"Babaanne, biz neden seninle aynı evde kalıyoruz?" diye sordum elime uzattığı üzerlik tohumuna bakarken. "Sende gidip annemlerle kalsana."
"Seni kürük seni," diye çıkıştığında, bana eşek sıpası demek istiyordu yöresel diliyle. Dolaylı yoldan laf sana geliyor babaanne ama bana ne! "Yalınız kalıp eve mi atacaksın adamı?"
Ben zaten yalnız yaşıyorum da buna da neyse... Bir kez daha laf edersem, muska yazmaya başlayabilirdi. Üzerlik tohumlarını ocakta yakıp göt kadar evi duman altında bırakırken yüzüme tükürmek suretiyle bir şeyler okuyordu.
Tövbe, Bismillah!
En sonunda dua edip elini yüzüne sürdükten sonra, "Akşama giderim artık," dedi.
Basiretimi mi bağladın ihtiyar, duayı bitirip neden gidiyorsun!
Hayır zaten bizim aramızda bir şey olmuyordu. Tek yaptığımız cinsi muhabbet cinli muhabbetti; zamanında beni falcıyım diye keklerken salıyordu ya üç harflilerini, o işte.
Kendi dilinde 'Çimmek,' bizim dilimizde, 'Banyo yapma,' anlamına gelen kelimeyi kullanıp babaannemin salondan çıkmasıyla Yavuz'a mesaj attım.
