Aradan geçen iki günde Jisung kimseyi görmek istememişti. Sadece Yeonjun ile konuşup bir süt anne bulmasını istemişti. Diğer gençler hastanenin kafeteryasında zaman öldürürken bazıları eve geçmişti. Şuan sadece Minho vardı odanın önünde. Chan ne kadar ısrar etse de eve gitmemişti. Uykusuz da olsa kapının önünde beklemeye devam ediyordu. Arada kontrol için alınan bebeğini görüyordu ve bir kaç dakika seviyordu.
Önünde oturduğu kapı açılınca anlık dengesini kaybetti. Toparlandığında yukarıdan kendisine bakan Jisung'u görünce şaşkınlıkla kaldı.
"Kalk." Jisung'un komutuyla ayakları bedenini taşımış ve kaldırmıştı. Cidden Jisung onda büyük bir etki yaratıyordu. Sevdiği çocuğun karşısında heyecanla bakarken Jisung beklenmedik hamlesiyle sarıldı. Hormonları fazlasıyla rahatsız ediciydi. Kendisini çok yanlız hissediyordu. Ona sadece Minho'nun iyi geleceğini zaten bildiğinden sinirini bir kenara bırakmıştı.
"Sen benim hayatımın en önemli parçasısın Jisung." Minho başını gömdüğü boyundan boğuk sesyle konuşurken kollarıyla Jisung'u sıkıca sarmıştı. Böyle olmak, devam etmek onu çok yormuştu ve sadece ailesiyle olmak istiyordu.
"Bırakma beni. Bir daha sakın gitme." Jisung titreyen sesini duyurmaya çalıştı. Korkuyordu. Yersiz korkusu hormonlarından dolayıydı ve engel olamıyordu.
"Böyle bir şey söz konusu bile değil. Söz veriyorum Jisung. Yanından tek bir dakika bile ayrılmayacağım." İki aşık birbirlerine hasret dolu bakışlar ve sözler eşliğinde görünmez bir anlaşma yapıyor gibilerdi. İkisini ayıran ise tiz bir kadın sesiydi.
"Merhaba. Han Jisung siz misiniz?"
Minho şaşkınca baktı. "Hayır o Lee Jisung."
Kadın yanlış kişi olduğunu düşünerek panikle özür diledi. Arkasını döndüğünde Jisung elinin tersiyle Minho'nun göğsüne yumruğunu geçirdi.
"Bekleyin. Han Jisung benim. Yanlış anlaşılma oldu." Kadın tekrar önüne döndü. Anlam veremese de başını sallayarak Jisung'un işaretiyle odaya geçti. Minho da aynı emirle içeri ilerledi. Hala ne olduğunu anlamamıştı.
"Süt annesi olacağım bebek bu mu yoksa? Ayy çok tatlısın sen!" Tiz sesi Minho'yu rahatsız ederken Jisung utanarak gülümsedi. Jisung'u çekiştirdi.
"Ne süt annesi? Ne diyor bu kadın?" İstemiyor gibi duruyordu.
"Ne bekliyordun Minho? Bende yok maalesef kızımız için bu gerekli." Elleriyle göğsünü işaret edip kadına yaklaştı. Arkada kalan Minho ise iğrenir gibi duruyordu.
"Bu güzel kızın bir babası sizsiniz. Diğeri kim peki?" Kızı severken Jisung, Minho'yu gösterdi.
"Oww güzelliğini nereden aldığı belli oldu." Cilveli ince ses tonu bu sefer Minho yerine Jisung'u rahatsız etti. Yine de kızı için sustu.
"Aç mı? Aç ise emzirebilirim şimdi." Kadının sorusu ile Jisung hemen başını iki yana salladı.
"Tok. Az önce yedi."
"Peki madem."
.
.Aynı günün akşamında taburcu olmuştu Jisung. Arabanın içinde sessizce eve giderken kucağında ki bebeğini izliyordu. Arkada oturan kadın da sessizdi. Minho başının rahatladığını hissediyordu. Jisung'un anlattığına göre kadın bebeğini doğumdan hemen sonra kaybetmişti ve düşününce zor bir şeydi. Yine de asıl mesele kızının sağlığıydı. Kadın değildi. Anne sütünün gelişimde ki etkisi büyük olduğu için karşı çıkmamıştı Jisung'a. Yoksa arkada oturan kadını değil eve sokmak, muhattap bile olacağı bir tip değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
toxic / minsung
Fanficjisung hic olmamasi gereken birine asik olmustu. ablasinin sevgilisine. [mpreg] BITTI !!