Tüm vücudu sinirle titrerken sakin görünüp etrafa sahte gülücükler saçmak için var gücüyle uğraştı. O adamdan nefret ediyordu. Hatta şu an elinde bir silah olsaydı tereddüt etmeden o piçi vurabilirdi. Rogers'ın ona endişeyle baktığını farkedince yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdi. Umursamaz bir tavır takınmaya çalışsa da Rogers onun gerçekte nasıl hissettiğini ve neler yapabileceğini kestirebiliyordu. Cassandra hizmetçinin elindeki gümüş tepsiden bir kadeh viski alıp fondip yaptı. Kalabalığın ona bakarak fısıldaşmaya başlaması sinirlenmesine neden oldu. Sonuçta kocası onun olduğu bir baloya başka bir kadınla birlikte gelmişti ve kadın büyük ihtimalle metresiydi. İnsanlarda bu tarz rezil tablolara meraklı olduklarından dolayı balo bitene kadar bütün gözler onların üzerinde olacaktı. Cassandra valsin kıvrak ezgilerini duyar duymaz Rogers'ı kolundan tuttuğu gibi sahneye doğru çekiştirdi. Eğer enerjisini başka bir yöne yöneltmezse çok kötü şeyler yapabilirdi. Kendini Rogers'ın kollarına ve valsin ritmine bırakırken gözlerini kapattı. Kasılan vücudu giderek gevşerken içinde çırpınan kuşu özgür bıraktı. Kalbinin ritmide müziğe eşlik ederken, bulutların üzerinde dans ediyormuş gibi hissetmesine ramak kalmıştı.
Rogers'ın misk kokusu burun deliklerine dolarken bir şeyin farkına vardı. Bu kokuyu çok seviyordu. Hatta müptelası olduğunu bile itiraf edebilirdi. Rogers'a ne zaman gereğinden fazla yaklaşsa bu koku burun deliklerine dolardı ve Cassandra ona daha fazla yaklaşma istediği duyardı.
Rogers'ın sıcak nefesini boynunda hissedince gözlerini açti. Bir çift mavi gözle karşılaşınca memnuniyetle gülümsedi.
"Rahat ol tatlım. Bu geceyi başarılı bir şekilde atlacaksın. Yapman gereken tek şey rahatlamak ve bir kaltak gibi davranmak."
Cassandra başını arkaya doğru atarak tok bir kahkaha attı.
"Benim kaltak olduğumu mu düşünüyorsun?"
Rogers muzip bir şekilde gülümsedi.
"Aslında kaltak biraz hafif kalır desem."
Cassandra yüzüne yayılan edepsiz gülümsemeyi engelleyemedi. Evet Rogers'ın söylediği gibi kaltağın tekiydi. Hatta bu konuda onunla bir çok kişi yarışamazdı. İçindeki kaltağı keşfettiği gün açığa çıkarmakta hiç bir sakınca görmemişti. Hatta bu keşfiyle ilk defa bir şeyde bu kadar başarılı olduğunu farketmişti.
On yıl önce kendisi gibi kadınları görünce şeytanla karşılaşmış gibi tepkiler verirdi hatta o tarz kadınlardan olabildiğince uzak kalmaya çalışırdı. Çünkü onların edep perdesi yırtılmıştı ve ahlaksızca davranmaktan asla çekinmiyorlardı. Tıpkı şimdiki hali gibi.
Annesi her zaman o tarz kadınların cehennemde yanacağını ve asla ruhlarının huzura ermeyeceğini söylerdi.
Ama Cassandra artık çocuk değildi. Neyin ne olduğunu anlayabilecek yaştaydı. İnandığı tek şey onu mutlu eden her şeyi yapmanın mübah olduğuydu. Bir nevi hedonistti. Yaptığı bir şeyden haz alıyorsa onun için doğruydu.
Cassandra eliyle Rogers'a daha sıkı tutundu. Sanki genç adamın bütün enerjisini çekip kendisine aktarmak istermiş gibi bir hali vardı.
Ya da onu ayakta tutacak birine ihtiyacı vardı. Tabi bu kişi Rogers'tan başkası olamazdı.
"Haklısın. Bencede kaltağın tekiyim." Diye karşılık verdi.
Bunu söylerken içine bir sıkıntı düşmüştü. Bütün duygularına rahatsızlık verecek cinsten bir sıkıntıydı.
Huzursuzluk etrafını bir ağ gibi sarmaya devam ederken Rogers'a daha sıkı tutundu. Dansın az sonra sona ereceğini anlayınca bütün enerjisini dansa yöneltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SENİNLE
Historical FictionAşka inanmayıp karısına ihanet eden ve her seferinde kadınlarla gününü gün eden yakışıklı dük bir gün aşık olur. Fakat aşık olduğu kadın yıllar önce Fransa'ya postaladığı ve ondan nefret eden karısından başkası değildir.Artık dük için hiçbir şey es...