Tesbih boncuğu gibi sıralanmıştık salondaki altın varaklı koltuk takımına. Hamide Teyzenin zevkleri biraz şeydi; kuzum darısı sana diyen gelin modeliydi.
Yavuz, bana niyetinin ciddi olduğunu söylemişti ama böyle sürünmesi hoşuma gidiyordu.
Devamkee.
Sıkıcı muhabbet geçerken ben sarma yiyordum. Yalın ve Yavuz'un kuzeni de gelmişti. Ailenize gireceğim yağuşuklu bana bakma öyle demek istiyordum çapkın bakışlarını yakaladıkça.
Gökhan da fark etmiş olacak ki kulağıma eğilip, "O senin yengen, yengen, demek istiyorum şu anda," dedi fısıltıyla. Sesli bir kahkaha attığımda bakışları üstüme çekmiştim.
Özellikle de Hamidoşun bakışlarını. Öldür beni Hamide, böyle yaşamayı istemiyorummm melodisi çalınıyordu içimde. Annemle arkadaş olmasa, beni Pınar'ın yanına yakınlaştırmazdı aslında.
Kucağımda titreyen telefonla bakışlarım Yavuz'a kaydı. Zalimin oğlu pekte yakışıklı duruyordu.
Şere Yavuz: Kan çıkacak birazdan
Leyla: Yalın'ın beşik kertmesi var ve buradayı mı basacak?
Leyla: Olaya gelllŞere Yavuz: Hayır, Leyla
Yavuz: Kuzenimi keseceğim ve amcamla kan dökülecek.Leyla: Yavuz, siz aşiretsiniz gülüm mü?
Leyla: Gerçi Passat yok altında olamazsınızŞere Yavuz: Leyla sende Sivaslısın ama kangalın yok
Leyla: Mantıklı.
Telefonu kucağıma bırakıp beklediğim konunun gelmesiyle aile büyüklerini dinlemeye başladım.
"Tayla'yı biliyorsunuzdur Hasan Bey," dedi Pınar'ın babası Adem Amca. "Kokteyli orada yapalım."
Tayla'yı bilmeyen mi var Bey Amca, en ünlü mekanlardan birisi ama pist küçük.
Yavuz'un babası, "Güzel olur, zaten bu zamanda düğün mü kaldı canım," diyerek konuştuğunda Yavuz'la olan gelecek planlarım suya düşmüştü.
Gökhan kısık sesle, "Düğün yok diyorlar," diye bana döndüğünde, "Ben babama düğünüm kokteyl olacak desem evlatlıktan reddeder," dedim kıkırdayarak.
Ya da şey der, kızım sen kokteyl yap biz düğün salonuna geçiyoruz.
O halayı her türlü çeker.
"Sizin aileniz nerede?"
Gökhan'ın dirseğini böğrümde hissedince kafamı kaldırdım. Ha! Soru banaymış. "İzmir'de, efendim," dedim bütün kibarlığımla.
Anası Yavuz'a göz süzerken, "Güzelliğinden ve kibarlığından tahmin etmeliydim İzmirli olduğunu," dedi.
Hop ablacım, orada dur.
"İzmirli mi?" diyerek kahkaha atarken tüm bakışlar Gökhan'a dönmüştü. Eminim bu geceden itibaren Pınar bizimle arkadaşlığını gözden geçirecekti.
"İzmirli değilim," derken Gökhan'ın ayağına vurmuştum kimseye çaktırmadan.
Kadın, sanki uzaylıyım demişim gibi bana bakıyordu. Damat Bey Yalın Eniştem, "Leyla, Sivaslı," diyerek araya girmişti alayla.
Ne gülüyorsun şebek, aç da götüne gül.
"Sivas mı?"
"Evet, efendim. Plakası elli sekiz olan, yüzde kırk altısı platolarla kaplı, İç Anadolu Bölgesinin nadide illerinden olan Sivas."
Bilmiyorum, anlatabildim mii!
Sabiha Hanım bayılacak gibi arkadaşlar, kolonyayı hazır edin.
Karşımda gevşek gevşek gülen Yavuz'la bakışlarımız kesişince hemen telefonumu elime aldım.
Leyla:
Şere Yavuz: Kimse bir şey demedi ki?
Leyla: Ben bakışlardan anlarım
Leyla: İlişkimiz başlamadan bitmek üzere artık!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Vakte Kadar (Yarı Texting) -TAMAMLANDI-
فكاهةLeyla: Gönderdiğim fotoğraflara bakıp şu falı yorumlar mısınız? Leyla: Arkadaşım çok övdü sizi, çekirdek alıp geliyorum ben. Falcı: Yanlış gönderdiniz galiba? Leyla:Galiba mı shshshhs Leyla: Hanımefendi net olmanız gerekmez mi? Leyla: Falcı olan siz...