[Nakamoto Yuta ve Mark Lee'nin yolları bir gece Tokyo sokaklarında kesişir. Hoş sayılmayacak karşılaşmanın ilk olduğunu düşünmektedirler ancak ikisinin de geçmişlerinde kaybettikleri ortak bir şey vardır. Birbirlerinden oldukça bağımsız karakterlere sahip iki adam zıtlıklarının gölgesinde aralarındaki bağı keşfedeceklerdir. Ancak bu, içinde bulundukları koşullar altında hiçte kolay olmayacaktır.]
⚠şiddet ve suç unsurları, kan, alkol, uyuşturucu, cinsellik vb.⚠
1.GÜN
Koşabildiği kadar hızlı koştu, bacakları el verdiğince, arkasına bakmadan. Göz bebekleri titriyordu, bu sefer dayanamamıştı. Üzerine hızlıca geçirdiği dağınık kıyafetleri, tek bileğinde halen duran kalın halat, acısının neresinde olduğunu anlayamadığı bedeni... Tek duygusu korkuydu. Dikkat etmediği yola koşarak çıktığında gözlerine doğruca vuran farların ışığıyla vücudu artık yere bırakmıştı kendini. Atmaya takati olduğu tek bir adım bile kalmamıştı şimdi. Zeminle buluştuğu an kapattı kendini tüm dünyaya. Yeterince rezil olan hayatı daha ne kadar dibe batabilirdi ki? Son duyduğu şey korna sesi olmuştu.
''Alevlerin gökyüzüne uzandığı bir gecede kaybettiğim seni, Tokyo'nun karanlık sokaklarında tekrardan bulmayı beklememiştim.''
2.GÜN
Kahvesinden aldığı yudumun ardından karton bardağı önünde kalan çıkıntıya bırakıp parmağındaki yüzükle oynadı. Göz ucuyla yan tarafındaki uzun boylu herife baktığında onun lafa gireceğini anlamıştı.
''Özetlemek gerekirse ona çarpacak gibi oldun ve bayıldığından dolayı onu evine aldın. Uyanmadığından durumun ne olduğunu bilmiyorsun ama bir takım tahminlerin var. Kim olduğunu bilmediğin bir herif şuan evindeyken biraz fazla rahat davranmıyor musun?''
Cümlelerini hafifçe kaldırdığı kaşları eşliğinde sıraladı cinayet büro dedektiflerinden Johnny Suh. Hemen yanındaki herif, Nakamoto Yuta, yüzüğüyle oynamayı bırakıp derin bir nefes çekti ilk olarak ciğerlerine. Ardından bakışlarını arkadaşına çevirmişti.
''İnan bana o tükenmiş bedenin evimden bir şeyler çalabileceğini düşünmüyorum. Eve döndüğümde ancak uyanmış olur belki de, verdiğim ağrı kesicilerinde extra uyku yapacağını hesaba katarsak.''
Kendinden emin tavrıyla söylediği sözcüklerin ardından bardağındaki kahveden bir yudum daha aldı.
''Bildiğimiz şeyler; adı Mark Lee, 25 yaşında. Yanında telefonu ve cüzdanından başka bir şey yoktu. Cüzdanında kimlik, kredi kartları ve biraz da nakit para vardı.''
Gelen mesaj sesiyle Johnny'nin telefonuna odaklanmıştı aniden.
''Sabıka kaydı temiz.''
Şaşırmamıştı Dedektif Suh'un söylediğine, zaten öyle tahmin etmişti.
''Bileklerinde bağlanma izleri ve sırtında tahminimce kemerle yapılmış izler var, vücudu fazla hırpalanmış. Kasıklarındaki kesiklere gelirsek jilet kesikleri olduğunu düşünüyorum, derin değillerdi.''
''Yani tecavüze mi uğradı diyorsun?''
Hızla hayır anlamında kafasını iki yana salladı adli tıp uzmanı Nakamoto.
''Onu tedavi ederken tecavüz bulgusuna rastlamadım. Tabi tam teşekküllü bir muayene değildi, net konuşmam yanlış olur ama cidden tecavüz olduğunu düşünmüyorum. Aklımda başka bir şey var.''