5

385 22 9
                                    

Bir süreliğine,odada neredeyse ölüm sessizliği oluşmuştu.Gece gittikçe daha fazla dolan gözleriyle Yekta'ya bakıyordu.O an içinden kendine defalarca küfür ve lanet etse de her şey için çok geçti.Kaçmaya çalıştığı adamın kollarına göz göre göre bırakmıştı kendini.Sonunda transtan çıkar gibi kendine geldi ve gözlerini hızla kapıya çevirdi.Çevirdiği anda da hiç beklemeden yataktan kalkıp kapıya doğru koşmaya kalktı.Ama kafasında ki tüm o planı bozan şey bileğinde ki zincirlerin rahatsız edici sesi olmuştu.Hayal kırıklığıyla bileklerine baktı ve tutamadığı göz yaşları o an akmaya başladı.Nasıl farkedememişti bileğinde ki bu aptal şeyleri.Karşısında ki çaresiz kızın çabalarına gülerek karşılık veriyordu Yekta,hiç olmadığı kadar keyifli hissediyordu.

"İstemediğin şekilde ilerliyor gibi görünüyor ufaklık."

Gece kafasını sinirle kaldırıp gözlerini karşısında ki koltukta oturan adamın gözlerine dikti.

"Seni adi herif,bir de oturmuş dalga mı geçiyorsun?Elime geçen ilk fırsatta seni geberteceğim,yemin ederim ki yapacağım bunu!"

Gece'nin sesi öyle yükselmişti ki Yekta rahatsızlıkla yüzünü buruşturdu.

"Alçalt şu sesini,ne kadar rahatsız edici olduğunu tahmin edemezsin."

Yekta'nın bu alaycı ve umursamaz hali Gece'yi her geçen saniye iyice delirtiyordu.Aynı tonla bağırıp tehditler savurmaya devam etti.Sesini bir an bile alçaltmıyordu ve yatağı darmadağın etmişti.Sonunda Yekta'yı o alaycı modundan çıkarmayı başarmıştı,ama bu onun yararına olmayacaktı.Genç adam o an sessizliğini bozdu ve Gece'nin sesini tamamen bastıracak kadar yüksek bir sesle bağırdı.

"Yeter!"

Gece bu gür sesle bir anlığına sessizliğe büründü,ama gözlerinde ki o ateş ve öfke yerini koruyordu.Yekta büyük bir öfkeyle yerinden kalkıp yatağa yürüdü ve tam yanında bekleyip kızın üstüne doğru eğildi.Bir elini yatağın başlığına yerleştirdi,diğer elini ise kızın çenesine götürdü ve sertçe sıkıp başını tamamen kaldırdı.Suratındaki o alay dolu ifade silinmişti artık.

"Eğer beni sınamaya kalkarsan veya az önce ki gibi sesini yükseltirsen,o ağzını bir daha kullanamayacağın hale getiririm,anlıyorsun beni değil mi?"

Sesi öyle tehditkar ve rahatsız edici çıkmıştı ki genç kız bir anlığına cesaretini kaybetmişti.Ama kendini toparlaması uzun sürmedi,bu pisliğin karşısında güçsüz duramazdı.Adamın hiç beklemediği bir tepki verip kahkaha atmaya başladı.

"Senden korkmuyorum,orospu çoçuğu."

İşte o an Yekta'nın tamamen gözü dönmüştü.Hiç düşünmeden büyük bir hırıltı ve bağırışla kızın ince boğazını kavradı ve hızla yatağın başlığına yasladı.Öyle sert ve acımasızca sıkıyordu ki kızın yüzünün kıpkırmızı hale gelmesi saniyelerini almamıştı.Ellerini can havliyle adamın bileklerine götürdü ve kurtulmaya çalıştı.Bu çırpınışları en ufak bir işe bile yaramıyordu.Yekta'nın gözleri daha önce hiç görmediği kadar karanlıktı o an.Alnındaki tüm damarlar belirginleşmeye başlamıştı.

"Küçük sürtük,aslında gebermeyi hakediyorsun!"

Genç kız o an son anlarını yaşıyor gibi hissetmişti.Hayatı ellerinden kayıyordu ve hiçbir şey yapamıyordu.Artık adamın bileklerini sıkacak veya itecek gücü kalmamıştı.Kolları boşluğa düşer gibi oldu ve kızın gözleri kaymaya başladı.Yekta o an durması gerektiğini anlayınca içindeki öfkeyi bastırıp ellerini kızın boğazından çekti.Gece sonunda alabildiği nefesle kendine geldi ve büyük bi öksürük krizine girdi.Elini boynuna götürüp ovuşturuyor ve öksürüklerini durdurmaya çalışıyordu.Yekta'nın tek yaptığı ise birkaç adım gerileyip eserini seyretmekti.Kızın öksürükleri arasında konuşmaya başladı.

"Şimdi ne yapmaman gerektiğini anlıyorsun değil mi küçüğüm?"

Sesi az önce ki gibi sert ve yüksek çıkmıyordu.Sanki saniyeler içinde o gidip tekrar başka bir adam gelmişti.Gece şok ve korku içinde olan biteni kestirmeye çalışıyordu.Bu adam kelimenin tam anlamıyla manyaktı,hasta ruhlu bir psikopattı.Daha önce hayatında hiç böyle birine rastlamamıştı ve hiç rastlamamayı dilerdi..Hiçbir cevap veremedi,artık konuşmaya bile korkuyordu.Öksürükleri son bulurken gözlerinden akan yaşlar tekrar yerini aldı.Kendini yatağın en kenarına çekip duvara yaslandı ve orada çaresizce ağlamaya devam etti.Bu adamın karşısında güçlü falan duramazdı,bu imkansızdı.Kendine yediremese de kabullenmek zorundaydı artık.Kısık bir sesle mırıldanıp ağlamaya devam etti.

"Lütfen,sadece bırak gideyim.."

Bu ince ve titrek ses Yekta'da garip hisler uyandırmıştı.İçten içe ona acımaya başlasa da onu asla bırakmazdı,asla..Ama bu acıma duygusu ona şefkat göstermesi gerektiğini söylüyordu sanki.Hayatında hiç yapmayı denemediği bir şeydi bu;birine şefkat göstermek.Elini ensesine götürüp kaşıdı ve bir süre bir şeyler düşündü.Sonunda yavaş hareketlerle kızın yanına oturdu ve gözlerini üzerinde gezdirdi.Kararsız elleri bir süre ileri geri hareket etse de sonunda kızın saçlarındaki yerini aldı.Kız bu hareketle irkilip adamdan uzaklaşmaya çalışmıştı.Yekta'nın kafası karıştı.İyi davranmaya çalışıyordu işte,daha ne istiyordu ki?

"Benden kaçma."diye mırıldandı.
"Tek istediğim bana ait olman,neden durumu zorlaştırıyorsun?"

Gece,aniden küçük bir çocuğa dönen bu adam karşısında neye uğradığını şaşırmıştı.Nasıl aynı kişi olabilirdi,bir türlü aklı almıyordu.Sanki tamamen masum ve bir karıncayı bile incitemeyecek biri duruyordu karşısında.

"Sen nasıl birisin böyle?"diye fısıldadı yüzüne ve sesine yansıyan şaşkınlığını gizlemeden.

Yekta hiçbir tepki vermeden,kızın gözlerindeki şaşkınlığa odaklandı sadece.Onu,mimiklerini,ifadelerini izlemek çok zevk veriyordu adama.Saatlerce hiç sıkılmadan bunu yapabileceğini düşünmüştü.

"Tüm bu olanlar hiç yaşanmamış olsa,beni tanımak ister miydin?"diye sordu masum bir sesle.

Gece saniyeler boyunca sessizce bekledi ve gözlerinden akan yaşla adamın yüzüne baktı.Ne yapacağı hakkında o kadar bilgisizdi ki,kendini bir oyunda gibi hissettiriyordu bu his.Verdiği tüm cevaplar ve yaptığı her şey onu bu oyunda ya ileri seviyeye taşıyacaktı,ya da ölümüne sebep olacaktı.

"Bilmiyorum.."diye mırıldandı.

Verebileceği en saçma ama güvenli cevabı verdiğini düşünmüştü.Bu adamı kestirebilmek dünyanın en zor şeyi olabilirdi çünkü.Yekta sadece başını salladı ve kızın yanından kalktı.İstese de istemese de onu tanıyacaktı,ne de olsa artık buradaydı.Yekta'nın yanında,sadece ona ait..

Yatağın yanında duran sehpadan bardağı ve sürahiyi alıp su doldurdu.Suyu Gece'ye uzatınca kız titrek ellerini bardağa götürdü,gerçekten çok susamıştı ve bunu reddedemezdi.Kız tam bardağı alacakken aniden geri çekti ve sırıttı.

"Ben senin etrafındayken hiçbir işini kendin yapamazsın,senin yerine yaparım küçüğüm."

Kızın başını kavradı ve cevap vermesini beklemeden bardağı dudaklarına götürdü.Gece ellerini kaldırıp bardağı tutacakken sert bir ses onu durdurdu.

"Ellerini çek ve iç."

Kız denileni yapıp büyük yudumlarla içti suyu.Yekta gözlerini ayırmadan onun verdiği suyu içişini seyretti.Benim ona sunduğum her şeye muhtaç diye geçirdi içinden.Genç kız,sanki bir oyuncakmış gibi hissettiriyordu ona.Sırıtarak bardağı çekti ve narince kızın başını okşayıp doğruldu.Her zaman ki ağır adımlarıyla kapıya yürüyüp araladı ve çıkmadan önce son kez kızın gözlerine baktı.

"Bir dahaki gelişime kadar iyi dinlen,seninle güzel bir oyun oynayacağız.Çok seveceksin.."

NEFRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin