Transmigrating into the Reborn Male Lead's Ex-Boyfriend |BL ÇEVİRİ

An Eight-Pack and Long Legs

Jiang Deyi artık gülümsemeye devam edemedi. Song Xuanhe'nin kollarındaki kol düğmelerinin McPhail'e ait olduğunu bir milyon yıl geçse bile tahmin edemezdi.

Song Xuanhe'nin samimiyetsiz gülümsemesini hatırladığında, Jiang Deyi kucağındaki peçeteyi sıktı. Song Xuanhe, kendisi için çok önemli olduğunu söylemesine rağmen kol düğmelerini tanımadığı için muhtemelen onunla alay ediyordu.

Xiao Shenglin, gelişinden önce meydana gelen gizli olayları bilmiyordu. Kendi yerine yürüdü. Kimsenin konuşmadığını görünce kendini biraz garip hissetti. Nazik bir gülümsemeyle "Yanlış bir şey mi söyledim?" diye sordu.

Jiang Deyi'nin ifadesi değişti. Bakışlarını hemen Song Xuanhe'ye çevirdi.

Song Xuanhe, Jiang Deyi'nin ne düşündüğünü sadece ifadesine bakarak anladı. Aslında Jiang Deyi'yi ilk gördüğünde hiçbir şey düşünmemişti. Ne de olsa kendi dünyasında da bu dünyada da ondan hoşlanmayan çok insan olduğu gibi onun da hoşlanmadığı insanlar vardı. Her birine dikkat ederse çok fazla zaman ve enerji harcamış olurdu.

Jiang Deyi, onu kışkırtmak gibi bir planı olmasa bile kendisi inisiyatif kullanmıştı.

Jiang Deyi'nin gizli meydan okumasını duyduğunda Song Xuanhe'nin ilk tepkisi gülmek oldu. Daha sonra diğerinin kol düğmelerini ne zaman fark edeceğini görmek istedi. Onları bunca zaman boyunca görmezden gelmesini beklemiyordu. Sadece Xiao Shenglin konuştuğunda tepki vermişti. Daha da komik olan şey, Xiao Shenglin yanıldığından şüphelendiğinde Jiang Deyi'nin ona gerçekten inanmış olmasıydı. Bu utanç verici çıkmazdan kurtulabilmek için bu kol düğmelerinin McPhail'e ait olmadığını umuyordu.

Kaderinde hayal kırıklığına uğramak vardı.

Çenesi hâlâ elinin üzerindeydi, Song Xuanhe gülümsedi. "Haklısın. Bu çift."

Song Xuanhe'nin itirafını duyan herkes Jiang Deyi'ye bakmak için döndü. Onun için 'önemli' mi? Evet doğru. Gözlerinin önünde sallanmasına rağmen onu tanımaması bir şeydi, ama aslında onu aldığı için Song Xuanhe ile alay etmeye çalışmıştı. Az önce söylediklerini neden söylediğini artık herkes anlamıştı.

Feng Tong, Song Xuanhe'nin kol düğmelerine baktığında gülümsedi ve ona iltifat etti. "Bu kol düğmeleri gömleğine çok yakışmış."

Song Xuanhe tek kaşını kaldırdı. "Kendine iltifat mı ediyorsun?"

Bugün giydiği gömlek, Feng Tong'un öğretmeninin adını taşıyan bir markadandı. Ama buradaki herkes gömleğin kesiminin ve yenilikçi tasarımının Feng Tong tarafından tek başına yapıldığını biliyordu. Feng Tong'un öğretmeni bunu asla bir sır olarak saklamaya çalışmamıştı. Feng Tong'un tasarım dünyasında bu kadar hızlı yükselmesinin nedeni buydu.

"Elbette hayır," dedi Feng Tong gülümseyerek, "Bana ilham verdiğin için sana minnettarım."

"Bu kol düğmelerini ilk gördüğümde bana da ilham verdi. Bu yüzden onları satın aldım." Song Xuanhe kol düğmelerini okşadı ve gülümsedi. "Usta McPhail'in tasarımları eşsiz ve yaratıcı. Fırsatım olursa kendisini ziyaret etmek isterim. Onunla sohbet etme şansım olsaydı, muhtemelen ilhamla kutsanmış olurdum."

Song Xuanhe gelir gelmez onunla konuşan erkek tasarımcı, bunu duyunca ona tuhaf tuhaf baktı. Bunu gören Song Xuanhe, "Sorun ne?" diye sordu.

O kişi cevap vermedi. Bunun yerine, "Bilmiyor musun?" diye sordu.

O kişi ona bakmasaydı, Song Xuanhe kendisiyle konuştuğunu anlamazdı. Bu soru birdenbire ortaya çıkmıştı. Sorunun kendisine yöneltildiğini bilse bile, erkek tasarımcının neyi kastettiği hakkında hiçbir fikri yoktu.