Bölüm -7- Hiçbir Sessizlik Böyle Gürültülü Olamazdı

2.2K 118 8
                                    



Bu bölüm tekrardan düzenlendi... Keyifli Okumalar :)

Bölüm -7- Hiçbir Sessizlik Böyle Gürültülü Olamazdı


Okuldan çıkıp ne yapacağımı düşünürken Derin'i gördüm ama tek değildi. Yanında bir kız vardı. Kızı görememiştim çünkü hemen arabaya binmişti. Beni gören Derin kıza bir şey söyleyip benim olduğum tarafa adımlarken bende bakışlarımı ondan çektim ve okulun çıkış tarafına bakmaya başladım. Can geliyordu, sikeyim öyle işi! Çantamı aldığım gibi Derin'e doğru ilerledim. Kaşlarını çatıp arkama kısa bir bakış attığında yolun ortasında ikimiz de karşı karşıya durduk.

"Nereye böyle, kaçar gibi?" dedi bir kez daha arkama bakış atarak. Can'ı fark etmiş olmalıydı.

"Dolaşacağım biraz," dedim elimi alnıma koyarak, güneş tam gözüme giriyordu. "Sen?" İstemsiz olarak biraz önce yanında geldiği kızdan tarafa baktım. Omuz silkti.

"Kafa dağıtacağım." Kaşlarımı kaldırıp indirdim. Kafa dağıtmaya o kızla mı gidecekti? Biraz oyalanmaya çalıştım ki Can yanımızdan geçip gitsin. Derin'i görerek belki yanıma gelmezdi. "İyi o zaman..." 

"Ben..." dedim hemen, arkasına dönmeden önce. Ne zaman geçip gidecekti lan? Merakla bana bakmaya başladı Derin. "Bir şey diyecektim de unuttum ya."

"İyi, önemli değilmiş demek ki?"

"Yok, çok önemliydi. Yoksa tutmazdım seni." Kaşlarını çattı iyice, ardından tekrar arkaya kaydı bakışları. 

"İyi akşamlar." Yanımızdan geçen Can o kadar neşeliydi ki... Çenesi kayık ve çürük bile olsa gülebiliyordu. Ah Derin! Neden tam şöyle konuşamamasını sağlayacak türden bir yumruk atmadın ki! "Görüşürüz Defne," diyerek göz kırptı ve okulun çıkışına ilerlemeye devam etti. Gözlerimi kısaca kapatıp açtım.

"Gel beni döv diyor! Resmen gel ebemi sik diyor!" Arkasını dönecekken kolundan tuttum. Eğer Can babamla konuştuysa, ki mimikleri bunu gösteriyordu, Derin'e ballandıra ballandıra anlatmak için iyi akşamlar diyerek geçmişti yanımızdan. 

"Derin, okul seçmelerinde neye katılacaksın diye soracaktım." diye sordum aniden. 

"Ne?"

Ne? dedim bende içimden. At yalanı seveyim inanı!

"Ciddi misin?" Kafamı sağa sola salladım.

"Hayır, şakaydı," dedim toparlamak için ama yeni bir soru türetmem gerekiyordu. "Son iki saat göremedim de seni..." Derin kaşlarını çattı. "Of ne kadar sıcak hava!"

"Kızım sen iyi misin?" 

"Hayır," dedim. Arkadan bir arabanın korna sesi duyulduğunda kaşlarımı çatarak o arabaya baktım. "Bende seninle mi gelsem, özel değilse. Kafa dağıtmaya gidecektin?" Arkaları yokladım. Can yok gibiydi. "Ya da neyse," dedim hemen ve Derin'e son bir bakış attım. "Kaçar ben, görüşürüz." Yanından ayrılarak hızlı adımlar atmaya başladım.

Hatta bir ara koşar gibi oldum. Okuldan çıktığım an duvarın önünde pısırık Can'a rastladım. Çünkü gerçekten büzüşmüş bir şekildeydi. Duvar boyunun biraz üstündeydi. "Derin'in buraya gelmesi bir dakika kadar sürecek. Eğer arabama binersen seni görmez, ama görürse olay çıkartır çünkü yanında ben varım." Artık göremesem de çıkışı kısaca yokladım, kaşlarım korkudan ve sinirden çatıktı. O kızın arabası direk buraya bakıyordu ve Derin önünde sonunda beni görecekti. Umarım kız bir şey demezdi.

Tatlı BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin