(Bu bölümü okurken Bengü-Unut beni şarkısını dinleyebilirsiniz 😉🎧.)
"Sedef söylesene neyi öğrendimmi?" Sedef pot kırdığını anlamışcasına bana dahada sıkı sarıldı. "Ben çok üzgünüm deniz ama sana söyleyemedim."
"Sen bana böyle bir şeyi nasıl söylemezsin sedef, nasıl yaparsın bana bunu?" Sedef hiç bişey demeden şömineyi izlemeye başladı. "Ne zamandır biliyorsun?" Dedim donuk bir sesle. derin bir nefes alarak cevap verdi.
"Bir hafta önce öğrendim. Daha doğrusu onları sizin arka bahçede öpüşürken gördüm. İnan bana selin sana bunu söylemeyi denedim ama yapamadım. Özür dilerim." Sedefin gerçektende çok üzgün olduğu belliydi ama böyle birşeyi bana ne olursa olsun söylemesi gerekirdi.
"Yalnız kalmaya ihtiyacım var, lütfen git!" Ayağa kalktı ve yanıma geldi. "Seni yalnız bırakmayacağım." işte o an sedefin beni gerçektende sevdiğini anladım. boynuna atlayıp sıkı sıkı sarıldım ve ağlamaya başladım. birine sarılmaya gerçektende ihtiyacım vardı.
"Ben bunları hak edecek ne yaptım sedef, nerde yanlış yaptım ben? Burcuda olupta bende olmayan ne vardı?"
"Şşht ağlama artık deniz, değmez inan bana. Kendini suçlamayıda bırak artık sen hiçbir şeyi yanlış yapmadın, sadece yanlış insanlara güvendin."
"Artık dayanacak gücüm kalmadı sedef. Bir de pişkin pişkin açıklayabilirim dedi bana biliyormusun."
"Bak şimdi ne yapıyoruz biliyormusun? İlk önce seni sıcak bir duşa sokuyoruz çünkü gerçektende kötü kokuyorsun. sonrada yatıp uyuyorsun. Anlaştık mı?" Sedefi onaylayarak banyoya doğru gittim. Yerdeki saçlarımı görünce aklıma orkunla gittiğimiz kuaför geldi. Geçen yaz ailece gittiğimiz tatilde orkuna kahvaltı hazırlarken yanlışlıkla ocakta saçlarımı yakmıştım, orkunda ben üzülmeyeyim diye beni oranın en güzel kuaförüne götürüp saçlarımı yaptırtmıştı.
Benim sevecen, saf sevgilim ne ara beni kuzenimle aldatacak kadar adileşmişti ki. O an gelen ani bir sinirle banyodaki bütün eşyaları yere indirdim. Kırılan parfüm şişelerinden biri elime batmıştı. O arada aşağıda şöminede yaktıklarımı temizleyen sedef sesleri duyunca koşarak yanıma geldi ve yere çömelmiş ağlayan beni yerden kaldırıp sarıldı. "Şşhht geçti, geçti. Sakin ol. Elin çok acıyormu ?"
Sedef kanayan elime pansuman yapıp bantladı. "Ben şimdi buraları toplayacağım sende odana gidip uyuyacaksın. Hadi bakalım." Koluma girerek beni yatağıma yatırdı. "İyi olacaksın deniz, onlara seni üzgün görme zevkini yaşatmayacaksın, asla."
Sedef beni rahat bıraksın diye uyuyor taklidi yapıyordum ama aslında her gözümü kapattığımda onunla olan bir anımız geliyordu aklıma.
Çocukluğumuzdan beri bir sürü şey yapmıştık birlikte. mesela biz sekiz-dokuz yaşındayken her pazar birimizin evinde kahvaltı yapardık ve biz orkunla bıkmadan usanmadan her pazar bahçeden bir taş toplar ve birbirimize hediye ederik. Daha sonrada o taşları basit bir ipe sarıp kolye yapmıştık. Ama ip o kadar inceydiki daha bir gün geçmeden kopmuştu ve bizim yılların emeği taşlar etrafa dağılmıştı. Ben iki gündür yaptığım gibi anılara dalmışken zilin sesini duydum ama nasılsa sedef bakar diye hiç yerimden kalkmadım.
Daha sonra sedefin kapıyı açtığını ve birine gitmesini söylediğini duydum. Daha sonrada o ses geldi kulağıma, yıllardır gizliden gizliye sevdiğim, daha sonrada ilan-ı aşk ettiğim ses. odamdan çıkarak merdivenlere yöneldim. Ağır ağır merdivenlerden inerken ona iki çift şaf etmeden gitmesin diye dua ediyordum.
Benim kapının önüne geldiğimi görünce sedef içeriye gitti. "Ahh deniz, aşkım seni çok merak ettim. Sen herşeyi yanlı-"
"Evet orkun evet, ben herşeyi yanlış anladım, hiçbirşey göründüğü gibi değildi. Sen yattığın yerden beni düşünürken sabah kalktığında yanında yarı çıplak yatan burcuyu gördün dimi?"
"Evet, evet aşkım aynen öyle oldu. Ben gece sana yapacağım sürprizleri düşünüyodum sonra sabah birden burcu yanımda belirdi."
"Ya allah aşkına ya sen bana neyin açıklamasını yapıyosun? Bari bir kere erkek olda yaptığını kabul et be orkun. Bari karşıma geç de deki böyle böyle selin, benim gönlüm burcuya kaydı bende seni boşverdim burcuya yöneldim de. adammısın sen şimdi he, adammısın?" Ses tonumu artık kontrol edemiyordum. Bağrışmalarımızı duyan sedef yanımıza gelip orkuna "yazıklar olsun" dedi ve kapıyı suratına kapattı.
"Bir de beni bu kadar kandırdığı yetmiyormuş gibi kapıma gelmiş ya." Sesim gözyaşlarımın içinden zar zor çıkmıştı. "Deniz artık hayatta kendine yeni bir sayfa açmalısın. Daha 16 yaşındayız, hayatımıza bir sürü insan girip çıkıcak, her defasında bu kadar yerle bir olursan çabucak pes edersin bu hayat oyununda."
"Söylemesi kolay sedef. Ben onların o halini hala aklımdan çıkaramıyorum. Ben çok sevmiştim onu sedef. Uçaktan korktuğu için her uçağa binmeden önce cesaret almak için "we are the champions" şarkısını dinlemesini sevdim ben onun, uyurken üç yastıkla yatışın sevdim, gözlerine her baktığımda içindeki o masum çocuğu gördüğüm için sevdim ben onu, her ne kadar yemeklerimi sevmesede beni üzmemek çok güzelmiş gibi yemesini sevdim, ben çok sevdim onu be sedef." Sedefin bir şey demesine fırsat vermeden bir sürü anımızın olduğu evin merdivenlerinden koşarak çıktım ve odama kapandım. Yine, yeni, yeniden...
*
Arkadaşlar umarım hikayeyi beğenmişsinizdir. Hikayeyi daha yeni yeni oturtmaya çalıştığım için hatalarım olur, kusura bakmayın, sizi seviyorum 😉😘.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanetin Bedeli
Romance"seni hep seveceğim demiştin, bende sana inanmıştım ya sevgilim. Sana öyle şeyler yapacağım ki, sende öldüğüne inanacaksın. İkinci yılımız kutlu olsun sevgilim..." "Hayatta ne yaşarsak yaşayalım, yaşamak güzel bir şeydi. En azından hikayenin sonunu...