*🔞🔞🔞*
Kıyafetlerini değiştirip kahinin verdiği kıyafetleri giymişti Minhyung yatmak için. Kendi aralarında yaptıkları evliliğin ardından Naniwa'ya ilk gelişiydi ve bir sürenin ardından eşini gördüğü için çok mutluydu. Üzerindekinin iç kısmına sabah giydiği hanbokun kuşağını sıkıştırmıştı katlayarak, bunun ardından Yuta'nın yanına gitti.
''Çoktan hazırlamışsın, yardım edecektim sana.''
Hazırladığı yatağı kastetmişti. Kendi yatağının hemen bitişiğine yeni bir yer yatağı hazır etmişti Yuta, evli olduklarına göre beraber uyumaları uygun düşerdi.
''Ziyanı yok genç efendi, zaten uzun yoldan geldiniz bu kadarını yapayım en azından.''
''Hiç yorulmadım, aksine seni gördüğüm için kendimi harika hissediyorum. Ayrıca ne zaman bırakacaksın?''
''Neyi efendi Minhyung?''
Onun oturduğu gibi yatağa oturmuş, elini tutmuştu.
''Bana sadece Minhyung desen olmaz mı?''
Kafasını iki yana salladı Nakamoto.
''Siz Jeonju Lee klanının ikinci efendisisiniz, benimle senli benli konuşabilirsiniz ama benim aynısını yapmam doğru olmaz.''
''Biz evliyiz Yuta, eşim olarak benimle saygı ifadeleriyle konuşmak zorunda değilsin. İsmimle seslenirsen daha huzurlu olurum.''
''Lakin-''
Genç efendinin elini saçlarında gezdirmesiyle yarıda kalmıştı söyleyecekleri. Ona dokunması yüreğini titretiyordu, Minhyung'un yanındayken sevildiğini hissediyordu. O buraya gelmeden önce kendisi bir kez daha Jeolla'da bulunma fırsatı yakaladığında ikinci efendi ona hoş sürprizler yapmış ve kaldığı süre boyunca tüm inceliğiyle bir kez daha kahinin gönlünü çalmıştı.
Küçük bir ricada bulunmuştu sonuçta, Yuta ısrarcı olmamaya karar verdi bu sebeple.
''Seni kırmayacağım ancak yalnızca ikimiz olduğumuzda. Başka insanlar varken saygı ekleriyle konuşmaya devam edeceğim.''
Alnına bir öpücük bırakmıştı Lee.
''Rahatladım öyleyse.''
Az önce aldığı öpücük yüzünden oluşan gülümsemesini kesip öksürür gibi yapmıştı Yuta. Lafa girdi ardından.
''Uzun bir gün geçirdik, uyuyalım mı artık?''
''Benden halen utanıyor musun?''
Sorunun aniliği ile şaşırmıştı, ifadeleri de bunu belli eden türdendi.
''Neden utanayım, Kuzey Jeolla'ya ikinci kez geldiğimde yine beraber uyumuştuk.''
Yanağını okşamıştı hafifçe. Eşinin izni olursa bu gece için niyetinde farklı bir şey vardı.
''Demek istediğim... Ben seni uzun uzun öpmek istiyorum ve tabi senin de beni öpmeni. Sonra devam etmemizi-''
Tamamlamasına müsaade etmeden ''anladım'' demişti Nakamoto yumuşak bir ses tonunda. İkisi de utanmış, yanakları pembeye çalmıştı. Minhyung onun yanağındaki elini indirip dizine koymuştu. Üzerinde baskı kurmak istemiyordu.
''Kendini hazır hissetmiyorsan bunu anlarım, sadece şansımı denediğimi varsayarız.''
Aceleyle elini eşinin eline götürmüş ve sıkıca avuçlarının arasına almıştı.
''Yanlış anlama beni, sadece biraz özgüvensizim. Gözlerimden dolayı...''
Gülümseyip gözünün kenarına değdirmişti dudaklarını genç efendi. Yuta'nın gözlerini çok seviyordu ve görmüyor olsa dahi onun için gören bir insandan farkı yoktu. Eşi bir duyusunun eksikliğini başka duyularının güçlü oluşuyla telafi ediyordu. Ve ikinci efendinin kendince kahine daha iyi hissettirecek bir çözümü vardı. Kıyafetine katlayarak sıkıştırdığı kuşağı çıkartıp diz dize oturduğu adamın eline vermişti.