Nothing Feels Like You/4

192 13 97
                                    

*🔞🔞🔞*


Kapıyı açıp dikkatlice eve sokmuştu belinden tutarak destek olduğu adamı. Neyse ki endişelendiği kadar ciddi bir durum yoktu ortada. Ayak bileği burkulmuştu Mark'ın, bunun dışında üzerine düşen ağırlıklardan dolayı vücudunda ezilmeler vardı. Yuta Busan'a geldikten sonra aldığı bilgileri de göz önünde bulundurursa Lee çok ucuz yırtmıştı bu kazadan.

Hastanede yapılacak bir şey kalmadığından firmanın sağladığı ve Mark'ın da kalmayı tercih ettiği eve gelmiştiler. Oldukça küçüktü ve her şey iç içe sayılırdı. Pencerenin sol tarafında yerden çokta yüksekte olmayan bir yatak, karşısında televizyon ve ufak tefek birkaç ev aleti, biraz ötede mutfak ve bir de banyo vardı işte. Eşyalarının büyük bir kısmını Seul'daki evde bıraktığından bu ev ona yetiyordu. Zaten durumunda geçici olduğunu düşünerek yerleşmişti buraya.

Yuta onu yatağa oturtmuş ve elindeki ilaç poşetini de yere bırakıp şöylece bir etrafa bakınmıştı. Hastanede onu ziyaret ettikten sonra evine de geleceğini düşünmemişti ancak sonra doğru düzgün yürüyemeyecek bir halde olduğunu görünce kıyamamıştı. Mark'ın üzerindeki ceketi almış ve kendininki de çıkartıp kenardaki sandalyenin üzerine koymuştu. Duvara doğru yaslanmasını söylerken arkasına bir yastık yerleştirmişti rahat etmesi için, sonra kendisi de yan tarafına oturup ilaç poşetini karıştırmaya başlamıştı.

''Çok mu endişelendirdim seni? Buraya kadar geldiğine göre.''

Gülümseyerek sormuştu, işin gerçeği Yuta'nın yanına gelmesi hoşuna gitmişti. Halen bir şeylere dair umudunun olmasına neden oluyordu en azından.

''Jaemin öğrenmesin diye geldim. Haberi olsaydı benim gibi ilk uçakla gelirdi buraya. Ayrıca ilk duyduğumda daha kötü bir şey oldu zannetmiştim ama domuz gibisin gelmesem de olurmuş yani.''

Gülmesine engel olamamıştı Mark, endişelendiğini bu kadar dolaylı bir yoldan anlatmasına gerek yoktu.

Yuta kurcaladığı poşetteki ilaçların günde kaç kez kullanacağına baktıktan sonra ağrı kesici kremi almıştı eline.

''Doktor eve gidince bundan sürün demişti, bileğine masaj yapayım.''

Biraz eğilmiş ve parmağına aldığı kremi onun ayak bileğine yedirerek sürmeye başlamıştı yavaşça. Kendini az da olsa suçlu hissediyordu, Mark'ı buraya gönderen oydu sonuçta.

''Çok ağrıyor mu?''

''Biraz ama sen dokundun ya iyileşir yakında.''

''Romantizm yapacak bir konumda değilsin Mark Lee, sadece kaza geçirdiğin için yardım ediyorum sana.''

Öyle olduğuna inanmıyordu, onu sevdiği için yapıyordu. Sevmeseydi gelmezdi, umurunda bile olmazdı. Onun sarı saçlarını okşamıştı, Yuta bandajı sarmakla meşgul olduğundan laf etmemişti ama biraz daha uğraşırsa sinirlenecekti.

İşini bitirdiğinde kafasını kaldırıp ona bakmıştı ''başka bir şey var mı'' gibisinden. Mark yaramazca bir gülümseme bıraktıktan sonra üzerindekini çıkartıp yüzüstü uzandı yatağa.

''Sırtım felaket ağrıyor, masaj yaparsın diye düşündüm. Bak her yerim morarmış zaten, kıyamazsın bence bana.''

Şöylece bir bakmıştı da Mark'ın söylediği yalan sayılmazdı. Sırtında bir sürü morluk oluşmuştu ezilmelerden dolayı, Yuta'nın da içi acımıştı biraz. Bir karşılık vermeden ağrı kesici kremden sürdü uzanmış olanın sırtına, ardından merhemi yayıp dikkatlice masaj yapmaya koyuldu. O sessizdi ancak Mark konuşmak istiyordu, sesini bile özlüyordu.

Yumark's PlaygroundHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin