*Zamansızlık (5)*

862 133 133
                                    


Keyifli Okumalar.


Zamansızlığın içine çekilen Paiva, kısa sürede yerine gelen hafızasıyla birlikte Druce'un kızgınlığına hazırlamıştı kendisini. Fani yaşamdaki seçimleri Druce'u zorlamış olmalıydı. Ona sırtını dönmüş ağabeyini izlemeyi sürdürdü. Ona hemen bakmadığı için ne kadar öfkeli olduğunu tahmin edebiliyordu. Muhtemelen adam sakinleşmeyi bekliyordu. Ancak Paiva'nın umurunda bile değildi. Sonuçta fani dünyada aldığı kararlar zamansızlığın dışındaydı ve Druce'un uyarılarını orada anımsayamıyordu. Onu suçlayamazdı ama Paiva bu düşüncelerinde çok yanılıyordu.

Druce ona doğru yöneldiğinde öfkesi gözlerinden okunuyordu. Paiva ilk kez onun cezalandırıcı yanını gördüğünü düşünmüştü. Sertçe yutkundu. Druce'un gözleri kızarmıştı. Bir an için gözlerini kapatıp açtı. Zamansızlık dalgalandı. Görüntüler bulanıklaşmıştı. Druce, kontrolünü sağlamakta zorlanıyordu. Ona yardımcı olmak için destek veren Paiva, boşluğun içindeki oluşumlara müdahale etti. Duvarlar puslu görünümün içinden sıyrıldı. Paiva, onları Dehlizlerden koruyan duvarları daha kalın ve daha yüksek hale getirdi. Etrafları yemyeşil ağaçlar ve rengarenk çiçeklerle çevrildi. Gökyüzü mavi bir ummana döndü, ahenkli bir anaforla derin okyanusları anımsatıyordu. Ayaklarının altındaki yer camdan bir köprüyle ayrıldı. Artık uçurumun kıyısında duruyorlardı.

"Ne yapıyorsun Paiva?" diye hırladı Druce.

"Sana yardım ediyorum. Bugün yorgun olmalısın Zamansızlık titriyordu."

"Bunu sormuyorum," dedi eliyle etrafı göstererek. "Benim sorduğum başka bir şeydi. Bana inat mı yapıyorsun Paiva? Ne demek turist rehberi oldum! Sana Geçit'ten uzak dur dedim sen her gün oraya gidecek bir iş buldun!"

"Bu kadar öfkelenmen anlamsız, sonuçta zamansızlığın dışında senin ne istediğini hatırlayamıyorum Druce unuttun mu?"

Druce, yavaş adımlarla ona yaklaştı. İşkence süresini uzatmak ister gibi görünüyordu. Ona tepeden bakarken kızgınlığından hiçbir şey kaybetmemişti.

"Paiva, buranın işleyişini çok iyi biliyorsun. Hatta zamansızlığı benden bile daha iyi kullanıyorsun. Burada aldığın kararlar fani dünyada seçimlerin oluyor. Bunu biliyor ve bu yüzden net kararlar alıyorsun. Geçit'ten uzak durmanı istiyorum."

Paiva, ellerini göğsünde kavuşturdu. Gerçek formuna girmemişti. Druce'un onu iki yaşamıyla birlikte sorgulamalıydı ki ne zaman kanatlansa tartışmaları tuhaf bir derse dönüyordu. Onu incitmiyordu ama buna fazlasıyla yaklaşıyordu. Ders bile olsa Druce ile bu şekilde karşı karşıya gelmekten nefret ediyordu.

"Neden?" diye sordu. "Sana yardım edebilirim Druce! Geçit'i açabileceğimi biliyorsun. Artık zamanı gelmedi mi?"

Bir şeyleri anlamaya başlayan Druce başını aşağı yukarı salladı. İki kaşı havaya kavislenmişti. İfadesi her şeyi çözdüğünü gösteriyor ve bu onu daha öfkeli yapıyordu. "Bunun için yapıyorsun. Geçit'in yakınlarında bulunuyorsun ki ilk fırsatta oraya çekilebilesin. Ne yaptığını bilmesen de burada aldığın bu kararı uygulayacağını biliyorsun. Bu yüzden zamansızlıkta bir rehber olmaya karar verdin, çalışacağın yeri bile belirlediğine eminim. Amacın onları serbest bırakmak. Devleri hafife alıyorsun."

"Onları kurtarabilirim."

"Devleri kurtaracaksın öyle mi?" Elini boşlukta salladı. Paiva'nın yaptığı duvarlardan birkaçı yıkılmıştı. Artık renkler soluklaşmış ve gökyüzü maviliğini yitirmişti. "Tabii git ve onları kurtar, sonra seni küle döndürmelerini bekle. Anlamıyor musun Paiva onları savaş alanı dışında tanımıyoruz. Seni riske atamam. Bu iş yapılmak zorundaysa bile bunu sen değil ben yapacağım. Sadece bana güveneceksin ve beni dinleyeceksin o kadar."

Devler GeçidiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin