Boş ve karanlık odadaki sessizliği,Gece'nin uykudan uyanıp attığı çığlık bozmuştu.Uyanmasına rağmen hala kabusun etkisinden çıkamamıştı.Ağlıyor ve "Sadece bir kabus,sadece bir kabus.."diye sayıklayıp sakinleşmeye çalışıyordu.Rüyasında sevdiği herkesin cesedinin odayı doldurduğunu ve çaresizce tüm o cesetlerin ortasında kaldığını görmüştü,bu yaşadıklarından sonra böyle rüyalar görmesi çok doğaldı aslında..
Titreyen elleriyle sehpadaki bardağı kavradı ve hızlıca içti.Saniyeler sonra nefesi düzene girmişti ve gördüklerinin etkisinden sıyrılıp rahat bir nefes almıştı.Burda durmaya devam ettiği sürece bunları görecekti,burdan kurtulmanın bir yolunu bulmalıydı artık.Odada bir tane bile pencere yoktu,kapıyı defalarca kırmayı denese de fazlasıyla sağlamdı.Yekta,kız tuvalate gittiğinde hatta duşa girdiğinde bile peşinden ayrılmıyor ve kaçmasına fırsat tanımıyordu.Kullanabileceği hiçbir imkan tanımamış olması delirmesine neden olacaktı artık.Uzandığı yataktan kalkıp odada tur atmaya başladı.Bu sırada da belki aklına kaçırdığı bir nokta gelir umuduyla düşünüp duruyordu.
Tam o sırada odada yankılanan kilit sesiyle yürümeyi kesti.Fazla geçmeden Yekta görüş alanına girmişti.Ama bu sefer farklıydı;elleri,yüzü,kıyafetleri..Hepsi kan içindeydi.Kız korkuyla adamı baştan aşağı süzdü.Bu sefer adamın yüzünde her zamanki alaycı ifade yoktu.Hatta hiçbir duygu,hiçbir ifade okunamazdı suratından..Yavaş hareketlerle kızın tam karşısındaki yerini aldı.Kız adamın gözlerine bir şey duymak istercesine bakarken adam kıza üstten bakışlar sunuyor ve hiçbir şey söylemiyordu.
Gözleri kızın boynunda,göğsünde ve omuzlarında gezmeye başlamıştı.Kız bakışlarının gezdiği yerleri farkettiği anda bir kaç adım uzaklaştı adamdan.Günlerdir burda olmasına rağmen ona hiç dokunmamıştı.Onu duşa götürdüğünde bile dönüp bakmamış ve bir şey yapmaya kalkmamıştı.Bu hareketler böyle bir adam için fazlasıyla garipti,kızın her defasında şaşırmasını sağlıyordu.
Gece'nin uzaklaşmasıyla sonunda genç adamın yüzünde bir ifade belirdi..Kızın ondan uzaklaşmaya çalışması ona zevk veriyordu.Çünkü isterse ondan kaçma şansı yoktu,bunu ikisi de biliyordu.Ama bu çaresiz tavrı Yekta'nın gözüne tatlı gelmişti.Kızın geriye doğru attığı adımları Yekta kıza doğru attı ve aralarındaki mesafe tekrar eski halini aldı.Kız istemsizce odada kaçabileceği kısımlara bakmaya ve içinden adamın herhangi bir şey yapmaması için dua etmeye başladı.O an aklına gelen ilk şeyi yapıp adamın kafasını karıştıracağını düşündüğü bir soru sordu.
"Senin adın ne?"
Şu an daha saçma ve yersiz bir soru sorulamazdı muhtemelen,ama akla ilk gelen şey her zaman mantıklı olamazdı..Yekta'nın yüzünde ufak bir gülümseme belirdi.Merak ettiği için sormadığını biliyordu,ama yine de hoşuna gitmişti.
"Yekta."
Kız oluşan ortamı bozma çabasıyla yine düşünmeden konuşmaya devam ediyordu.
"Anlamı ne?"
"Eşi olmayan,tek."
Böyle bir adam için fazla hoş bir isimdi,kesinlikle taşımayı haketmiyor diye düşündü kız.Tam ağzını açıp bir şeyler daha gevelemeye devam edecekken Yekta kızdan uzaklaştı ve odadan çıktı.Kız daha neler olduğunu kestiremeden ve yerinden dahi kıpırdaman elinde bir bilgisayarla geri döndü.Kıza yatağı işaret edip oturmasını bekledi.Sonrasında o da yanına oturup bilgisayarı açtı.Kız bilgisayardan ziyade adamın suratına bakıyor ve ne yapmaya çalıştığını kestirmeyi deniyordu.Yekta'nın aklını meşgul eden tek şey ise birazdan odaya dolacak çığlık ve ağlama sesleriydi..Bilgisayarındaki videoyu açıp karşılarına koydu ve geriye yaslandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRET
General FictionGenç kız korkuyla adamın ruhsuz gözlerine baktı.Böyle bir insan gerçekten olabilir miydi?Daha doğrusu,böyle birine insan denebilir miydi?Karşısında nasıl biri olduğunun tam anlamıyla farkında bile değildi,ama tüm bu yaşadıkları bile korku ve nefretl...