Yavuz'un hâlâ tek parça olduğu İzmir ziyaretimizi tamamlamıştık. Babam ara sıra dalaşacak gibi olduğunda hemen bir yerlerin kaç metre olduğu muhabbetine giriyordum ve konu kapanıyordu.
Çok yanlış bir insana yakalandınız Lütfü Bey.
En sonunda dönerken, kızım bende kalp var, kaç para istiyorsan söyle göndereyim ama artık beni sıkıştırma, demişti.
Buradan yürürüm ben, hayatımın sonuna kadar çalışmadan babamın parasını yiyebilirim yani. Elimde ne kozlar var.
Üç gün sonra geliyorlardı.
Yeni döndüğümüz için izinliydim ve evdeydim. İzinliyim dediysem, şirketin yarı hissesinin sahibinin sevgilisiydim, izin falan almıyordum tabi ki. Kafama göre evde yatıyordum.
Şirketin yarı hissesinin sahibinin sevgilisi...
Bu kısa oldu ya, kendime başka bir sıfat bulayım diye düşünen dış sesime, iç sesim avaz avaz bağırıyordu.
Sen Leyla Yavuz'sun aptallık etme, diye. Ve lanet olsun, iç sesim haklıydı. Çok istiyorsa Yavuz kendine bir sıfat bulsun. Mesela; Leyla'nın sevgilisiyim, aynı zamanda da şirketin yarı hissesinin sahibiyim.
Evet, bu güzeldi.
Adam CEO, ne yapsın bu durumu belirtmesin mi?
Sıkıntıdan kendi kendime verdiğim savaşa son noktayı koyup telefonu elime aldım ve CEO sevgilime mesaj atmaya başladım.
Leyla: Ne yabıyon yağuşuklu
Dur birde fotoğraf atayım özledim geleyim desin.
Leyla:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Padişah Yavuz: Leyla'm çok güzelsin Padişah Yavuz: Şirkete mi gelsen insafsız
Bir dakika! Ben gelir diye düşünürken, o beni ayağına mı çağırıyordu?
Hata bende, ilk dakikadan Padişah ünvanını verirsen götü kalkar tabi.
Leyla:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Leyla Çevrimdışı...
Ama gidecektik mecbur, özledik yani kardeşim ne yapalım!
