58

1K 81 1
                                    

Sivas'ın meşhur yemekleriyle donatılmış masada otururken sorgu odasında gibi hissediyordum. Bu kadar çok mu özlediniz beni güzel ailem ya.

Az soluk alayım.

"Kimlerden bu çocuk?" dedi annem ve hemen arkasından, "Kaç yaşında?" diye ekledi abim ve bitmedi, "Nereli?" diyerek araya girdi yengem.

Bunun gibi soruları benim cevap bile vermemi beklemeden sıralıyorlardı.

Babam mı? En bomba soru ondan gelmişti. 'Halay çekmeyi biliyor mu?'

Bilmiyorum baba, henüz Türkü Barda takıldığımı söylemedim ona.

Babamın, "Öğren hemen," demesiyle Yavuz'a mesaj attım.

Leyla: Aşko sen halay çekmeyi biliyor musun?

Şere Yavuz: Nasıl halay?

Allah'ım Yavuz'a akıl, bana da sabır!

Leyla: Melodi eşliğinde bir kişinin elinde pullu mendille başa geçtiği ve diğerlerinin ip gibi sıralanıp oynadığı
Leyla: Üç ayak olanı, ağırlaması, yanlaması ve sıktırması olan yöresel bir oyun türü.

Bence gayet net açıkladım.

Şere Yavuz: Baban soruyorsa biliyormuş de
Şere Yavuz: Öğrenirim ben.

Öğrenir misin?

Leyla:

"Biliyormuş baba," dedim Yavuz'un yalanına ortak olup

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Biliyormuş baba," dedim Yavuz'un yalanına ortak olup.

Babam rahat bir nefes almıştı ve "Gelip istesinler o zaman," demişti.

Oldu bu iş, düğünüm var düğünümmmm.

Üç Vakte Kadar (Yarı Texting) -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin