Mutimedia'da ki yakışıklı DERİN...İyi okumalar...
Selek Bar'ın, Antalya şubesinin bulunduğu caddeden çıktıktan sonra, elimi sıkıca tuttu. Bir daha bırakmayacak şekilde, sımsıkı birbirimizin elimi tuttuk.
Arabasının önünde durduğumuz da, elimi bırakarak sürücü koltuğuna geçti. Klasik Derin'di işte. Yüzümdeki gülümseme büyürken, bende koltuğa geçtim. Arabayı çalıştırmadan önce, vücudumla birlikte ona döndüm ve ''Şu, Koray hakkında.. ne biliyorsun?'' diye sordum.
''Bunu öğrenmenin tek bir yolu var,'' diyerek telefonunu çıkardı ve bir numara tuşlayarak aradı.
''Ozan, neredesin?'' diyerek lafa başlamıştı ki, karşıdan gelen seslere karşı, ''Güzel. Şimdi topladığın bilgileri arabaya getir,'' diyerek telefonu kapattı.
Kaşlarımı çatarak, ''Ne bilgileri bunlar?'' diyerek merakla sorduğum da, ''Koray ile ilgili her şey, birazdan elimizde olacak sevgilim,'' diyerek beni yatıştırmaya çalıştı.
Oturduğum yere biraz daha yerleşerek, ''Ne tür bilgiler bunlar?'' diye sordum.
Bakışlarını ilk önce benden çekerek düşündü. Tekrar bana bakarken, ''Koray'ın doğum dakikasından itibaren bugüne kadar geçirdiği hastalıklar, yaşadığı olaylar, işlediği suçların sicilleri falan.. kısacası her şey birazdan elimizde.'' dedi her kelimenin açıklamasını yaparak.
Aklıma gelen bir şeyle, şüpheyle sordum. ''Peki, bu yasal mı?''
''Değil. Ama kimse yaptığımızı anlamayacak,'' dediğinde ona kaygıyla bakmaya başladım. Sol yanağımı, büyük avuçlarının içine alarak bana yaklaştı ve beni de kendisine çekti.
''Bana güveniyor musun?'' diyerek kaşlarını kaldırdığında, alnında küçük şeritler çıkmıştı. Pek fazla tatmin edici olmasa da, hafifçe gülümsedim ve başımı onaylar bir şekilde aşağı yukarı salladım.
Birbirimize yaklaşmaya devam ettiğimiz de, dudaklarımızın arasında bir santim kala arkada ki kapı hızla açıldı.
İkimiz de gözlerimizi kapatmıştık. Ben hızla geri çekilirken, Derin elini indirerek, ''Zamanlamanı sikeyim,'' diye söylendi.
Ozan kahkaha atarak, ''Pardon kanka ya,'' dedi.
Ozan'a gülümsediğim de, o da aynısını yaptı ve ''Naber?'' diye sordu.
''Son beş dakikadır süperim,'' derken, Derin'e baktım. Göz kırpınca, bakışlarımı tekrar Ozan'a çevirdim.
Ağzını açmış bir şey diyecekken Derin söze atıldı. ''Ozan, şu bilgileri versen bi?''
Ozan hemen ciddileşerek elinde tuttuğu, fazla fazla kağıt bulunan bir dosyayı Derin'e uzatırken, Ozan hemen birkaç sayfayı özet geçmeye başladı.
''Bu Koray'da, bu yaşına kadar geçirmediği hastalık kalmamış ha,'' dediğinde, Derin elinde tuttuğu bir kağıdı okumaya başladı. Okumayı bitirdiğin de, gözlerini şüpheyle etrafta gezdirdi. Bu süreçte de, Ozan uzun olan konuşmasına başladı.
''Koray Aksay. Annesini beş yaşında kaybetmiş, babası ve abisiyle birlikte 2014 senesinde Amerika'da yaşarken, babasının aldığı bir teklifle tekrar İstanbul'a dönmek zorunda kalmışlar. Babası Mert Aksay yakından dostları olan Altan Demir ve Adnan Olcay ile birlikte girdikleri yüklü miktarda ki ihaleyi kaybetmiş, sonradan Altan Demir ve Adnan Olcay'ın eskiden ortak olduklarını öğrenmiş.''
Adnan Olcay, Derin'in babasıydı. Altan Demir'de bizzat benim babam oluyorlardı.
Kendi kendime ''Aksay...'' diye mırıldanırken, Derin devam etmesi için Ozan'a işaret verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Bela
RomanceBen; Defne Demir. Türkçe'si bozuk, yarı Türk, yabancı dizilere aşık ve bence güzel biriyim. On yedinci yaşımda, beni daha annemin karnında bırakıp gitmiş olan babamla tanışmış ve ona çok zor bağlanmış bir kızım. O; Zekiliği, yakışıklılığı ve soyadıy...