Bölüm: Güney Hava Tapınağı 1
Tapınağa girmek için yukarı çıkan dörtlü hızlı adımlarıyla yürüyorlardı. Elmanın yetmemesinden dolayı hala karnı guruldayan Sokka somurtarak etrafına bakınmaya başladı.
Nora gerilim dolu hisle her şeyi saklamayı deniyordu. Kel çocuk önden koşmaya başladığında Kahverengi saçlı çocuk "Nereden yemek bulabilirim?" Diye sorduğunda Katara kaşlarını çatarak "Hava tapınağına gidecek kadar şanslıyken hala yemek düşündüğüne inanamıyorum." Diyerek cevap verdi.
Bu yanıt üzerine Sokka somurtkan tavrıyla guruldayan karnını tutarak "Ben basit ihtiyaçları olan adamım." Diye sözünü bitirmeye denedi.
Katara alaycı gülümsemeyle "Daha yeni Nora'nın verdiği elmayı yedin."
Kahverengi saçlı çocuk somurtkan ifadesiyle "Yeni değil! Bir kaç saat geçti!" Diye bağırdı. Tam kavga etmeye başlayacakken kel çocuk heyecanla "Çocuklar buraya bakın!" Diyerek yüksek sesiyle çağırdı.
Nora, kel çocuğun yanına gelerek işaret ettiği uzun tahta çubukların olduğu tarafa baktı. Aang gülümseyen yüzüyle "Arkadaşlarımla şurada hava topu oynardık!"
Önünde ki büyük taştan alanı göstererek "Burada ise bizonlar yatardı." Diyerek iç çekti. Katara endişeyle "Sorun ne?" Diye sordu.
"Burası keşişler bizonlar ve lemurlarla doluydu. Şimdi ise bomboş." Deyip arkasına dönerken Nora'ya baktı, sonrasında ise bakışlarını omuzunda oturan beyaz lemura yöneltti.
"Nora. Omuzunda ki lemurun adı nedir?" Diye sordu. Nora endişeyle kel çocuğa baktıktan sonra gülümsemesiyle beraber omuzunda ki beyaz lemurun kafasını okşayarak "Momo." Diye yanıtladı.
Aang, beyaz lemurun adına gülümseyerek "Güzel isim!" Dediğinde siyah saçlı çocuk 'Senin koyduğun isim aslında.'
Düşüncelerini kenara bırakarak "Teşekkürler." Diye yanıtladı.
Aang heyecanla "Pekala gidelim!" Diyerek yürümeye başladı. Nora şaşkınlıkla 'Normalde burada Sokka'yla hava topu oynamalılardı. Yoksa Momo'yla birlikte onlarla tanışmam kaderi değiştirmeye mi başladı?!"
Nora endişeyle yürüdü. Sonunda hava tapınağına yaklaştıklarında heykelle karşılaştılar.
Heykel Gyatso'ya aitti.
Aang gülümsemesiyle heykele saygısıyla eğilerek arkasına döndü. "Çocuklar bu Gyatso! Bildiğim her şeyi bana o öğretti!" Deyip, heykeli işaret etti.
Aang heykele baktığında ustası Gyatso'yla yaptığı pastaları ve konuşmaları aklına getirdi. Aang hüzünle bakarken, Nora heykele Aang'in yaptığı gibi eğildi.
Kel çocuk yanında ki iki kardeş gibi hafif şaşkın bakışlarıyla Nora'yı izledi.
Nora gülümseyerek arkasına döndüğünde "Pekala gidelim!" Dedi.
Sokka'yla Katara bir süre birbirlerini izleyip, gülümsediler. Aang ise Nora'yı dikkatle baktıktan sonra yürümeye başladı.
Katara endişeyle yürüyen çocuğa "Nereye gidiyorsun?" Diye sordu. Aang arkasına dönerek "Tapınağın mabedine, orada görüşmem gereken biri var."
Yürümeye bıraktıklarında karşılarında kapı gördüler. Kapının üstünde hava sembolüne benzeyen borazan görünümlü bir şey vardı.
Katara endişeyle "Aang orada kim varsa 100 yıl boyunca hayatta kalmış olamaz." Dediğinde Aang gülümseyerek kapıya bakarak "İmkansız değil ben buzun içinde kaldım." Diyerek yanıtladı.
Katara "Doğru noktaya değindin." Derken, Aang neşesiyle "Orada kim varsa Avatar meselesinde bana yardımcı olabilir."
Sokka heyecanla "Ve eti de olabilir." Dediğinde Nora kaşlarını çatıp kahverengi saçlı çocuğa bakarak "Sokka, Hava göçebeleri vejeteryan."
Yanıt üzerine Sokka telaşlı yüzüyle "NE!? OLAMAZ!" Diyerek bağırmaya başladı.
Sonunda herkes kahverengi saçlı çocuğun tepkisine gülmeye başladı.
Sokka sinirle hemen kapıyı açmaya denedi ama kapı kilitliydi.
Sokka sinirle "Harika! Kapı kilitli!" Diyerek söylendi. Aang gülümseyerek "Anahtar hava bükmek Sokka." Deyip Aang kendini hazırlayarak elini doğrulttu.
Sonrasında elinde ki hareketlerle rüzgarı borazanlara yönlendirdi. Borazanlar teker teker içeri girmesinin sonunda kapı yavaşça açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avatar & Airbender
FantasySıradan 12 yaşlarında bir çocuktu. Gözlerini açtığında hava tapınağının içindeydi.