Oy ve yorum yapmayı unutmayın. Yazım hatalarım varsa kusura bakmayın.Sizleri seviyorum:):):):)
Küçükken bana ''Ne olmak istiyorsun?''diye sorduklarında ben de hep ''Babam gibi polis olacağım.'' derdim.Ama yanılmışım.Benim babam gibi aksiyon dolu bir hayatım yok.Hep düz ve sakin bir hayat yaşadım ben.Bundan sonrada böyle devam edecek sanırsam.Çünkü farkettim de bunu yapan zaten benmişim. Hayatımı şekillendiren ve onu sadeleştiren. İçten içe hiç birşey olmamasını dileyen. Okulda tartışmayı kavgaya uzatmamak için geri çekilen korkak benmişim. İçimdeki asi kızı bastıran, asıl karakterimi ortaya çıkarmaya korkan biri, nasıl polis olmak isterdi ki zaten?
Benim gençliğim niye babamın gençliği gibi değil diye yakınmıyor değilim.Ama yakınmam bir fayda verdi mi? Tabiki de hayır.Çünkü bu benim hayatım. Benim tercihim. Bu korkak yanımı artık dinlemeyi bırakıp buradaki yeni hayatımla beraber değiştirmeyi düşünüyorum. Yeni ortam ve yeni benin, beni asıl kimliğime bürüyeceğini umuyorum.
Babamın ki gibi diyorum çünkü; Babamın atraksiyonlu bir gençliği varmış.Az olaylara bulaşmamış. Uyuşturucuyla yakın bir ilişkisi varmış. Arkadaşları bu illetin içine düşüp onuda çekmeye çalıştıklarında bu ortamdan kendini zor kurtarmış ve uyuşturucu ticareti yapanları çökerteceğine dair kendine bir yemin etmiş. Daha sonrasında tabi polis olmaya karar vermiş ve olaylar döngüsünün içine kendini teslim etmiş. Her yeni bir vakayı dinlediğimde oradaymış hissi yaşardım. Sanki oradaymışım ve suçluyu yakalamak için arkasından koşturan benmişim gibi hayal ederdim.
"Arya kalk bakalım şu soruyu çöz."
Düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan matematik hocası tahtayı işaret ediyordu. İçimden kendime lanetler okurken elimin içini tırnaklamaya başladım. Dersi dinlememiştim ki! Zaten matematik konusunda mükemmel değildim ama en azından çalıştığımda veya dersi dinlediğimde yapabiliyordum. Şansıma tüküreyim ki bugünde yeni bir konuya geçmiştik.
Ben hala elimin içini tırnaklamaya devam ederken yanımda oturan Serra'nın elime bir şey tutuşturduğunu hissettim. Gelmiş olduğum sınıfta sadece Serra'nın yanı boştu. Bir lütuf olarak Buseyle aynı sınıftaydık. Öğle arasında Serra ile konuşup yanıma geleceğini söylemişti. Umarım Buse'nin yerine geçmeyi kabul ederdi. Hala sıramda oturmaya devam ederken hocanın bana dik dik baktığını gördüm ve hemen harekete geçtim. Elime almış olduğum kağıdı okumadan tahtaya yöneldim.Neden kalktığım hakkında hiç bir fikrim yoktu. Zaten çözemeyecektim.
X'ler bana, ben x'lere bakarken Serra'nın sesini duydum.
"Hocam lavaboya gidebilir miyim?"
"Git bakalım."
Serra yanımdan geçerken bana elimdeki kağıdı gösterip 'cevap' dediğini duydum. Kağıdı hoca görmeden hemen açıp baktım ve cevabı tahtaya yazdım.
"Tamam,geç otur bakalım."
Serra olmasaydı sanırım daha ilk günümden herkesin içinde rezil olacaktım. Ona minnet borçluydum.
Sabah Buseyle beraber okula giderken buraya nasıl taşındığımızdan,eski okulumdan ve hayatımdan bahsettim ona birazcık. Bana'Seni ilk gördüğümde çok sert duruyordun. Seninle konuşmadan önce biraz çekinmiştim doğrusu' dedi. Buna tebessüm etmiştim. Burada kaldığımız o yıllarda bunu kendime bir silah edinmiştim ve öyle devam ediyordu. İnsanların benimle konuşmak için iki kere düşünmesini sağlıyordum. Önüme bir set çekiyordum ve bundan hiç rahatsız değildim.
Bugün ilk derste kendimi sınıfa tanıtmıştım. Edebiyat dersine oldum olası bir ilgim vardı. Bu yüzden hocası benim için çok önemliydi. Ama neyse ki korktuğum başıma gelmemişti. Gayette samimi bir insandı kendisi...
Okul bitiminde otobüse binip eve vardım. Otobüsten inip hızlıca eve yöneldim. Bugün Buse bana etrafı gezdirecekti. Hazırlanmak için tam yarım saatim vardı. Kapıyı anahtarla açıp içeri girdim ve annemi salonda otururken buldum. " Anne Buse bana etrafı gezdirecek biraz."
"Buse kim kızım?" Pat diye söylemiştim tabi .Annem daha Buse'yi tanımıyordu. "Dün tanıştığım kız var ya hani. Anlatmıştım size."
"Hee, tamam, tamam. Gelsinde bide ben tanışıyım onla. Sonra gidersiniz." diyince kafamı sallamakla yetindim ve hemen bir hızlı mesajla Buse'ye annemin tanışmak istediğini ve evden gideceğimizi söyledim.Ardından da bir konum mesajı attım. Aradan iki dakika geçmeden Buse'nin beni onaylayan mesajını gördüm. Odama geçtim ve üstüme hemen rahat bir şeyler geçirip kalan kolileri boşaltmaya başladım. Buse gelene kadar ne kadar koli boşaltırsam o kadar kârdır düşüncesiyle işe koyuldum. Aradan geçen on dakika zaman diliminin sonunda kapı ziliyle alt kata indim.
Annemin Buseyle tanışma faslının ardından evden çıktık. Buse bana etrafı gezdirirken 'iyi ki buraya tekrardan' taşınmışız düşüncesi bedenimi sardı. O yanımda belki yoktu ama yaşadığımız anılar vardı sonuçta. Hiç bir zaman unutamadığım... İçimde tuhaf bir heyecan vardı. İç sesim bunun sadece bir başlangıç olduğunu söylüyordu. Kendi kendime bu düşünceye gülümsedim ve kendimi rüzgarın esişine teslim ettim..
SERRA
Ara yorum yaparsanız mutlu olurum. Düşünceleriniz benim için çok önemli.
Geçiş bölümü gibi bir şeydi bu bölüm. Sizi seviyorum. Gelecek bölümde görüşürüz<3<3<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıllar
Teen FictionYıllar benden hiç bir şey eksiltmemişti. Zaman su gibi akıp giderken eksilen tek şey hayatın anlamı idi... ''Beni hatırladığını söyle." "Seni hiç unutmadım ki hatırlayayım..." TÜM HAKLARI SAKLIDIR. ÇALINTI DAHİLİNDE GEREKEN İŞLEM YAPILACAKTIR...