Düzenlendi...
Merhabalar arkadaşlar :) Umarım bölümü beğenirsiniz; vote ve yorumlarınızı eksik etmezsiniz :* Sizleri seviyorum, iyi okumalar '-.-' Multimedia: Kağan Sayar.
İletişim: Instagram: BugceDmrpnc
SnapChat: premseslydia
Kapı kulpu yavaşça oynatıldığında iki adım geriledim ve gözlerimi sımsıkı kapatıp çığlık atmaya başladım. Her kimse içeri girdikten sonra beni kendine çekti ve sarıldı.
"Defne?" dedi vücudunda kaybolduğum kişi. Sesini algılayamadığım da kafamı kaldırıp kim diye bakmak istedim. Ondan geri çekildiğimde bana şaşkınlıkla bakan kişinin Deniz olduğunu fark ettim. Nefesimi düzene sokmaya uğraşırken derin bir iç çektim ve kollarımı tekrar boynuna doladım. Bana hemen karşılık verdiğinde kendimin tekrar güvende olduğunu hissettim.
"Ne oluyor lan burada?" diye içeri bodoslama dalan Derin'e baktım.Onun geldiğini fark ettiğimde kollarımı Deniz'den geri çektim.
Derin hala şaşkınlıkla bakıyordu. Ağladığımın farkına, yanaklarımdan sıcak sıvılar akmaya başladığında vardım. Burnumu çektikten sonra kafamı önüme eğip konuştum. "Dışarıdan silah sesi geldi ve sende burada değildin. "dediğimde, kafasını sağa yatırıp bana gözlerini kısıp sırıtarak baktı.
"E yani insan hali." diye devam ettim. Ah, lanet olsun. Nasıl toparlayacağım şimdi? "Ne bakıyorsun öyle ya? İnsan korkuyor yani. Kapkaranlık bir odan var. Ne bir ışık açık ne bir şey açık. Pencerenden odana sitedeki beyaz ışık giriyor ama yetmiyor." Saçmalamakta ustaydım. "Ne yapayım? Yanımda biri olmadığı için korktum haliyle," dedim ve toparladım. Yani toparlamaya çalıştım. Bence olmuştu- Yani birazcık. Ah, tamam olmadı. Çünkü hala mal mal sırıtıyordu.
"Bir anlam çıkarmam gerekiyor mu?" dedi.
"Sevgilisi olan birinden ne beklememi bekliyorsun Derin?" dedim kafamı sola çevirip baygın baygın etrafa bakarak.
"Bir şey beklememi mi bekliyorsun?" diye sorduğunda, resmen tepem attı.
"Bir şey beklememi bekliyorsun, belli ki. Ama ben, bir şey beklememi beklediğin için senden bir şey beklemeyeceğim." dedim ani ve sinirli bir şekilde.
Durdu ve sırıtışı yüzünden silindi. "O cümleyi nasıl söyleyebildin ya?" dedi biraz düşünerek.
"Cidden nasıl söyledin?" dediğinde Deniz de, gülmemek için yanağımı ısırdım.
Deniz iç çekerek, "İyi geceler," dedi ve odadan çıktı.
"Her neyse. Artık eve gitme vaktim geldi." Kapıya yöneldiğim sırada, bileğimden sertçe tuttu ve beni kendisine döndürdü. Şu bileği artık yerinden söküp onlara teslim edecektim!
"Gecenin üç buçuğunda seni götüreceğimi sanıyorsan?" Kafamı aşağı yukarı salladım. "Nah götürürüm." dedi ve tam yatağa yönelecekken bir şey unutmuş gibi geri döndü ve kapıyı kapatıp kilitledi. Kilidi aldıktan sonra boyum yetişemeyeceği bir yere fırlattı ki onu bırakın ben, Derin bile alamazdı. Bir küfür mırıldandıktan sonra, geri yatağına döndü.
Bense hala onu izliyordum. "Derin.." dedim şaşkınlıkla ve cevap vermesini bekledim. Vermediği gibi devam ettim. "Herhalde o silah sesinden sonra ortada bir şey yokmuş gibi uyuyacağımı sanıyorsan biraz yanılıyorsun canım ya.." dedim.
"İki ev ötede biri var ve silah eğitimi alıyor. Büyük bir ihtimalle ucunu açık unutmuştur."
Kaşlarım şaşkınlıkla kalktı. O yüzden mi yarım saattir bana açıklama yapmıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Bela
RomanceBen; Defne Demir. Türkçe'si bozuk, yarı Türk, yabancı dizilere aşık ve bence güzel biriyim. On yedinci yaşımda, beni daha annemin karnında bırakıp gitmiş olan babamla tanışmış ve ona çok zor bağlanmış bir kızım. O; Zekiliği, yakışıklılığı ve soyadıy...