1.8

612 68 72
                                    

Biraz olaylı geçen gecenin ilerleyen saatlerinde Jisung zorla da olsa Felix'ten kurtulunca kendini odasına kitlemişti. Boş boş yatağında yatarken eli karnını buldu. Orada bir bebek olduğunu düşünmek garip bir his oluşturuyordu içinde. Yavaş yavaş karnını okşarken dudaklarını araladı.

"Seninle tanışmadık değil mi?" Boğazını temizledi.

"Ben, senin tek babanım. Diğeri nerede diye sorma. O bizi bırakıp gitti. Onunla alakalı konuşmayacağız tamam mı bebeğim? Neyse, adım Jisung ama sen baba diyeceğin için çokta önemli değil. Altı tane amcan var. Hepsi sen istemesen bile sana babalık yapacak. Umarım diğer babanın yokluğunu çok hissetmezsin. Ben sana elimden gelen en iyi şekilde bakacağım."

Gözlerine çöken ağırlık ve göz kapaklarında ki ağrıyla yan döndü.

"Şimdilik bu kadar tanışalım. Uykum geldi. Senin de gelmiştir..iyi geceler minik sincap." Gözlerini kapatıp kendisini uykunun en derinlerinde bulurken kapının önünde onu dinleyen Chan gülümseyerek elinde ki süt ile kendi odasına geçti.

~

Jisung, uzun zamandır süren kasvetli ve soğuk günlerin sanki bir anda saklanmak istercesine yok olduğu bir sabaha gözlerini açtı. Cıvıl cıvıl kuşlar ve güneş ışığı ile iki kişilik yatakta rahatça gerinip uyku mahmurluğunu atmaya çalışırken kapı tıklatılınca kafasını yastığa gömdü.

"Kapı çok uzak! Sonra gel noluur!" Kapıda ki kişi onu duymamış gibi tekrar tıklatınca oflayarak kalktı ve kapıyı açtı ama karşısında Lucas'ı görmeyi beklemiyordu.

"Oh, Lucas. Bir şey mi oldu birtanem?" Küçük çocuk bacaklarına sarılınca onu kucağına aldı.

"Ya herkes işe gitti. Abim geri geleceğini söyledi ama gelmedi. Acıktım ben!" Jisung, çocuğun tatlı telaffuzuna gözleri kısılana kadar gülümsedi ve aşağı adımladı.

"Beni neden daha önce uyandırmadın bebeğim? Ben sana şimdi hazırlarım."

"Jisung!" Mutfağa geçecekken kapının önünden duyduğu sesle oraya döndü. Chan elinde poşetlerle kapıdan girdi ve koşarak gelip Lucas'ı Jisung'un kucağından aldı.

"Jisung sen hamilesin. Ne yapıyorsun? Lucas'ı kucağına almamalısın. Dikkat etmen lazım." Jisung'u azarladıktan sonta bir elinde poşetler bir kolunda Lucas ile mutfağa geçti. Jisung'ta peşinden giderken burun kıvırdı.

"Lucas ağır değil ki. Hem sen niye evdesin? İşte olman gerekmiyor mu Chan?"

"İstifa ettim. Sen hamileyken, Lucas'ı bırakamazdım. Yorulmaman lazım. Hem sana da bakmalıyım. Başına biz yokken bir şey gelirse ne olacak? En iyisi böyle."

Jisung itiraz edecekken onu susturup kahvaltı hazırlamaya başladı.

Chan geceyi uyumak yerine erkek hamileliği ile ilgili kitaplar ve makaleler okuyarak geçirmiş bilgi edinmişti. Jisung'u oturtup önüne kokusu olmayan hafif yiyeceklerle dolu bir tabak bıraktı ve gülümsedi.

"Afiyet olsun beyefendi." Göz kırparak kardeşiyle ilgilenmeye başladığında Jisung duygulandığını hissetti. Kendisini önemseyen ve böyle davranan insanlara sahipti. Gözleri dolu dolu kahvaltısını ettikten sonra tabağı tezgaha bıraktı.

"Chan."

"Hm?" Chan, Jisung'un seslenişiyle ona döndüğünde dolu gözler görmeyi beklemiyordu.

toxic / minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin