*Ruhun Tozlarını 𝓑𝓪𝓼̧𝓴𝓪 Ruhlar Temizler. *

15 3 20
                                    



'Skott -Wolf'



"Sanatın Amacı, Günlük Yaşamın Bulaşan Tozlarını Ruhumuzdan Temizlemektir."

-Pablo Picasso-


Sözlerini gece ezberlediğimden emin olmuştum, ondan duyduğumda. "Kirli..." durdu derin nefes aldı. Oldukça kısık sesle konuşuyordu. Jeon yanına yakınlaştı. Birkaç kez kekeledi tam bir cümle ve kelime yapısı oluşmamıştı. Havada dolanan yüklemi bulunmayan cümleler. "Yani..." Jungkook onu durdurmak istemiyordu çünkü söyleyeceği şeyi bir sonraki nefesi, güneşi bekleyen gündüz gibi bekliyordu.

"D-daha fazla kirlenmek ve... ve k-kirletmek istemi-yorum." Demişti.

Jeon anlıyordu aslında ama hala bu yapboz da derin bir eksiklik ve hatalı bir yöne gittiğini hissettiren bir his vardı içinde. O gerçekten beyaz bir tabloydu. Doğru fırçalarla dokunulmadığı zamanda muazzam eser yok oluyor adeta ressam tarafından kirletiyordu. Sanat olmaktan çok uzak hallerde dolanıyordu.

"Sen..." sadece bunu diyebilmişti Jeon. Devamını söylerse Taehyung ondan uzaklaşırdı. Arkasını döndü. İlk hızlı adımlarla kütüphaneden çıktı. Sonra da merdivenlerden koşarak Yoongilerin olduğu sınıfa koştum. Kapının açık olması onların orada olduğunu söylese de girip kapıyı kapattım. Kapanma sesi hem içeriyi hem de dışarıya büyük bir gürültü yaymıştı. "Ne oluyor Jungkook? Korkuttun." Yoongi Jimin'i onaylarcasına katıldı. Ellerim titriyordu. Söyledikleri aklıma o kadar çok neden ve olay getiriyordu ki... ona bırak dokunmayı kelimelerimden bile saklarken, düşüncelerimin çığlıklarından korurken, kalbimdeki duvarları tek tek ona karşı yönlendirirken kim onu bu hale getirebilirdi?

Küçük gelinciğim, sana neden kirli ruhlar bulaştı?

İçim içimi yiyordu. "İyi misin Jungkook? Ağlıyor musun? O züppe bir şey mi dedi?" Jeon kafasını bacaklarının arasından çıkardığında çatık kaşları öyle korkutucuydu Yoongi araya girmek zorunda hissetti kendini.

"Öyle deme. Taehyung muydu adı o mu bir şey dedi anlat bize." Jimin memnun olmayarak "O çocuğu neden savunuyorsun ki geçende olanları sen de gördün kaçıncı bu herkesi azarlıyor. Kim dokunsa okulun içinde parçalayacak hala geliyor. Sanırsın çok değerli. Zenginlikten hep bunlar gözünüzü açın biraz." Sonlara doğru aşırı sinirlenmiş Jungkook'un gözlerine bakarak konuştu. Onun az önce çarptığı kapıyı çarpıp bu sefer Jimin çıktı odadan.

"Ona bakma sen. Azar yiyenler arasında kendisi de var. Kantinde herkesin içinde olunca Jimin de biraz etki bırakmış olabilir. O yüzden pek hoşlanmıyor ondan." Jeon anlıyordu. Olaylarda ki dengeler daha da bozuluyordu.

Çalan telefonuna baktı ayağa kalkarken. Annesini görünce açmaktan vazgeçip büyükannesini aradı. Onunla konuşurken biraz olsun yatışmayı umdu ve yanına gelmek istediğinden bahsetti. Evi anlatmıştı ancak o tarafa uzun zamandır hiç gitmediğinden bilmiyordu. Kantinden elinde bir poşet yiyecekle geri dönen Jimin'e baktı konuşma sonlarına doğru. Eski siniri olmadan sessizce içeri girdi. Yoongi halini gülümseyerek karşılamıştı. Jeon kapattıktan sonra adresi onlara sordu eski konuları hiç açmadan. Jimin biraz bozulsa da devam etti.

Neye bozulduğunu anlamasa da adreste. Telefonda haritadan işaretledi Jimin. "Bakarak bulursun." Diye de onayladı.

Okul bitimine kadar biraz Jimin ile konuşmalarını düşündü. Herkese bu kadar soğuk davranan kişiyle aslında iyi de konuşuyordu. Hatta sorsanız bence onunla konuşmak, küçük bir çocukla konuşmakla aynıydı. Hem çok fazla alıngan hem de konuşmak için cana atan.

.KAYBOLMAK.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin