çünkü uçarken bile mecalim kalmayacak¹⁸

541 72 63
                                    

(Sahura kalkanlar burada mııı? 🤗 Umarım uyanık olanlarınız vardır


Bu bölüm final part birden önce ki son bölüm, o yüzden uzun tutmaya çalıştım. Arinhe'nin mor defteri de var bu bölümde, finalde de çokça göreceksiniz zaten onu :")

İyi Okumalar

Yazarın Anlatımından:

'Bugün, bu satırlar bu deftere yazacağım en uzun satırlar olsa gerek. Sonunda, yazacak cesareti kendimde bulabildim.' Arinhe, hastahane odasının içinde ki küçük masada otururken iç çekerek bakışlarını camdan dışarıya çevirdi. Bu güzel günlerde ve bu günlerin getirdiği güzel havalarda bile nefes alamıyordu sanki, nefessiz kalıyordu ciğerleri, kalbi çırpınıyordu birisi boğazını, avucunun içine alıp kalbini acımasızca sıkarcasına. Ancak o hiç bir şey yapamıyordu.

'Artık yazmaktan da nefret etmiyorum eskisi gibi. Elimden boyalarım, fırçalarım alındığında geriye kalan tek şeyin, en nefret ettiğim şey olması beni üzmüyor da değil. Ancak alışmışım buna da, istemesem bile üzülmeye.' titreten parmakları ile artık biraz da olsa uzayan saçlarını geriye doğru iteledi. Bu hastahane odasına yanında kimse yokken geçirdiği yanlız anlarından sadece birisindeydi.

Eskiden olsa yanlız kalmaktan ölesiye korkan ancak eskiye nazaran şimdi yanlız kalmaktan hoşlanan birisiydi o. Yanlızlığın onu içine çekmesine izin verecek kadar çok.

'Kelimelerim tükeniyor, yazacak da söyleyecek de bir şey bulamıyorum. Pes edişimi izlemek zevk mi verir size bilemem ama bana acıdan başka bir şey getirdiği olmadı. Hep pes ettim, hep pes ettirilmek zorunda kaldım. Bu sözüm, sana abi. Beni kendi ellerinle mahvederken canın yanmadı mı?' dolan gözlerini kırpıştırıp bir kez daha baktı bahçeye, mayısın sonu, haziranın başı olduğu için her yer cıvıl cıvıldı sanki. Kuşların ötüşü, insanların neşeli sesleri bile yetmiyordu ona. Kendisinin yetemediğine bir başkası nasıl yetecekti şu zamandan sonra?

'Ben artık dayanamıyorum. Ne tutunacak dalım, ne de nefes almak için bir sebebim var. Üzgünüm demek istiyorum, kelimelerim tükendiği için, konuşacak mecalim kalmadığı için, gülemediğim için. Kendimden özür diliyorum, en çok bunu hak ediyorum sanırım.' gözünden akıp giden yaşı sildi usulca. Böyle olmasını kim isterdi? Bu durumun içerisinde istemese bile çürüyüp gitmeyi kim isterdi ki?

'Kırgın değilim size demeyi de çok isterdim, kırgınlığım sadece kendime demeyi de. Ancak hem size, hem de kendime boyumu aşacak kadar çok kırgınlığım var. Beni her yok sayışınızda, bana her inanmayışınızda ve her defasında sanki bir tedavi olarak doğmuşum gibi hissettirdiğinizde ben biraz daha kırıldım. Bunun için size kırgınım, kendimi sizin ellerinize tamamen bıraktığım için ise kendime fazlası ile kırgınım.' pencerenin önüne konan kuşa baktı usulca, annesi her zaman pencerenin önüne ekmek kırıntıları bırakırdı kuşlar henüz yaz aylarına yeni girdikleri için aç kalmasınlar diye. Arinhe ise son zamanlarda en çok kuşları izlemeyi seviyordu. Özgürlüklerini, korksalar da uçup gidebiliyor oluşlarını seviyordu. Sonra aklına ikizi geldi, o kendisinin aksine fazlası ile korkardı kuşlardan. Ancak en çok Donghyuck benziyordu kuşlara Arinhe'nin gözünde. Korksa da kaçıyordu, mutlu olsa da kaçıyordu. En azından, gidebiliyordu. Kendisinin aksine.

Tohu-bohu °nct ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin