Yekta yataktan her şey sanki fazla normalmiş gibi bir tavırla kalktı.Gece nefret dolu gözlerini Yekta'dan çekemiyordu.Bu adam nasıl biriydi böyle,hangi cesaretle gelmişti bu eve?Genç kız onunla birlikte hızla yataktan kalkıp koltuğa bıraktığı çantasına koştu.Telefonunu alıp kaçacak ve polisi arayacaktı.Yekta'nın ufak kahkahasıyla bir süre duraksadı ve bir şeyler yapmak için kılını dahi kıpırdatmayan adama çevirdi bakışlarını.Yekta cebinde ki sigara paketinden bir dal çıkarıp dolgun dudaklarına götürdü.Tüm bu süre boyunca gözünü bir an bile kızın tapılası yüzünden ayırmıyordu.Yaktığı sigarasından bir nefes alırken Gece çantayı eline almıştı bile.Neden her şey bu kadar garipti?Adamın kızı durdurması gerekmiyor muydu yani?Ortamın gergin ve sessiz havasını bozan Yekta'nın kalın sesi olmuştu.
"Polisi ararsan neler olur tahmin edebiliyor musun ufaklık?"
Bir cevap gelmemesiyle kafasını olumlu anlamda salladı ve derin bir nefes daha aldı sigarasından.
"Pekala,ben söyleyeyim o halde."
Yavaş ve kendinden emin adımlarını genç kıza yöneltti.Gece adamın ona yaklaştığını farkedince hızla kapıya baktı,ama çok uzaktı.Gidebilmesi için adamın önünden geçmesi gerekecekti..Bu yüzden sarsak adımlarla uzaklaşabildiği kadar uzaklaştı adamdan,ama bir türlü gelmeyi kesmiyordu.
"Tam şu anda,acı içinde gebermeni sağlayabilirim.Peki bununla kalır mıyım sence?"
Kafasını yüzünde ki sırıtışla yavaş yavaş iki yana salladı.
"Ah,tabi ki hayır..Geri kalan tüm akrabaların sırada ki kurbanlarım olurlar küçük."
Artık Gece'nin tam önünde dikiliyordu.Aralarında neredeyse mesafe kalmamıştı.Genç kız korkuyla adamın ruhsuz gözlerine baktı.Böyle bir insan gerçekten olabilir miydi?Daha doğrusu,böyle birine insan denebilir miydi?Karşısında nasıl biri olduğunun tam anlamıyla farkında bile değildi,ama tüm bu yaşadıkları bile korku ve nefretle gözlerinin dolmasına yetmişti.Bu durumda sorulması gereken önemli bir soru vardı:Genç kızın kayıplarından doğan acı dolu nefreti miydi daha büyük olan,yoksa içinde ki durduramadığı öfkesiyle acıma duygusunu yitirmiş bu psikopatın ki mi?Sanırım bunun cevabını kimse bilemez ya da anlayamazdı.Genç kız çatık kaşları ve dolu gözleriyle o ruhsuz ifadeyi izledi.Bu adamın bir ruhu olamazdı zaten.
"Benden neler çaldığını biliyor musun?En ufak bir fikrin var mı?Tüm mutluluğumu,anılarımı,hayatımı söküp aldın sanki.Birini kaybetmenin acısını senin gibi biri nerden bilebilir ki?Neden karşıma çıkmayıp acımı yaşamama izin vermiyorsun?Hatta neden geberip gitmiyorsun?!"
Son cümlesini bağırarak söylemiş ve artık ağlamaya başlamıştı.Bu hasta adamın karşısında güçsüz durmaktan nefret etmişti o an.Akan göz yaşlarına tek tek lanet okudu.Tüm bu sözleri adamın olmayan vicdanında en ufak bir hareketlenmeye bile yol açmamıştı.Tepkisiz,ruhsuz bakışları yerini koruyordu.Ancak bir cümlesi içten içe gülmesini sağladı.Birini kaybetmenin ne demek olduğunu nerden bilebilirdi öyle mi?İşte bunu çok iyi bilirdi.Ama hissettirdiği şeyleri unutmuştu bile,duygularını kaybetmekten ötesiydi bu.Hissedebildiği zamanları dahi unutmuştu.Unutmasaydı dayanamazdı zaten,geldiği bu nokta onun için en iyisiydi.
"Zavallı kız,nasıl büyük bir etki bırakmışım üstünde..?Siz aptalların birinin canınızı yakmasına izin veriyor olmanıza inanamıyorum.İşte bu yüzden hayatında seni güçsüzleştirecek zaafların olmamalıydı küçük.Şimdi de o zaafların yüzünden beni ihbar edemeyeceksin.O değersiz akrabalarının neden bir önemi var ki?"
Kız dehşetle adamın gözlerine bakıyordu,bu cümleler nasıl bir insandan çıkabilirdi?Daha fazla dayanamayıp omuzlarından itti onu.Üst üste,vurabildiği her yere vuruyor ve ağlamaya devam ediyordu.
"Siktir git evimden,sen insan olamazsın!Siktir git dedim sana."
Deli gibi bağırıp itiyordu adamı.Yekta aniden kızın bileklerinden tutup belinde sabitledi ve hızla kendine çekti.Yüzüne nefesini hissettirecek kadar yaklaşıp titreyen dudaklarını seyretti.
"Bu son görüşmemiz olmayacak Gece,nefesimi hayatının sonuna kadar ensende hissedeceksin.Hayatına son veren kişi ben olacağım,o ana kadar seninleyim.Bana alışmaya çalış.."
Bileklerini hızla bırakıp cevabını beklemeden dışarı çıktı.Gece odanın ortasında öylece dikilmiş,yaşadıklarının ve duyduklarının şokunu atlatmaya çalışıyordu.Bu adamın kendisini rahat bırakmayacağını çok net anlamıştı,ama buna izin veremezdi.Anılarla dolu evini sırf bu hastalıklı herif için bırakamazdı,bunu istemiyordu.Kendini yorgunluğu metrelerce öteden bile gözükebilen bir halde koltuğa attı.Gözlerini bir çözüm bulma umuduyla kapatıp düşünmeye başladı.Polisi arayacak ve adamın evin etrafında gezdiğini ve tüm gece onu izlediğini söyleyecekti.Yüzünü veya başka hiçbir şeyi anlatamazdı,bunu deli gibi istese de büyük risk olurdu.Ailesini yeni kaybetmişken sevdiklerinin de kaybını hassas kalbi kaldıramazdı,buna emindi.Çantasında ki telefonu çıkardı ve aklından geçenlerin hepsini polise anlattı.En azından evde yapacağı değişiklikler bitene kadar,adamın gözünü korkutmak için polis koruması talep edebilirdi.İsteğini zor da olsa kabul ettiler,yapması gereken en mantıklı şey o evden gitmekti ama kız bunu bir türlü kabul etmiyordu.İstediği şeyin olmasının verdiği memnuniyetle telefonu kenara bıraktı.Saatlerce uyumuş olmasına rağmen günlerin verdiği yorgunluğu ve uykusuzluğu üstünden atamamıştı.Yaşadığı bu son şey yorgunluk üstüne yorgunluk katmıştı kızın vücuduna.Tam olarak yaşayan ölü gibiydi.Bakışları,sesi,hareketleri ve tavırları..kısaca her şeyi donuklaşmıştı.Sahip olduğu o mükemmel ruhu kaybetmişti sanki.Buna sebep olan o acımasız katil ise evine gidene kadar kızı aklından çıkaramadı.Tekrar alabildiği o koku burnundan gitmiyordu.Tüm zihnini işgal etmişti sanki.Teni ve kokusunu hayal ederken dudaklarını yaladı,bunu zevk aldığı her durumda yapardı.Sade,kendi gibi ruhsuz ve simsiyah döşenmiş evine geldiğinde ilk işi üstündekilerden kurtulup duşa girmek oldu.Suyu neredeyse kaynar dereceye getirip altına girdi.Tenini kıpkırmızı eden suyun altında dakikalarca bekledi ve Gece'nin hayaliyle kendinden geçti.Bacaklarının arasında ki hareketlenmeyle kaşları çatıldı.Sadece hayali bile ona zevk mi veriyordu yani?O kusursuz vücudunun altında kıvrandığını hayal etmek..Birini kanlar içinde hayal etmekten bile çok zevk vermişti.O an bunu deli gibi istemişti Yekta.Herkesten hatta her şeyden çok..Kafasında ki kontrol edemediği düşüncelerle duştan çıkıp dolapta ki havluyu sardı üstüne.Havlu da geri kalan tüm eşyaları gibi siyahtı.Adamın bu siyah takıntısı sadece ruhuna değil,evine ve eşyalarına da işlemişti.Belki de kızın tenine zıt o siyah saçları bu yüzden ilgisini çekmişti.Sonra adını öğrendiği o an..Sanki onun için yaratılmıştı bu kız,her şeyiyle ona uygundu.Ruhunu ve zihnini geceleri keşfeden,geceleri hisseden bu katile ait bir kız,ve ismi Gece..Bu basit bir tesadüf olamazdı,onun için doğduğunun bir kanıtıydı bu.Hastalıklı zihni bunu ona inandırmıştı.Yekta üstüne geçirdiği şortla yatağa uzandı ve içinden defalarca aynı şeyi geçirdi.
"Seni asla bırakmayacağım küçük kız.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRET
General FictionGenç kız korkuyla adamın ruhsuz gözlerine baktı.Böyle bir insan gerçekten olabilir miydi?Daha doğrusu,böyle birine insan denebilir miydi?Karşısında nasıl biri olduğunun tam anlamıyla farkında bile değildi,ama tüm bu yaşadıkları bile korku ve nefretl...