Bölüm-1-Hayatımın Değişim Dönemi

8.3K 202 102
                                    

Düzenlendi..☑✔✅

Hiç vakit kaybetmeden başlayın hadi! Bu satıra başladığınız tarihi bırakabilirsiniz.. 😚

Hiç bir kere oturup, hayatınızı kendinize şikayet ettiğiniz oldu mu? Ya da, ne kadar güzel bir hayatım var, dediğiniz oldu mu? Ben, on yedi yıllık hayatım boyunca, bir kere hayamın güzel olduğunu söylemedim kendime. Hep şikayet ettim kendimi, kendime. Çünkü bir şeyler hiç yolunda gitmedi, tam bir şey yolunda gider gibi olurken, yine bir yerden patlak verdi, hayatım.

Oysa ki bugüne kadar birkaç kişi hariç kimseye özenmedim. Kimseyi kıskanmayı bırakın, kıskanacak normal bir arkadaş çevrem bile olmadı. Arkadaş sandıklarım yüzünden başıma neler neler geldi. Ve şimdi burada, yeni bir başlangıç adına hayata gülümsemeye çalışıyorum. Daha doğmadan beni kendisinden bıktıran hayat, şimdi yüzüme neresiyle gülecekti acaba?

Antalya... Welcome to hell...

Yeni geldiğim bu şehirde yaşamasam bile buraya aşık olarak büyümüştüm. Böyle dememe bakmayın, geliş sebeplerimden böyle diyorum.  Annemin işleri güzel gittiğinde para biriktirirdik ve yetmediği yerde yurt dışından gelen akrabalarım da eklerdi ve tatil yapardık. Buradan ayrılırken kaç kere gizlice ağladığımı biliyordum. Şimdi de, yepyeni bir hayatla burada yaşayacaktım. Yepyeni bir insanla, yepyeni insanlarla yeni bir yaşam.

Babamla yaşayacaktım.

Benim hikayem öyle bilindik hikayeler gibi değildi. Babamın var olduğunu tabii ki biliyordum, benden uzakta hayatına devam etmeyi tercih etmişti; işleri dolayısıyla. Ünlü bir mimarın ortağı olarak iş yapıyordu. O burada lüks bir yaşam sürerken, belkide gün içinde yurt dışına bile gidip gelirken, biz annemle sırf iki haftalık bir tatil için bir yıl para biriktirirdik. 

İşte onu görmek istemememizin sebeplerinden biriside buydu. Anneme sorardım hep, babam ne zaman gelecek, diye; çocukluk aklı işte! Annem ilk baban bizim için öldü, dese bile ölmediğini bilirdim. Onunla ilk göz göze gelişimizi biliyor musunuz?

Asıl nefretim orada başladı işte.

Kafamı iki yana sallarken telefonumda ki müzik değişti. Kişilik yapımdan mıdır, bilmem ama benimle arkadaş olan çoğu kişi benden uzaklaşmayı tercih ederdi, aradan zaman geçince. Sadece tek bir arkadaşım vardı, o da geldiğim şehirdeydi şu an. Neden benimle arkadaş olma fikri onlara kötü gelirdi, asla çözememiştim. Gerçi şu an diyorum ki, iyi ki de kendimi birilerine bağlamamıştım. 

Eski erkek arkadaşımı da saymayalım bu durumda.

Benim gibi, etrafındaki çoğu kişiyi kendinden uzağa iten bir kız, gidip her gün belaya bulaşan bir çocuğu sevmiştim ve o da şans eseri olmuştu. Ama benim için biten bir şeydi, asla açılmayacak bir şeydi.

Şu an ise, babamın çizip yaptığı üç buçuk katlı bir evdeydim. Getirdiğim iki bavulumu yerleştirirken telefonuma bir göz attım. Hava sıcak olmaya başladığı için telefonu bırakıop bileğimdeki tokayla saçlarımı topladım. 

Aklımda, buraya geldiğimden beri aynı soru vardı. Babama nasıl davranacaktım, nsıl davranmam gerekiyordu? Tam olarak bizi bırakıp gittiği söylenebilir miydi bilmiyorum ama, bizi yanında istemeyen babamın şu an yanında kalmak için eşyalarımı yerleştiriyordum. Bizi istemiyor olsaydı hala, neden burada olurdum ama? 

Derin bir nefes alıp, geri verdim.

Odayı inceledim sıkıntıdan. Buranın sıcağını özlemiştim, gerçi İzmir'den geliyordum ama Antalya her zaman farklıydı benim için. Fazla büyük sayılmayacak odada ebeveyn banyosu bulunuyordu. Ne gerek vardı ki? Ben böyle yetişmemiş, böyle bir odaya sahip olmamıştım. Alıştığım düzenden neden farklı bir düzene geçtiğimi tam olarak bilmesem de, fazla alışmak da istemiyordum.

Tatlı BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin