Transmigrating into the Reborn Male Lead's Ex-Boyfriend |BL ÇEVİRİ

Looking for a Really Handsome Man

 Song Xuanhe hepsini okuyamadan önce Zhou Nan'ın bir sesli mesaj gönderdiğini gördü. Hiç düşünmedi ve tıkladı.

Tek duyduğu Zhou Nan'ın öfkeli sesiydi: "Babana sen ve Lin zi'nin bir araya geldiğini nasıl söylersin?! Arkamdan birlik olmaya cüret mi ediyorsunuz?! Hem beni hem de Xiao Yuanmu'nu hayal kırıklığına uğrattın!"

Zhou Nan hızla konuştu ve sesi yüksekti. Song Xuanhe mesajı kapatmak üzereyken, Zhou Nan konuşmasını çoktan bitirmişti. Sözleri geniş VIP bekleme alanında yankılandı. Belli ki alana bakmak için ayrılan Xiao Yuanmu bunu gözden kaçırmamıştı.

...

Song Xuanhe bunun gerçekten garip olduğunu düşündü.

Ama daha da garip olan şey, mesajın bittiği gibi tekrar çalmasıydı. Sanki mesaj şu anda ona bakan Xiao Yuanmu'yu elle tutulur bir şekilde çevreliyormuş gibi yüksek seste yankılanıyordu.

Mesaj ikinci kez bittiğinde, büyük VIP odası tuhaf ve rahatsız edici bir sessizliğe büründü.

Song Xuanhe, Xiao Yuanmu'ya baktı.

Xiao Yuanmu, Song Xuanhe'ye baktı.

İkisi de birbirine baktı. Biri sakinmiş gibi davranırken diğerinin yüzünde hiçbir ifade yoktu. Gerçekten çok garipti.

Song Xuanhe'nin telefonu hala titriyordu. Zhou Nan yanıt alamayınca Song Xuanhe'yi mesajlarla dürtmeye devam etti. Küçümseme ve şikayet dolu hem metinler hem de sesli mesajlar gönderdi. Kendisini asilzade Nan olarak adlandırmak için hangi saray dramasından ilham aldığını kim bilebilirdi? Ayrıca Xiao Shenglin'i İmparatorluk Eşi Lin ve Xiao Yuanmu'yu İmparatoriçe olarak atamıştı. Bunu büyük bir imparatorluk saray dramasına çevirmişti.

Bunların arasında en acımasız ve dizginsiz olanı doğal olarak "İmparator" Song Xuanhe idi.

Gözünün ucuyla, telefonunun ekranında ardı ardına gelen mesajları görebiliyordu. Song Xuanhe ifadesini sakin tutamadı. Hızla ekranı kapattı ve ardından zorla bir kahkaha attı. "Zhou Nan son zamanlarda annesiyle çok sayıda drama dizisi izliyor, hahahaha."

Xiao Yuanmu'nun gözleri değişti. Song Xuanhe'nin mahcup gülümsemesine baktı ve sakince "İmparator mu?" diye sordu.

Song Xuanhe öksürdü. Xiao Yuanmu'nun bu kelimeyi boş bir ifadeyle söylediğini gördüğünde nedense utanmıştı. Aynı zamanda, sırtının üşüdüğünü hissetmişti. Sahte bir şekilde gülmeye devam etti, "Hahaha, Zhou Nan sadece şaka yapıyor."

Xiao Yuanmu'nun göz kapakları hafifçe aşağı indi ve biraz daha yaklaştı. Sakin bir sesle sordu: "İmparatorun hareminde kaç cariye var?"

Song Xuanhe, Xiao Yuanmu'nun sadece sormak için mi sorduğunu veya sorusunun arkasında daha derin bir anlam olup olmadığını bilmiyordu. Her halükarda, iyi niyet taşımadığını hissetti. Song Xuanhe, Xiao Yuanmu'nun birini dürtebilecek kadar düz ve uzun olan kirpiklerine baktı.

"Haremde kimse yok." Song Xuanhe, Xiao Yuanmu yukarı bakarken izledi. Hemen düzeltti, "Yalnızca İmparatoriçe var, cariye yok."

Xiao Yuanmu'nun dudakları hafifçe kıvrılmış gibiydi. Daha sonra tekrar geri düştüler. Aynı zamanda, VIP bekleme odasındaki biniş bildirimiyle Zhang Chao'nun sesi yankılandı. " Xiao Shaoye, Genç Efendi Xiao, uçağa binmeliyiz."

Song Xuanhe, etraflarındaki baskıcı atmosferin kaybolduğunu hissetti. Zhang Chao'ya bakmak için döndüğünde, çevresel görüşünde Xiao Yuanmu'nun sakin ifadesini bir anlığına yakaladı. Song Xuanhe, daha önce hafifçe alçalmış olan çenesini kaldırdı. Daha sonra sırtı dik, çevresinde kibirli bir genç efendinin havasıyla Zhang Chao'ya doğru yürüdü.