Dicle Barış Aşkı MA

Sınırsız

UYARI: Bu bölüm aşırı +18 dir. Lütfen rahatsız olanlar okumasın baştan uyarayım. 

Sıcak bir yaz gecesi Saat gece 3 suları...

Barış setten eve gelmişti. Diclenin uyuyacağını düşünerek anahtarı yavaşça çevirdi ve araladı kapıyı. Ceketini ayakkabılarını çıkarıp koridorda ilerledi yatak odasının kapısı hafif aralıktı. İçeri baktı. Gece lambasının hafif bir şekilde aydınlattığı loş odada sevgilisini uyurken buldu. Diclenin üzerinde dekolteli siyah bir bralet altında şort vardı. İnce bir pike belinin aşağısını kapatıyordu. Göğüslerinin üstünde bir kitap ters açık şekilde duruyordu. Dicle kitap okurken uyuyakalıyordu hep. Gece lambası diclenin bedenini aydınlatıyordu. 

Barış büyülenmiş bir şekilde bakarak yavaşça yaklaştı. Sevgilisini her gün böyle görse bile her gün yine ağzı açık bir şekilde, büyülenerek bakabiliyordu. Yanına oturdu. Biraz izlemek istedi bu masumca uyuyuşunu. Düzenli bir şekilde nefes alıp verişini dinledi. Göğsündeki kitaba baktı. Ne okuyor acaba diye merak etti ve kitabı aldı. Dicle sayfaların hışırtısını göğsünde hissetti ve huylandı. Barış kitabı alınca çıplak kalan göğsüne bir üşüme hissi geldi, tüyleri ürperdi ve hafifçe gözlerini araladı.

Dicle gözleri yarı aralı bir şekilde  "Barışş geldin mi"  diye mırıldandı.  Barış gülümseyerek diclenin saçlarını okşadı. 

"Geldim sevgilim" 

Dicle gülümsedi. 

"Hoşgeldin sevgilim çok bekledim seni kitap okuyordum sonra da uyuyakalmışım" 

Ellerini barışın yanağına koydu ve sakallarını okşadı.

"Ne okuyordun?"

Genç bir adamın kendini arama hikayesi. O kadar güzel ki hatta sana benzettim okurken. 

"Yaa" 

"Hı hı" 

"Ben de okuyayım o zaman" 

"Olur" 

"Ben bir duşa gireyim çok yoruldum sette uyu sen sevgilim" 

Barış Diclenin başına bir öpücük kondurdu ve kalktı. dicle barışın elini tuttu.

"O zaman ben kitabı okuyayım sen de çok bekletme beni"

Barış memnuniyetle başını salladı. Barış kapıdan çıkarken dicle uzun uzun arkasından baktı. Ne kadar da çok özlemişti. Uyku falan da kalmamıştı zaten. eline kitabını aldı okumaya çalıştı birkaç satır okusa da okuduklarını anlamıyordu aklı barış da kalmıştı.  Kitabı komodinin üzerine bıraktı, üzerindeki pikeyi savurarak kalktı ve banyoya doğru gitti.

......

Barış sırtındaki tişörtü yavaşça çıkarmış aynada yüzündeki yorgunluğa bakıyordu. Duşa girip üstündeki bütün kıyafetlerden kurtuldu ve suyu açtı. Başını yukarı kaldırarak yüzünden aşağıya suların akmasına izin verdi. Islanan saçlarını savurup ellerini saçlarının arasından geçirdi. Sırtından aşağı inen sular kısa sürede sırılsıklam olmasını sağlamıştı. Şampuana uzandı elleri.

Suyun sesinden kapının açılıp kapandığını duymamıştı. Sırtında hissettiği elle birden sıçradı, gözlerini arkasına çevirdi

Sevgilisi kocaman gülen gözlerle bakıyordu ayrıca çırılçıplaktı. Şaşkınlığını gizleyemedi. 

Dicle sabırsızca suyun altında kıpırdanıyordu. Bütün gece beklemişti. Okuduğu kitaptaki karakteri bile barışı hayal ederek okumuştu. Artık sabrı taşmak üzereydi. Barışı sırılsıklam görmesi içinde volkanlar patlamasına yetmişti. Sevgilisinin şaşkın bakışlarına aldırmadan sırtına bir öpücük kondurdu. Barış bu öpücük karşısında gözlerini kapatıp gülerek "Sen kitap okumuyor muydun sevgilim" dedi. Ardından yüzünü Dicleye döndü. Su ikisinin de başından aşağı akıyor ve bedenlerini ıslatıyordu. Dicle kollarını barışın boynuna dolayarak