Bölüm 3

139 5 2
                                    

 Oy ve yorum yapmayı unutmayın.Yazım hatalarım varsa kusura bakmayın... İyi okumalar:)

 İnsan bazen içindeki bütün duyguları tüketir. Üzüntü,mutluluk,sevinç, şaşırma vb. Fakat 'umut' kelimesini,duygusunu asla tüketemez. Etrafa boş bakar. Çünkü bütün duygularını yok etmiştir.Yok edilmiştir. Peki neden? Sadece sevdiği için, ona değer verdiği için, ona bağlandığı için. Artık dünyaya bomboş bakar. Çünkü o onun sevgisini hak etmez. Çünkü o onun değerini bilmediği için onu bırakır. Çünkü o bir hiçtir. Kız bir hiçi sevip ona tutulduğu için bütün duygularını yok etmiştir. Çünkü karşısındaki bir hiçtir. O, bir hiç olduğu için kızın duygularını anlamaz ve artık onun duygularını da öldürmeye başlar.

Kendisi gibi herkese karşı.

  İlk başta ağına çeker avını ve daha sonra ise yavaş yavaş zehrini akıtmaya başlar.Sonuç ise bir boşluktan ibarettir. Ama onun hesaba katmayıp unuttuğu bir şey vardır ki oda umuttur. Her şeyi öldürebilir fakat umudu asla. Çünkü kızın duygularını ona geri veren biri elbet çıkacaktır karşısına.

Dışarıyı seyrederken bir çift takılmıştı gözüme. Kavga ediyorlardı ve sanırım sonu güzel bitmeyecekti. Sonra aklımdan bu sözler geçti işte. Umut...

Tek kelime,dört harfli o mucizevi sözcük. Kızın kalbini kırmaya devam eden adama karşı bunları haykırabilmek isterdim.Onun umudunu yok edemeyeceğini bilmesini isterdim.

***

  Montumu giydikten sonra salona indim. Annem televizyon başındaydı. Biraz hava alacağım demiştim. Yanağını öptükten sonra dışarıya çıktım. Tam tamına iki hafta geçmişti. Koca iki hafta. Okula alışmıştım. Çevreyi de zaten gezdirmişti bana Buse. Bu iki haftaydı ama nasıl bir iki hafta.

  İçimdeki histen bir türlü kurtulamadığım, bana iki ay gibi gelen iki koca hafta! Böyle sanki biri bana bakıyormuş gibi ama etrafta kimse yok. Artık psikolojik olarak arkamı döndüğümde duvarla bile karşılaştığım oluyor. Böyle sanki biri beni takip ediyormuş gibi ama arkama döndüğümde kimse yok. Sanırım yer psikolojisinden kaynaklanıyor. Hani böyle sınıfa geç geldiğinizde kapıdan girme heyecanı vardır ya. Sonra girdiğinizde herkes size bakar. Öyle hissediyorum aynı sanki birileri bana bakıyormuş gibi. Ama yok. Benim kuruntularım var sadece.

Yolda yürürken sevgilisiyle tartışan o kızı gördüm. Kaldırıma oturmuş ağlıyordu. Benden büyük olmalıydı.

"İyi misin?"

"..."

"Konuşmak ister misin? Seni dinleyebilirim. Neler olduğunu gördüm."

"Gerçekten mi?"

Bu soruyu 'Onları gördüğümü' söylediğim kısma söylediğini tahmin ediyordum.

"Evet."

Kız daha çok ağlamaya başladı. Onu kaldırımdan kaldırıp ilerideki parkın bankına oturmaya götürdüğümde geçenlerde gördüğüm o çocuğu gördüm. Yine bana bakıyordu. Sanki böyle ne yapacağımı merak edermiş gibi her hareketimi inceliyordu. Nereden çıkmıştı şimdi bu? O düşüşten sonra bir daha görmeyeceğim biri olduğu için seviniyordum. Düşünsenize tanıdık birinin sizi düşerken gördüğünü. Onun utancı bile kızarmama yeter.

Kıza tekrar dönüp ona sarıldığımda ne olduğunu şaşırmış gibi görünüyordu. Benim şaşırdığım gibi. Neden böyle bir şey yaptığımı da bilmiyordum. Ama sarılmak insana iyi hissettirirdi.

"Tamam geçti,sakin ol. Her şey düzelecek."

Kimi kandırıyordum? Emin değildim.

Kız omuzum da ağlamaya devam ederken bende bir yandan sakin olmasını söylüyordum. Bana neler olduğunu anlattı. Gerçekten acı bir durum. Sevgilisini başka bir kızla yakaladığı için şimdi bu durumdaydı. Gerçekten de bir hiçi sevmiş meğersem.

Kıza onun bir hiç olduğunu önünde koskocaman bir hayatın olduğunu söylediğimde ağlayışı bir iç çekişe döndü.

"Buraları yeni öğrendim ama sanırsam seni evine kadar götürebilirim."

"Çok teşekkür ederim. Böyle birilerinin hala olduğunu bilmiyordum."

"Önemli değil. Sen canını sıkma yeter."

***

Kız evinin yerini bana tarif ettikten sonra onu evine bıraktım. Hava kararmak üzereydi ve yağmur çiselemeye başlamıştı. Bir ana önce eve dönmem gerekiyordu. Zaman nede çabuk geçmişti öyle. Biraz ilerledikten sonra bir çıkmaz sokağa girdiğimi anlamam uzun sürmemişti. Hadi ama.

"Pşşt."

Arkamı döndüğümde iki erkeğin bana doğru geldiğini gördüm.

"Bu saatlerde buralarda ne işin var güzelim? Yolunu mu kaybettin?"

"Korkma bir şey yapmayacağız. Gel buraya."

Allah'ım sen bana yardım et. Nasıl bir yere gelmiştim ben böyle. Geri geri giderken birine çarpmamla durdum.

"Nereye böyle güzelim?"

"Bırak beni" dedim sesimin sert çıkmasına özen göstererek.

"Sadece eğleneceğiz."

"İmdatt. Yardım edin!"

Sokağa baktığımda ben ve bu serserilerden başka kimse olmadığını farkedince beynim bir darbe almışcasına sarsıntı geçirdi.Bedenim bir şok dalgasıyla sarsıldı.

  Tamam bunu başarabilirsin. O kadar boks kursuna gittin. O teknikleri boşuna mı öğrendin? Aileni oraya gitmek için nasıl ikna ettiğini,ne kadar uğraştığını hatırla! Karşındaki iki erkeği ve seni tutanı da hesaba katarsan üç erkekle başa çıkman senin için çocuk oyuncağı!

"Bırak beni" diye tekrar bağırdığımda yapacağım şeyi en sona ertelediğimi içten içe biliyordum.

Bunu yapabilirdim. Derin bir nefes aldım ve başka çaremin kalmadığını göz önünde bulundurarak ayağımla arkamda bulunan kişiye sıkı bir tekme geçirdim.

Sıkı sıkıya tuttuğu ellerim gevşerken ağzından "Seni küçük.." diye  bir sözcük çıktı ama başladığı cümlesini bitiremeden ve ben tam kaçmaya hazırlanırken sokağın başından  ikidir gördüğüm o çocuğun "Cenk bırak onu!" Diye bağırmasını duydum. Onu gördüğümden beri ilk defa bir işe yaramıştı.

Adımlarımın ona doğru gittiğini fark ettim. Yanına vardığımda bana değil de tam karşısına bakıyordu. Keskin yüz ifadesinden ne yapacağını kavrayamıyordum. Şu an zaten yanına gelmekle doğru mu yaptığımı da bilmiyordum.

Birden '' Dağılın buradan '' dediğini duydum. Cenk denen serseriye baktığımda yüzündeki o ifadeyi hiç bir zaman unutamayacağımı anladım. Yere okkalı bir tükürük fırlattıktan sonra baş işaretiyle diğerlerine talimat verdi ve yanımızdan geçip gittiler.

Hala olayın şokunu atlatabilmiş değildim. Sokağın sonuna doğru bakarken daha demin olanları düşünüyordum. Başımı sola doğru çevirince onu bana bakarken gördüm.

Keskin bakan gözleri bir şahini andırıyordu. "Sen kimsin?" Diye sordum. Yana doğru küçük bir gülümseme görür gibi oldum ama gözleri bunun tersini yansıtıyordu. Bana bir cevap vermedi, sadece uzun uzun baktı ve o anda, içimde varlığını yıllardır hissetmediğim, kalbimin kapılarını kapadığım o tanıdık duygunun harekete geçtiğini hissettim ... 

BÖLÜM SORUSU:

-Bölüm sonunu nasıl bulduğunuz?
- Ara yorumlarınız benim için çok önemli sizleri seviyorum<3

Yıllar  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin