dördüncü bölümcük

141 4 0
                                    


Hoş geldinizzzzzz

Keyifli okumalarrrr

......

"Anne..." dedim elimdeki tabağı masanın üzerine bıraktığımda. Gözleri bana dönerken "Son zamanlarda kendimi pek iyi hissetmiyorum." dedim.

Endişeli gözlerle bana bakarken bir taraftan da masayı hazırlıyordu. "Neden?"

Bilmiyorum dercesine dudağımı büzdüğümde "Ergenlik gereği olabilir mi ki?" dedim kısık sesle.

Bardağı masaya koyup bana döndü. "Nasıl yani?" dedi. "İyi hissetmiyorum derken?"

Omuz silktim ve tezgahın üstündeki patates tabağını aldım. "Kalbim acayip hızlı atmaya başlıyor." Miraç hocanın yüzü gözlerime geldiğinde heyecanlandım. Tabağı masaya koydum. "Stres oluyorum durduk yere. Ellerim titriyor, terliyorum. Nefes alamıyorum sanki. Bilmiyorum-"

"Ateşin falan mı var?" diyerek elini alnıma koydu. Anlamaya çalışır gözlerle bana baktığında "Ateşin falan yok ama." dedi. Buzdolabına doğru ilerledi. "Sana hap veriyim bi. Yemekten sonra iç. Hasta mı olacaksın acaba?"

"Anne öyle bir şey değil." dedim. Söyleyip söylememekte kararsız kaldığımda  "Yani onu gördüğümde böyle oluyor." dedim.

Kaşları çatık bir şekilde bana döndüğünde "Kimi gördüğünde?" dedi.

Gözlerimi ondan çektim. "Sanki birisi boğazımı sıkıyor gibi hissettim sabah. Kıpkırmızı olmuşum öyle dedi."

"Seni bir doktora götüreyim mi?" diye sordu yanıma geldiğinde.

Beni kendine çektiğinde ona sarıldım. "Gerek yok. Belki de ben yanlış anlamış olabilirim."

"Olabilir. Sınavlar yaklaşıyor ya belki de o yüzdendir. Sen sınavlara karşı çok fazla anlam yüklüyorsun. Önemli olan sağlık."

Sınavlarla alakalı değildi. Hasta falan da değildim. Ergenlikle de ilgili değildi. Benimle ilgilide değildi. Kalbim ile ilgiliydi. Elimden gelen bir şeyde değildi. Onunla ilgiliydi. Elleriyle ilgiliydi. Kendisiyle ilgiliydi. Miraç hoca ile ilgiliydi.

🌠

"Çok güzel olmuş anne eline sağlık." diyerek sandalyeden kalktım. "Benim biraz ödevim var. Size afiyet olsun." dedim ilk İzzet hocaya, sonrada anneme baktığımda. Hem onları biraz yalnız bırakmak istemiş, hem de gerçekten de ödevim vardı.

"Tamam." diyen annemle mutfaktan çıktım ve koridorun sonunda olan odama adımladım.
Telefonuma gelen bildirim sesiyle cebimden telefonu çıkardım.

Odamın kapısını açıp içeriye girdiğimde kapattım. Miraç hocanın sınıf grubuna bir fotoğraf gönderdiğini gördüm. Mesajın üzerine bastım ve hemen sonra Miraç hocanın mesajını gördüm.

Önümüzdeki derse kadar bu açık uçlu soruları çözmüş olun gençler. Hepinizi defterinde çözdüğünüze ait kanıt göreceğim.
Anlamadığını ya da kontrol etmemi isteyenler bana atabilir. Atmayanlar da okulda kontrol edeceğim. Yapmayanlara da sözlü notunu ona göre değerlendireceğim.
İyi akşamlar.

Attığı fotoğraflara bastığımda "Ohaa..." dedim. 100 tane soru olduğunu gördüğümde gözlerimi devirdim. Neyse ki soruların açık uçlu olanları tek cümleden, 25 sorusu dil bilgisi, 10 sorusu paragraf ve geri kalanı da edebiyatı. Dil bilgisi kısmını kısaca göz gezdirdiğimde zor gibi olduğunu anladım.

SEÇİLMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin