Düşünce
Bir şeyler garipti. Nora bunu hissedebiliyordu. Kyoshi adasından geldiklerinden beri ona garip garip bakıyordu.
Nora bu inceleyici bakışları istemsiz bir şekilde hissedebiliyordu. Ne zaman kafasını çevirse gri gözlerle karşılaşıp duruyordu.
Bundan dolayı Nora ne yapacağını bilemiyordu.
Bir kaç güne kalmaz Aang'in en yakın arkadaşı olan kral Bumi'nin yanına gideceklerdi. Nora hikayede ki gibi her şey gerçekleşirse Aang'in normale döneceğine emindi.
Ama nedense şuan da orijinalinde olmaması gereken bir yerde kamp yapıyorlardı.
Burası neresiydi ki?!
Nora bunu bile bilmiyordu.
"Nora!"
Katara'nın bağırışıyla Nora kafasını panikle kaldırdı. Zavallı kız onu beşinci kez seslenip yardım istiyordu ama bronz tenli çocuk o kadar çok odaklanmıştı ki onu dikkate almıyordu.
"Efendim Katara."
Katara'nın mavi gözleri çocuğun endişeli ve bir o kadarda düşünceli yüzünü görünce yumuşamıştı.
Katara endişeden parıldayan mavi gözleriyle "Bir şey mi oldu?" Diye sorduğunda Nora'nın beyaz gözleri bu soruyla titremeye başlamıştı.
Tahmin ettiğim gibi.
Katara'nın iç sesi haklıydı. Nora bir şey hakkında endişeliydi ama ne hakkındaydı?
Katara bunu bilmiyordu. Ta ki mavi gözleri onlara yaklaşan hava bükücü olan avatarı fark edinceye kadardı.
Katara kendisinden 2 yaş küçük endişelendiği bronz tenli çocuk ile aynı yaştaki genç avatara bakıverdi.
"Aang."
Katara meraklı bir şekilde seslendi. Aang ise buna karşılık hiç bir yanıt vermeden onların arasına oturuverdi.
İki çocuk aralarına oturan kel çocuğa şaşkınca bakarken kel çocuk somurtmuş olan yüzüyle "İkinizin beraber konuşup beni yalnız bırakması haksızlık." Dediği anda tüm şok olmuş yüz ifadesi paramparça oldu.
Onun yerine tatlı bir şekilde somurtan çocuğa karşılık gülümseyen neşeli yüzler ortaya çıkıvermişti.
"Yalnız başına mısın? Sokka nerede?"
Nora'nın sorusuyla Aang iç çekip ateş yakmaya deneyen kahverengi saçlı çocuğu gösterdi. Nora dikkatle baktığında o çocuğun kızgın yüzüyle beceriksiz bir şekilde ateş yakmaya deneyen Sokka olduğunu anlamıştı.
"SOKKA!!"
Katara 15 yaşındaki ağabeysini o şekilde görünce ayağa kalkıverdi. Zavallı çocuğun üstü başı tamamen ateş yakmayı denediğinden dolayı kirlenmişti.
Nora bu duruma karşılık kahkaha atarken Sokka arkadan "GÜLME NORA!!" Dediği tüm ormanda duyuluyordu.
Nora bunu umursamayıp gülmeye başlamıştı ama bu gülümsemesi Aang'in dudaklarından çıkan sözlerle tamamen bozulmuştu.
"Sonunda maskeni çıkardığına sevindim."
Nora'nın yüzündeki bütün gülümseme hızla silinivermişti. Onun yerine yüzünde dehşete düşmüş bir ifade belirivermişti.
"Ne demek istiyorsun Aang?"
Titreyen ağzıyla sorduğu soru ile Aang ona soğuk gri gözleriyle baktı ve dikkatle inceledi. Nora, Aang'i tanımasa kötü bir düşman tarafından yakalandığını sanacaktı.
Nora korkuyla yutkundu. Aang ise soğuk olan gri gözlerini kapatıp açtıktan sonra gülümsedi. Her zamanki parlak gülümsemesi gözükmüştü.
Peki Nora neden rahat hissetmiyordu.
"Nora! Bana yardım et!"
Katara'nın sesinin duymasıyla iki çocuğun arasındaki gerilim bitmişti.
Ya da Nora öyle sanıyordu. İçten içe biliyordu. Şuan da yanında duran Aang ile her daim çizgi romanını okuyup çizgi filmini izlediği Aang'in aynı kişi olmadığını biliyordu.
Onun tanıdığı her daim nazik olan Avatar dünyasının baş karakteri olan Aang bu değildi. Ya da öyle miydi?
Nora içten içe kendisinin Aang hakkında hiç bir şey bilmediğini fark etmişti. Katara onlara doğru gelmesiyle Aang ayağa kalktı.
Nora'da öfkeli kızın suratını görmesiyle içindeki korku dolu telaşını bir kenara bırakıp ayağa kalktı. Elinden geldiğince panikten hızlanmış nefesini sakinleştirmeye deniyordu.
Kimse onun korktuğunu anlamamalıydı.
Özellikle de Aang.
Asla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avatar & Airbender
FantasySıradan 12 yaşlarında bir çocuktu. Gözlerini açtığında hava tapınağının içindeydi.