0.2

1.8K 178 149
                                    

Jisung, gece boyunca büyük evde tek başına olduğundan uyuyamamıştı. Aklından çıkmayan Minho da hiç yardımcı olmuyordu. Defalarca whatsapp'a girdi. Ona yazmak istiyordu ama ne yazacağını bilmiyordu. Sonra aklına twitter gelince yarım yamalak güldü. Uzun zamandır tweet atmıyordu. Uygulamaya girdi. Elini kalvyeye götürdü ve aklından geçenleri yazdı.

(medya)

Tweet'i attıktan sonra bastıran uyku yüzünden telefonu elinden kayınca esneyerek döndü ve kendisini uykunun kollarına bıraktı.

Sabah kalktığında hiç hoş olmayan bir baş ağrısı ile karşılaştı Jisung. Küfürler mırıldanarak kalktı ve ilaç içmeye koştu. Telefonu saatlerce aklına gelmediği için ne attığı tweetin fame olduğundan haberi vardı ne de Minho'nun gördüğünden.

Baş ağrısı hava kararırken ancak geçtiğinde yattığı koltuktan kalktı. Bütün gün yatmaktan hiç hoşlanmamıştı. Ani kararların efendisi olarak kalktığı gibi Changbin'in yanına gitmeye karar verdi. Odasına döndüğünde bol şeylerden çok üzerine oturan bir deri pantalon ve siyah gömlek ile korse giydi. Ellerine oje sürdü. Makyaj yaptı. Saçlarını düzeltti. Botlarını da giydiğinde aynadan kendine baktı. Güzel olmuştu. Kendisini güzel hissediyordu ilk defa.

Telefonunu ve cüzdanını kaptığı gibi evden çıktı. Changbin'le konuştu. Yürüyerek iş yerine gitti. Kapıda ki güvenliklere selam verip bara girdi. İçki ve sigara kokusu karışmış, ağır ve baskıcı bir hava oluşturmuştu. Ortama alışmaya çalışırken gözleri üst katta ki Changbin'e takılınca hızlıca merdivenlerden çıktı ve arkadaşının kucağına atladı.

"Changbin-ah! Çok özledim seni." Neşeli sesinin karşılığında belinde iki el ve minik bir kahkaha aldı.

"Bende seni çok özledim." Birbirlerinden ayrıldıklarında garson geldi. İkisi de neler istediklerini söyledikten sonra bir süre dertleştiler. Changbin, mezun olmuştu. Ve şimdilerde Jisung'un okulunda olan Seungmin adında bir çocuktan hoşlanıyordu. Jisung arkadaşı anlattıkça daha da şaşırmıştı. İlginç olaylar yaşıyordu Changbin ona göre. Hem konuşup hem içerlerken Jisung'un kafası güzel olmaya başlayınca arkadaşı durmasını söylemişti. O da karşılığında bunun için buraya geldim. Eğlenmeliyim demişti. Changbin umutsuz vaka der gibi bakıp aşağıda çıkan ufak çaplı tartışma sonucu inmek zorunda kaldığında Jisung telefonunu eline aldı ilk defa. Ne yaptığını bilmiyordu sadece içinden geleni yapıyordu. Minho'ya yazmayı düşündü. Hafif güzel kafasıyla yapmaya karar verdi. Minho'nun snap profiline girdi.

Jisung
icki iciyorum

Minho

jisung? içki mi?

Jisung
kendime dikkat ediyorum

Minho
biliyorum yani fiziğin güzel

Jisung
yakisiklisin

Minho
teşekkür mü etmeliyim?

Jisung
bebegim, iyi degilim.

Minho
bebeğim? jisung noldu?

Jisung
senin olabilir miyim?

Minho
ne? anlamıyorum düzgünce açıklar mısın?

Jisung
seninle olmak istiyorum

Minho
tanrım, jisung. ne diyorsun?

Jisung
hayat acimasiz

Minho
nerdesin sen? almaya geliyorum konum at.

Jisung
olmaz.

Minho
Jisung, tekrarlamayacağım.

Jisung
*konum*

Jisung ekrana boş boş bakarken Changbin gelmişti. Jisung'u bıraktığından daha sarhoş bulduğunda ona kızarak elinde ki bardağı aldı. Tam Jisung mızmızlanmaya başladığında içeri hışımla giren Minho ile Changbin göz göze gelmişti.

"Jisung ona mesaj atmış olamazsın." Changbin, Jisung'a söylese de o neredeyse bayılmış olduğu için kendi kendine söylendi. Bu sırada Minho çoktan yukarı çıkmıştı.

"Jisung!" Changbin'i ittirip Jisung'un yanına geldiğinde koltukta yatan çocuk gülümsedi. Minho'nun kokusu buram buram geliyordu. Minho sinirle Jisung'u kucağına aldı.

"Daha reşit bile olmayan bir çocuğu buraya alırken utanmıyor musun?" Changbin'e doğru bağırdığında güvenlikler silahlarını çıkartmaya yeltenmiş, Changbin onları durdurarak Minho'ya yol vermişti.

Minho bardan çıktığında Jisung neredeyse sızmıştı ama hala gülümsüyordu.

"Ne yaptın sen Jisung?" Kendi kendine söylenip Jisung'u ön koltuğa oturttu ve kendisi de şoför koltuğuna geçti. Arabayı çalıştırmadan Jisung'a bakıp saçlarını gözünün önünden çekti ve söylediklerinde ciddi mi diye düşündü bir kaç saniye. Sonrasında kendisine minik bi tokat atıp saçmalama diye geçirdi içinden. Arabayı sürmeye başladığında nereye gideceklerini bilmiyordu. Sağ eliyle Jisung'un ceplerini yokladı. Anahtar yoktu. Ablasının yanına asla götüremezdi. Direksiyonu kırıp kendi evinin yoluna girdiğinde aklında bir ton düşünce dolaşıyordu, kafası karışıktı. Sarhoşluğuna verdi kabullenmek istemediğinden. Eve vardıklarında Jisung'u inceledi. Üstündekiler hiç rahat durmuyordu.

"Jisung, kalk." Koltuğun kenarına oturup sarstı.

"Uyansana ne içtin be çocuk?" Kendi kendine söylenip odasına geçti. Bir eşofman ve tişört kaptığı gibi döndü. Onda olan bende de var diyerek üzerini değiştirip minik bir not bıraktı. Daha fazla kalamayacağından sevgilisiyle olan tatiline dönme kararı aldı ve gitti.

2 ay sonra

Jisung, okul için hazırlanmış boyasını yeni yaptırdığı lacivert saçlarını düzleterek evden çıkmıştı. Düşünceliydi. İki ay önce yaşanan olaydan sonra Minho ile hiç karşılaşmamıştı. Kalbi yavaş yavaş duruluyordu. Sanki bir lavdı ve gittikçe soğuyor, taşlaşıyordu. Ablası ile Minho gittikçe daha da bağlanmış ve ablası onun yanına taşınmıştı. Şimdi ise koca evde tek başındaydı Jisung.

Öylesine yavaş yavaş yürürken uzakta gördüğü kişi ile adımlarını durdurdu. Minik çaplı şaşkınlığını atlatınca koşmaya başladı. Sahilde ağacın kenarında duran çocuk ise onu görünce gülümsemişti.

"Jisung?" O daha başka bir şey diyemeden Jisung çoktan üstüne atlamış, bacaklarını beline dolamıştı.

"Hyunjin, çok özledim seni." Hyunjin gülümseyerek ellerini kucağında ki çocuğun beline sardı sıkıca. Ağlama sesi duyunca sağ elini saçlarına atıp göz göze gelmelerini sağladı.

"Şşt, niye ağlıyorsun Jisung? Görmedim sayıyorum, buradayım ben değer mi gözyaşlarına? Hem bende seni çok özledim." Hyunjin, Jisung'u sıkı sıkıya tutarak gülümsedi. Jisung da ikna edici sözler ile gözyaşlarını sildi ve sarıldı tekrardan. Onlar hasret giderirken Jisung'un arkası dönüktü belki ama Hyunjin elinde ki sigarayla karşı kaldırımdan kendilerini izleyen Minho'ya bakıyordu.

__________________________________________

Yazamıyorum gibi geliyor. Bu fice baslarken tassak dolu eglenecegimiz bi hikaye hayal etmistim. Ciddi yaziyorum istemeden. Kendimi tam anlamiyla aktaracagim gunler gelecek eminim. Umarim begenirsiniz<3

toxic / minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin