Yüzünün Maviliğine saldım tüm hüzünleri kuş gibi uçup gittiler sana hüzün değmiyor. Su olup ellerinden kayabilirdim ama Allah beni insan olarak yaratmış. Bu nasıl bir şanssızlıktır? Her gün baktığın ayna sana dokunmak istiyor mudur ?
Saçlarının tellerine kadar seviyorum seni gelseydin daha bir severdim. Şimdilik elimden bu kadar geliyor. Gökyüzü kararıyor yüzündeki mavi hüzün gelip gözlerime yerleşiyorlar. Duydum ki senden haber getirmişler. Sevmiyormuşsun beni. Gülümsedim. '''Belki de doğru olan onun sevilmesi benim yazmamdır?'' diye fısıldadım onlara. Parmaklarım da sana bir hayli alıştı. Senin adını yazıyorlar. Soluk almadan betimliyorlar seni mesela. Parmak uçlarıma kadar seviyorum seni diyeyim mi o zaman?
Kıvırcık saçlarının dağılımını ezberledim resmini çizerken saçlarını okşadığımı düşündüm ya da yazarken kelimelerimin uçtuğunu ve sana sarılmak için koştuğunu düşündüm. Bu harfler de uçsun. Hadi! 'Şu kapıdan çıkan kimse geri dönmedi' dedi, Kaan Boşnak. Tam şu anda. Harflerim siz bari geri dönün. Bana onu anlatın. Sizi onu anlatırken dinlemek benim için bir onurdur.
Başında kurdele olan beyaz çoraplı bir kız zihnimde canlanıverdi sebepsizce. Masumluğu simgeliyor benim için. Kurdele takmayı bırakalı çok oldu. Masumluğum gün geçtikçe siliniyor. Düşünmelerim masumluğumu silikleştiririyor. Masumluğumu silikleştiriyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay ışığı
Poesía~♥~ Şiir ~♥~ ---- HİSSETTİĞİN KADAR YAZARSIN. ---- Telif hakları saklıdır ^^