Hoş geldinizzzzzzzYorum ve oylamayı unutmayiiiinn
Çoook kalppp🩷🩷🩷🩷
...
'' KES!'' dedim Can'a doğru. Gözlerini devirdi ve ''İyi behh tamam sen testini çöz.'' deyip kapüşonu taktı ve başını sıraya koydu. Ben test çözmeye çalışıyordum ve Can da sabah merdivenden popomun üstüne düştüğüm için benimle dalga geçiyordu. Sonunda onu susturup rahatladığımda dil bilgisi testine geri döndüm. Dersimiz yine Miraç Hocaylaydı ve bize 4 tane test dağıtmış onu çözmemiz için bu dersi bırakmıştı. En son kantinde konuşmuştuk onunla. Yani dün onunla kantinde karşılaştıktan sonra bir daha yüzüne bakmamıştım. Onu deli gibi istesem de yani kısaca yine öpmek istesem de kendimi zor tutuyordum. Miraç Hoca'nın sıraların aralarında gezip öğrenciler neler yaptığını baktığını gördüğümde ben de testime odaklanmaya çalıştım. Durmadan ona bakma isteğim oluyordu ders ve okul boyunca ama kendimi tutmaya çalışıyordum. Acayip zorlanıyordum. Asla aklımdan çıkmıyordu. Takıntı haline mi getirmiştim acaba, onu da bilmiyordum. Tek bildiğim onu tekrar ve bu sefer delicesine ölmekti.
Yanıma doğru geldiğini gördüm ve sıraya doğru eğildi. Ben onu hiç fark etmemiş gibi kağıda odaklanmıştım ama fark etmemek ne mümkün! Kokusu burnuma dolarken dudaklarımı boynuna bastırmak istemiştim.
"Yapamadığın bir yer var mı Larin?" diye sordu. Gözlerimi ona çevirdim ve yüzlerimizin arasında çok mesafe yoktu. Gözlerine baktım. O da gözlerini benden hiç çekmedi. Acaba fikrini mi değiştirdi, diye düşünmeden edemedim ama sonra aklıma öğretmenim olduğu aklıma getirdim. Gözlerinden gözlerimi kısa bir çekip dudaklarına oradanda soruya çevirdim. "Şu an yok." Dedim kısık bir sesle.
Bir süre gözleri yaptığım testlerde gezindi ve sonra da yüzümde gozlerini gezdirdi.
"Tenefüste yanıma gel Larin. " deyip uzaklaşmaya başladığında arkasından baktım. Neden yanına çağırıyordu acaba. Acayip merak etmiştim. Ne diyebilirdi ki bana? Acaba dünkü olaydan sonra beni disipline falan mı yollayacaktı? Öyle olsa dün beni okulda bulur yollardı ama. Testime geri döndüm ve odaklanamasam da odaklanmaya uğraştım.Yaklaşık 10 dakika sonra zil çaldı ve ben de aniden başımı kaldırıp Miraç hocaya baktım. Aynı anda göz göze gelince kaşıyla kapıya işaret etti. Mecburiyetten ayağa kalktım ve kısa bir an Can'a baktım ve uyuyor olduğu için uyandırmadım. Miraç hocanın arkasından ilerlemeye başladığımda kısa bir süre sonra odasına girdi ve ben de arkasından girdim.
"Kapıyı kapat."
Dediği şeyle kapıya kapattım ve arkasında durdum. O ilerledi ve kendi sandalyesine oturup ellerini masada birleştirdi. Gözlerim aniden kasılan kollarına gitti. Sonra gözlerine baktım.
"Oturmayacak mısın?" Diyerek masanın önündeki sandayeye işaret etti.
Başımı iki yana sallayarak "Ne söyleyecekseniz söyleyin sonra da gideyim." Dedim.
"Önce otur bi." Diyerek sandalyeye tekrar işaret ettiğinde kollarımı gögüsümde birleştirdim. "Burada iyiyim. Ne söyleyecekseniz söyleyin sonra da hemen gideyim." dedim.
Ne yapmaya çalıştığını bilmiyordum. Bi ilk şarkı söylediğimde her şeyi o başlatmıştı. Daha sonra da hocam olmuş ve ben de ona yavaş yavaş aşık olmuştum. Bir de bir anlık hevesle onu öpmüş disipline gidilmekle tehdit edilmiştim. Şarkı söylediğimde beni hiç tanımadan neden öyle davrandığını sorduğumda bi söyleyip bi söylememe gibi bir duruma düşmüştü. Bana yakın olmaya çalışıyor gibiydi ama bir yandan da benden uzaklaşmaya çalıyor gibiydi. Ya ben kafamda kuruyordum ya da onun normal davranışı öyleydi. Hiçbir şey anlamıyordum. Ne yapacağımı da bilmiyordum. Evet onu seviyordum ama okulda kalmam, disipline gitmemem daha önemliydi. Yani kısaca ben daha önemliydim ondan.
Kaşlarını kaldırdı. Bu halde bile çekici duruyordu. Gerçi her haliyle ondan etkileniyordum ama. "Peki." Diyerek ayağa kalktı ve bana yaklaşmaya başladı. "Ne yapmaya çalışıyorsun Larin?" Dediğinde şaşkınlıkla gözlerim açıldı. Asıl o ne yapmaya çalışıyordu? Ben ne yapıyordum? Bir şey mi kaçırmıştım?
"Ne..." Dedim şaşkınlıkla. "Ne yapıyorum?"
Önüme geldi ve durdu. Aramızda neyseki mesafe vardı da tekrar o günkü gibi dudaklarına yapışma hissi şuanlık yok denilecek kadar azdı. Gözlerine bakıyordum. Aşağıya doğru indirmemeye özen göstererek.
"Anlamıyor musun gerçekten?" Dedi ve bir adım daha yaklaştı.
Derin bir nefes aldım. Ya ben gerçekten salaktım ya da o salaktı. İkinci ağır bastığını hissettiğimde kendimden emin bir şekilde yüzüne bakmaya başladım. "Asıl siz ne yapmaya çalışıyorsunuz ya! Yeter be! Bir öylesiniz bir böylesiniz! Dün bana kızıyordunuz ve şimdi de odanıza çağırıp afra tafra yapıyorsunuz bana! Siz ne olsun isitiyorsunuz gerçekten?!" O kadar sinirlenmiştim ki sesimde fazla bağırdığım için umarım dışarıdan duyulmuyordu.Birden Miraç hoca kahkaha atmaya başladığında ne olduğumu şaşırdım. Gerçekten mi?
Bayağa karşımda sanki çok komik bir şey olmuş gibi gülüyordu. Tek kaşımı kaldırıp ona baktım. " Neden gülüyorsunuz böyle?" Sonra gülmesini hafif azaltıktan sonra tekrar devam ettim. " Ay abarttım mı?" Dedim ve sonra çok hızlı bir şekilde. "Ama sizde abartınız ama?""Sakin ol." Dedi iki elini yukarıya doğru kaldırıp. "Tamam" dedi. Ve bir adım daha bana yaklaştı.
"Eğer böyle bana yaklaşmaya devam ederseniz yine aynı şeyler olacak." Dedim alaycı bir şekilde ve gülerek. Tekrar öyle şeyler olmasını istiyordum ve içimdekini de tutmayı sevmezdim.
Bu seferde imaylı bir şekilde gülmeye başladığında " Sizde bugün çok gülüyorsunuz." Dedim.
Gözlerime bakmaya başladığında hafif gülümsemesi dudaklarında kalmıştı. Derin bir nefes aldı. "Bilmiyorum." Dedi. Ben onu anlamaya çalışır bir ifadeyle bakıyordum. "Larin..." Dedi ve cümlenin devamını getiremiyor gibiydi. Gözleri gözlerimden burnuma daha da sonra dudaklarıma gitti. Bu yaptığı o kadar yavaştı ki...
İstemsizce yutkundum. Şuan dudaklarıma bakması beni kalbimin hızlandırması için bile yetmişti. Onu deli gibi öpmek istiyordum. Onunda sanki benden farkı yok gibi görünüyordu. Ya da ben öyle olmasını istediğim için böyle yorumluyordum.Ve tekrar içimdekini söyledim, onun hala dudaklarıma bakmaya devam ederken. Hep zaten bir şeyi yapıyordum ve ondan sonra hep pişman oluyordum. Ama bu zamanlarıma bir daha gelmeyecektim. Belki de şuan hissettiğim bu duyguyu bir daha hissetmeyecektim. Yani hiçbir şey yapmadıktan sonra ne olacağını bilmiyorduk. O yüzden bu yaşıma kadar içimden ne geliyorsa sonucu kötü olsa bile -ne kadar terbiyesizlik olsa bile ğretmenimi dudağından öpmem gibi- yaptım, yapıyordum. Evet bazen bunu yaptıktan sonra pişman oluyordum. Yani çoğu zaman pişman oluyordum ama yine içimden iyi ki yapmışım diyebiliyordum. Bilmiyorum ben biraz terbiyesiz bir kızdım sanırım(!)
"Sizi şuan öpmek istiyorum." dedim kısık bir sesle.Gözlerini dudaklarımdan aniden gözlerime çıkardığında hiçbir şey demedi. Hayır da demedi evet de demedi. Sadece öylece, kalbimi hızlandıracak şekilde çekici bir ifadeyle yüzüme baktı. Bir süre bir şey demesini bekledim ama bir şey demediğin de bu sefer ben ona bir adım yaklaştım. Bunları yaparken gözlerinin en içine bakıyordum. Dur demesini, ya da durma demesini bekliyordum. Parmak uçlarımda yükseldim. Boyu benden bayağı uzundu. Böyle durmam bile ona yetişemediğim için iki elimle yakasını tutup kendime çektim. Dudaklarını dudaklarıma çektim.
....
Uzun bir aradan sonra sonunda bölüm yazabildim. Biraz bekletmis olabilirim ama içimden gelmeyince yazamıyorum. Bir şeyler bulmakta da zorlanıyorum falan dmdjdjfjf
Artik bir şeyler gelişti istiyorum ben sıkıldımmm sizzzz
Bölüm hakkında düşünceleriniz??
Genel olarak düşünceleriniz??
Neyse yorum ve oyladığınızı düşünerek öptümmm siizleriiiiiiii😘😘🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇİLMİŞ
ChickLit🌠 "Seçilmiş..." dedi kulağıma fısıldayarak. Nefesi kulağımdan boynuma doğru giderken kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Kokusu burnuma doluyordu. Dudaklarını kulağımın altında hissettiğim de gözlerimi kapattım. Dudağını birkaç kez tenime değdir...