1 hafta sonra:
Dün doktor kontrolünde jimin'in adımı söylediğini, söylediğimiz de doktor tedavinin bir ay içerisinde biteceğini, tedavi bittiğinde daha rahat konuşacağını söyledi.
Ama bu bir ay içinde sinir ve stresten uzak durmasını söylemişti.
Jimin hala evde çalışıyordu çalışmasını istemiyorum çünkü zaten tedavi yüzünden oldukça yoruluyor ve bide evde kendini yormasını istemiyorum, ama o inat ediyor ve çalışmak istiyor.
Bana yük olduğunu düşüyor, her ne kadar bu düşüncesi için ona kızsamda kabul etmiyor.Bende kendini kötü hissetmesin diye üstüne gitmiyorum.
Şuan mekândan çıkıyordum eve gidip jimin'e sarılıp onu bolca öpmek istiyorum.Ona bir sürprizim vardı.
Jimin bana daha önce yaşamadığım duyguları yaşatıyor, ondan bir saat ayrı kalınca hemen özlüyorum, bana gülümseyerek bakınca kalbim maraton koşmuş gibi atıyordu, bana sarılınca istemsizce gözlerim kapanıyor, onu izlerken farkından olmadan sürekli gülüyordum...
Evdekiler benle sürekli dalga geçerken ben sadece beyaz meleğime odaklanıyordum...
Yarım saat sonra eve geldiğimde arabayı garaja park edip eve girdim.
Ev yine muhteşem kokuyordu, jimin çok güzel yemek yapıyordu, aynı şekilde dans ve resim, on parmağında on marifet vardı sevgilimin...
Mutfağa girdiğimde hafif sallanarak dans eden bir jimin vardı, yavaşça gidip arkasından sessizce sarıldım.
Başta irkilsede benim olduğunu bildiği için elindeki bıçağı kesme tahtasının üstüne bıraktı ve kafasını geriye yatırarak omzuma koydu.
Hemen kafamı açıkta kalan muhteşem kokulu boyna soktum, ufak ufak öpücükler bırakıyordum.
Jimin kıkırdayarak bana döndü ve ellerini boynuma dolayıp kafasını göğsüme koydu, ellerimi hemen ince bele yerleştirip sıkıca sarıldım.
Jimin'e sarılınca tüm yorgunluğum uçup gidiyordu.
Biraz geri çekildim benle beraber jimin'de biraz geri çekilip yüzüme gülerek baktı, eğilerek dudağına küçük bir öpücük bıraktım, jimin'in yanakları kızardı ve başını eğdi.
Bazen o kadar tatlı oluyor ki onu ısırmamak için zor duruyorum. Ki sonra ısırmadan durmuyorum orası ayrı...
Elimi çenesine elimi atıp bana bakmasını sağladım, önce kızarmış yanaklarını öptüm, sonra dudaklarına art arda küçük öpücükler bıraktıktan, bu sefer dudaklarımızı birleştirip bir öpüşme başlattım.
Belindeki ellerimi sıkarak bedenlerimizi birleştirdim, jimin nefessiz kalmış olmalı ki dudaklarımızı ayırmak için hamle yaptı, dudaklarımızı ayırmadan alt dudağını dişlerim arasına alıp ısırdım ve bıraktım.
Karışımdan hızlı hızlı nefes alan , yanakları kızarmış, tatlı bir şekilde gülen bir jimin olunca dayanamayıp eğilerek sağ yanağını dişlerim arasına alıp ısırdım.
Küçük elleriyle omzuma vurunca geri çekildim, yanağını tutarak omzuma vuruyordu.
İşte aşkımız böyleydi, kelimelere gerek yoktu birbirimizin gözlerine bakarakta konuşuyorduk biz.
Neydi aşk? Karşılıklı verilen sevgi sözcüklerimi? Basit bir "seni seviyorum" demekle aşık olunur mu?
Hâlbuki aşk karşındaki için canını ortaya koymak, onu mutlu etmek için herşeye katlanmak değilmidir?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my white angel
FanfictionSadece kurtulmak istiyordum babamdan, ama beni kaçıran adama aşık olmak hiç beklemediğim bir şeydi, hiç yaşamadığım bir duygu... Jikook; seme-kook uke-min