Bölüme hoş geldinizzzzz
Yıldıza basmayı unutmayinnn
Yorum hiç gelmiyo vallah😢
Bı kalp bile koysanız mutlu olurum vallahhhhhOluduğunuz tarihi ve saatii paylaşınnn lütfennn
....
Gözlerim Miraç hocaya aradığında bahçenin bir kenarındaki bankta oturduğunu gördüm. Gözlermi üstünde gezdirdim ve yine her zamanki gibi bayağı iyi olduğunu gördüm. Altında koyu gri pantolon vardı, üstüne de beyaz bol bir tişört giymişti. Saçlarını kestirdiğini gördüm. Acayip yakışmıştı. Heyecandan elimin terlediğini hissettiğimde boşta olan elimi pantolonuma sildim. Elimdeki soruyu göz gezdirip adımlarımı oraya yönelttim. Neredeyse 1 ay olmuştu ve ben Miraç hocaya karşı hissettiğim duygular büyümüş, hala daha büyümeye devam ediyordu. Onu hep görmek istemem, yanında olmak istememin başka bir açıklaması olmazdı. Ve bu durumdan da hoşuma gitmiyor diyemezdim. Bu duygular beni mutlu ettiğini anlamıştım ve bu durumdan da kurtulmak istemiyordum da. Soru sormak için yanına gidiyordum ama aklımın bir köşesi kesinlikle soru sormak için gitmediğimi söylüyordu. Ona daha yakın olmak için gittiğimi kalbimden hissediyordum.
''Hocam...'' dedim bana dönmesi için. Elindeki telefonundan bakışlarını çekip bana döndürdü gözlerini. ''Size bir soru sorabilir miyim?''
Başını salladı. ''Tabii sor.''
Yavaşça yanında oturduğumda soracağım soruyu işaret ederek ''Bunu pek anlamadım. Size sormak istedim.'' dedim.
Başını salladı ve elimdeki test kitabını alarak sorduğum soruyu okumaya başladı. Gözlerimi yan profiline çevirdiğimde kirpiklerinin bayağı uzun olduğunu gördüm, kemikli çenesi, biçimli dudakları ve kehribar gözleri çekiciydi. Saçları kısaydı ve yanında olmam kokusunu daha yakın duymamı sağlıyordu. Gözlerimi ondan alamıyordum. Yeni tıraş olmuş insanların kokusunu seviyordum. Parfümünün kokusu burnuma doluyordu-
''Larin?''
Miraç hocanın gözleri gözlerime değdiğinde kendime gelerek ''Efendim?'' dedim.
''Daldın gittin. İyisin değil mi?'' dedi meraklı gözlerle.
Belli belirsiz gülümsedim ve ''İyiyim. Dalmışım hocam.'' dedim.
''Anlattım ama sen pek dinlemedin herhalde...''
Sözüne keserek ''Yook dinledim... Anladım hocam.'' dedim ve yerimden kalkıp kitabıma uzandım. ''Teşekkür ederim.'' diyerek son kez gözlerine bakıp sınıfa doğru ilerledim. Doğrusu dinlememiştim pek ve zaten o diyetle gitmemiştim. Kokusunu duymanın mutluluğu ile gülümsedim. Acayip mutluydum şuan ve içimde tarifsiz bir heyecan vardı. Bu mutlulukla sınıfa girdim.
Sınıfta kimse yoktu. Ders bedendi ve büyük ihtimalle herkes dışarıdaydı. Çantamın içinden okuma kitabımı çıkardım okumaya başladım.🌠
Adımlarımı hızlandırdım ve sınıfa girdiğimde Miraç hocanın öğretmenler masasında, başını masaya koymuş bir şekilde gözlerinin kapattığını gördüm. Büyük ihtimalle uyuyordu. Yavaşça kapıyı kapattım ve öğretmenler masanın en önündeki sıraya oturdum ve elimi çeneme yaslayıp gözlerimi yüzüne çevirdim. Neyse ki sınıfta kimse yoktu.
Kalbim hızlandığını hissettiğimde boşta olan elimi kalbime koydum. Bu duygular kesinlikle aşk ya da sadece bir anlık hoşlantı da olsa beni çok iyi hissetiriyordu. Kokusu o kadar güzel ki acaba hangi parfümü kullanıyordu?
Çok çekici bir parfümü vardı. Elimi yavaşça saçına doğru ilerlettim.Bu durumdan acayip utanıyor ve tedirgin oluyordum ama saçına dokunma hissi bana cesaret veriyordu. Umarım kimse görmezdi ve o da anlamazdı. Yoksa başım belaya girerdi ve ben girmesini istemiyordum. Elimi saçına doğru uzattığım zaman başını birden kaldırdı. Hissettiğim yoğun korkuyla, "Saçınız da bir şey vardı da..." diye zırvaladım hızlıca.
Başını belli belirsiz salladığın da gözlerini ovuşturdu. Gözleri saatine döndüğünde "Çok uyumuşum." dedi.
"Bugün 7 dersim vardı aralıksız ve son ders boştum ve sizinde spor odasında olduğunuzu bildiğim için buraya geldim... Sen niye orada değilsin?"Omuz silktim. "Hoca saçma saçma hareketler yaptırıyordu. Ben de biraz kaçmış olabilirim. "
"Onur hoca mı?"
Başımı salladım. Gözlerimi gözlerine çekmeyerek ,"Maalesef o. Tam bi kasıntı. Her şeye de kızıyor." dedim gülümsemeye ve az önce ki korkuyu üstümden atmaya çalışarak.
Tekrar gözlerini ovduğunda "Öğretmenler odasında bambaşka..." dedi ve yerinden kalktı. "Nöbetçi olduğum için imza atmam lazım. Görüşürüz Larin."
Birkaç adım attığında kalbimin sesini dinleyip "Hocam..." dedim. Ne kadar pişman olacağımı bilsem de. Merak etmiştim ve sormazsam rahat edemeyecektim. Bana dönerken "Sevgiliniz var mı?" dedim utancığımdan yerin dibine girmek üzereyken. Şimdiden pişman olmuştum bile ama gerçekten merak etmiştim.
Gözlerini kıstığında anlamaz bir bakış attı. Hemen durumu düzeltmek için hızlıca konuşmaya başladım. "Yani hocam ... yani sadece sormak istedim. Merak ettim vallah. Kesinlikle yanlış anlamayın-"
Hafif gülümsediğinde aklında bir şeyler düşünüyormuş gibi geldi birden bana.
"Tamam tamam..." dedi ve gözlerini saate çevirdi. "Acil gitmem lazım." deyip sınıftan çıktı.Şaşkınlıkla arkasından bakakalmıştım. Soruma cevap vermemişti ve hızlıca sınıftan çıkmıştı. Utancımla sırama oturdum.
"Offf niye sordum ki?" Sinirle ağzıma vurdum. "Bir susmuyorsun Larin bi susmuyorsun!"Başımı ellerimin arasına aldım ve sinirden ağlamamak için kendimi sıktığımı farkına vardım. Beni ne ilgilendirirdi ki? Gereksiz gereksiz konuşmuştum yine! Bir daha yüzüne bile bakamayacaktım büyük ihtimalle. Kendimden yeminle utanıyordum. O benim hocamdı ve ben okula ondan bir şeyler öğrenmeye gelirken benim aklım karışıyordu. Hem de feci bir şekilde aklım karışıyordu. Duygularımı kontrol edemiyordum ve biraz da üstüne düştüğümde kontrol etmek istemediğime varıyordum. Ama gerçekten saçma ve salakcaydı. Belki de adam evli ve çocuğu vardı. Bunu bilmeyerek hafif hoşlantı geçmişti kalbimden ve gerçekten kendimden utanıyordum. Koca adama gidip sevgilin var mı demişti ne haddime ise!!
.
.
.
Yorum atmayı unutmayınnnnn
💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇİLMİŞ
Chick-Lit🌠 "Seçilmiş..." dedi kulağıma fısıldayarak. Nefesi kulağımdan boynuma doğru giderken kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Kokusu burnuma doluyordu. Dudaklarını kulağımın altında hissettiğim de gözlerimi kapattım. Dudağını birkaç kez tenime değdir...