9. Bölüm

1.5K 57 19
                                    


Selam arkadaşlar ❤️
Nasılsınız?

Normalde sınır koyulan hikayelerden hiç hoşlanmam ama çok ufak bir sınır koymak istiyorum çünkü gerçekten yorumlar ve oylar çok çok az.

10 oy ve 5 yorum gibi minicik bir sınır koymak istiyorum o yüzden yeni bölüm sınır geçildiğinde gelecektir.

Hepinizi seviyorum iyi okumalar🌼

Penceremin dışında bana bakan bir Devran görmeyi o kadar beklemiyordum ki rüya gördüğümü bile düşündüm şuursuzca. Şaşkın ördek gibi baktım bir süre suratına. Tekrar cama tıklatmasıyla girdiğim şoktan çıkıp pencereyi açtım. Evimiz tek katlı müstakil bir evdi. Yani birinin odama girmesi hiçte zor değildi. Ama bu kişinin Devran olacağı kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.

"Devran senin burda ne işin var?"

"Ah ah şu yaşımda bana şunu yaptırdın ya sana mı helal olsun bana mı yazıklar olsun karar veremiyorum inan ki Efsun" diyerek tek hamlede odamın içine girdi. Ardından camı kapatıp perdeyi çekti ve  ayakkabılarını hızlıca çıkarıp pencerenin  önüne koydu. Bense girdiğim transtan bir türlü çıkamıyordum. Devran odamdaydı.. Benim odamda.. Devran...
Beynim error vermek üzereydi. Hızlı hareketlerle odamın kapısına ulaşıp kitledi. Kafasında ki bütün işleri tamamlamış olacakki en sonunda bana döndü yeşilleri. O baştan ayağa beni süzerken içimde bişeyler alev aldı yine. Beğenilme dürtüsüyle doldu içim. Beni ilk defa gecelikle görüyordu ve gördükleri hoşuna gitsin istedim. Bacaklarımda biraz uzun kalan gözlerini en sonunda gözlerime değdirdiğinde seslice yutkundu.

"Bu ne kılık kızım üşümüyor musun sen? Diğer kızlar gibi pamuklu pijamanla uyusana sende!"

"Sanane ya ister geceliğimle uyurum istersem çıplak uyurum. Hem konumuz bu mu şuan. Ya biri görürse, bizim mahalleyi bilmiyor musun sen? Evlendirsinler mi istiyorsun bizi?"

Gözlerini kısarak üzerime doğru geldi. Aramızdaki mesafeyi kapattı büyük adımlarla. Bu da iyice alıştı benim dibime girmeye. Hayır o etkilenmiyor olabilir ama benim içim yangın yeri oluyordu her yakınlığında.

"Ne oldu? Dün seviyorum diye dikleniyordun bana. Evlilik söz konusu olunca niye korktun bu kadar. Benimle evlenme fikri bu kadar mı kötü?"

"Hala seviyorum! Ama evlilik başka bir konu gencecik kızım ben daha ya ne evliliği! Hem beni sevmeyen bir adamla evlenmem ben! İkimizinde mecbur bırakıldığı bir birleşme bize mutluluk getirmez."

Kokusu burnumda gözleri gözlerimdeyken hala konuşabiliyor olmama şaşırmıyor değildim hani. Heyecandan bayılmak üzere bile olsam söylediklerim de ciddiydim. Bir kısım hariç tabiki. Kimsenin baskısıyla ya da mecburiyetiyle değilde kendi isteğiyle gelip benimle evlenmek isterse tereddüt etmeden evlenirdim onunla. Tabii ki bunu onun bilmesine gerek yok. Evlenmek istemediğimi düşünmesi daha iyi. Kendimi önüne sorgusuz sualsiz sunabileceğimi bilirse beni kırmaktan ya da kaybetmekten korkmazdı hiç.

Uzun uzun baktı gözlerime, sert bir soluk bırakıp yatağıma oturdu. Dokunmamasına rağmen içim de yaktığı ateş bedeni bedenimden uzaklaşınca sessizce söndü sanki. Ruhum üşüdü.. Gidip yanına oturdum. Dizimin birini kırarak ondan tarafa döndüm. Madem odamdaydı elime geçen fırsatı değerlendirip doya doya bakabilmeliydim yüzüne. Senelerce içimde gizlenmiş bekleyen arsız bir kız varmış meğerse. Şu iki gündür ortaya çıkmıştı ve gitmeyede hiç niyeti yokmuş gibiydi.

Ben onu izlerken kafasını çevirmeden önüne bakmaya devam etti. Bende yan profilinin tadını çıkarmaya.. Düzgün bir burnu, sert çehresi,dolgun dudakları... Bir gün o dudakların tadına bakmadan ölmeyeceğim dedim kendi kendime. Belki beni hiç sevmezdi benim istediğim gibi.. Ama bana son bir iyilik yapıp ilk öpücüğümü alabilirdi belki de.

Efsun (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin