12.BÖLÜM

4.3K 158 12
                                    

"Geceyi senin yatağında geçirir çok daha güzel ve rahatlatıcı şeyler yaparız." Dediğinde Cassandra'nın gözleri kocaman açıldı. Christian'ın aklından geçenleri tahmin ettiğinden iki elini göğsüne koyarak kocasını itti. Christian yatağın boş olan tarafına düştüğünde Cassandra hızla tehlikeli bölgeyi terk etti. Kocasını çekici bulsa da onun bu baştan çıkarma girişimlerine karşılık verecek değildi. Birden vücudundan geçen soğuk bir ürpertiyle titredi. Sanki üşümüş gibi kollarıyla kendini sardı. Şu an kendisini korunmaya muhtaç bir kız çocuğu gibi hissediyordu. Etrafına duvarlar örse de kocası denen pislik o duvarlardan içeri sızmakta kararlıydı. Cassandra açılan her deliği bir an önce kapatıp onu sınırın dışına atmaya çalışsa da Christian inatçıydı. Durmak bilmiyordu. Cassandra onu uzaklaştırdıkça o daha çok yakınlaşmaya çalışıyordu. Bu şartlar altında daha ne kadar fazla dayanabileceğini bilmiyordu. Ama kararlıydı. Galibiyeti ona kaptırmayacaktı. Artık karşısında dişli birisi vardı. Kuyruğunu kıstırıp dediklerine itaat etmesini sanıyorsa çok beklerdi. Ondan daha kötü erkeklerle de tanışmıştı. Christian'ı alt edebilirdi.

Christian rahat bir tavırla yatakta uzanırken gözlerinin ona kaymasına engel olamadı. Aklına gelen onca küfrü yutarken çizgisinden kaymamak için kendini zor tuttu. Bu adam için aslında çirkinleşmeye bile gerek yoktu.

O sırada Christian'ın sorusu onu yoğun düşünce trafiğinden kurtarırken kendine geldi.

"Bu kadar zor soru sorduğumu düşünmüyorum. Evet ya da hayır diye cevaplayabilirsin tatlım." Dedikten sonra sırıttı ve ellerini başının altına koydu.

Cassandra onun bu haline iğrenerek bakarken yüzünü buruşturdu.

"Kendini becer Christian!"

Christian yüzündeki gülümsemeyi bir anda silerek hızla yataktan kalktı. Cassandra'yı kolundan tuttuğu gibi kendine doğru çekti. Cassandra ondan kurtulabilmek için var gücüyle çırpınırken, bütün çabaları sonuçsuz kalıyordu.

"Bırak beni seni pislik! Senin keyfine göre hareket edemem ben. O lanet olası baloya giderken sana eşlik edeceğime ölürüm daha iyi." Diye içindekilerin hepsini kustuktan sonra Christian aniden onu bıraktı. Cassandra şaşkın bir halde ona bakarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kocasının gözlerine inen perde tahmin yürütmesini engelliyordu. Yüzündeki karanlık ifade ise onu az da olsa korkutuyordu.

"Bundan sonra benimle bu şekilde konuşursan beş parasız bir halde kendini kapının önünde bulursun." Dedi net bir şekilde. Cassandra onun böyle bir şey yapabileceğini bildiğinden ses etmedi. Bu tehdidi gerçekten de onda istediği sonucu vermişti. Küçüklüğünden beri varlık  içinde büyüdüğü için parasızlığın ne demek olduğunu bilmezdi. Açıkçası fakir bir insan olmak onun en korkulu rüyalarından biriydi. O ihtişamın zenginliğin içinde doğmuştu. Pamuklar içinde büyütülmüş her istediği anında olmuştu. Tabi gerçekleşmesi imkansız bazı uçuk kaçık istekleri hariç. Bir keresinde küçükken babasından her tarafı elmas, zümrüt ve safirlerle bezeli bir at arabası istemişti. Babası ise bunun mümkün olmayacağını dediğinde gün boyunca ağlamıştı. Küçükken bile mücevherlere büyük bir aşkla bağlıydı.

"Bunu yapamazsın." Diyerek kocasına karşı geldi.

Gerçekten de Christian'ın bu kadarına cesaret edebileceğini düşünmüyordu. Yine de kocasına pek güvenemiyordu. Sağı solu belli olmayan bir insandı sonuçta. Her zaman insanları şaşırtmakta ondan daha yeteneklisinin olmayacağını düşünürdü.

"Öyle de bir yaparım ki! Sen daha ne olduğunu anlamadan kendini kapının önünde bulursun. Ben kötü bir adamım Cassandra. Kötü adamlar kötü şeyler yapar. İyilik ve nezaket onlara göre değildir."

KALBİM SENİNLE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin