artık bir şeylere gerek var mıydı ki?

Elimde bir dokunuş hissettiğimde gözlerimi ağırca açıp kapadım. Sıcacıktı elleri, benim elimle neredeyse aynı boyutta olan elleri soğuk elimi sarıp sarmaladı. Sıcaklığı bedenime işledi ancak ruhuma ulaşamadı.

Önceden olsa ona tek bir sarılmam bile alıp götürürdü bütün endişemi, sinirimi, hüznümü. Güneş gülüşü günümü güzelleştirirdi. 'O iyi,' diyebilirdim, 'o iyiyse bende iyiyim' İkiz kardeşimdi o benim, beni en iyi o anlardı. O zamanlar, öyleydi.

Şimdi yine onun için iyi diyebilirdim, 'o iyi,' derdim ama 'o iyiyse bende iyiyim' demeye mezalim olmazdı, ne yaparsa yapsın, ne kadar sıkı sarılırsa sarılsın ruhuma ulaşamazdı. Gerçi, ben bile ulaşamazken o nasıl ulaşacaktı ki?

Gözlerimi kapatıp karanlığın beni içine çekmesini istedim. Çocukken karanlıktan deli gibi korkardım ben, düşüncesi bile beni ürkütür tir tir titrememe neden olurdu.

Şimdi ise karanlığın kollarına sığınmak, beni böylece; olduğum gibi kabul eden tek şeyin karanlık olduğu düşüncesi çok yakındı bana.

Tuhaf olan şey ise artık ürkmüyor oluşumdu. Ne karanlıktan, ne de karanlığa yakın oluşumdan.

-♡-
*
*
*
*

Artık nasıl odakladıysam kitaba finalini rüyamda gördüm :")

İçim cız ediyor gerçekten. Hani diyorum ki, bir şeyler düşüneyim, bir yerden ışık bulayım, olur yol görebileyim ama olmuyor. Ne kadar düşünürsem düşüneyim kurtarmıyor yani. Kendimi yerine koyarak yazdığım her karakterin yeri bende ayrıdır, bunu da bilen bilir.

Ama şu zamana kadar benim için apayrı olan bir tek Hien vardı, şimdi de Arinhe var. Açıkçası çok üzülüyorum. Sanki onun yerinde ben varmışım gibi.

Neyse çok uzattım yine öhöm

Umarım bölüm hoşunuza gider yıldızlarım 💫💫

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen 🌙🌙

Sizleri çok çok çok seviyorum 💗

Kendinize iyi bakın 💞

-jae🌬

Tohu-bohu °nct ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin