"Ve günışığı kucaklar toprağı,
Ve ayışığı öper denizi
Ne değeri var tüm öpüşlerin
Sen beni öpmedikçe"
Cassandra yaratık görmüş gibi ona baktı. Az önce Christian ona aşk şiiri mi okumuştu? An itibariyle ne yapacağını şaşıran Cassandra tükürüğünün boğazına kaçmasıyla öksürmeye başladı. Kesinlikle Christian'ın içine başka bir ruh kaçmış olmalıydı. Ya da kafasına aldığı bir darbeyle benliğini unutmuştu. Çünkü bu durumun başka hiçbir açıklaması olamazdı.
"Sen bana az önce şiir mi okudun?" diye sordu, hala inanamaz gözlerle Cristian'a bakmaya devam ederken.
Christian umursamaz bir tavırla omuz silkti ve "Evet. Neden beğenmedin mi?"dedi hınzır bir ifadeyle gülümseyerek.
Cassandra yanaklarının kızardığını hissettiğinden kendini fazlasıyla toy hissetti. Bu adam ona ne yapıyordu böyle?
"Saçmalık. Şimdide Shelley'den aşk şiirleri okuyarak beni ağına düşürmeye çalışıyorsan yanılıyorsun"
Christian sanki suç üstünde yakalanmış gibi garip bir ses çıkardı. Dudaklarını küçük bir çocuk gibi büzdü. Cassandra onun bu halini tatlı bulunca içinden kendi kendine kızdı.
"Halbuki tamda böyle olacağını düşünmüştüm. Neden iyi gitmiyor muyum sencede? Bence sana çiçek aldığımda, ertesi günü seni yatağımda bulacağımdan adım kadar eminim." Dediğinde Cassandra ona öfkeyle baktı.
Kocasının bu küstahlığı onu deli ediyordu. Nasıl her zaman kendinden bu kadar emin olabiliyordu ? Ama ne yaparsa yapsın Cassandra ona istediğini vermeyecekti. Kocasıyla geri dönüşü olmayan bir savaşa girmişti ve mağlup olmaya hiç niyeti yoktu.
"Ancak cansız bedenimi yatağına götürebilirsin. Ve benim ölmeye hiç niyetim yok. Ama senin cansız bedenini yatağında görmek inan çok hoşuma gidecektir."
Yüzüne sürtükçe bir gülümseme yerleştirdi. Christian onu baştan aşağı süzdükten sonra bir adım geriye gitti.
"Peki öyle olsun. Bir gün bu söyledikleriniz için pişman olacaksınız leydim."
Cassandra kocasının yüzündeki aynı küstah ifadeyi kendi yüzüne yerleştirdi. Christian'ı taklit etmek bazen işe yarıyordu. Bunu uzun zaman önce kabullenmişti.
"Biliyor musun? Pişmanlık duygusundan yoksun birine bunu söylemen beni fazlasıyla güldürdü. Asıl pişman olacak kişi sensin. Hemde öyle pişman olacaksın ki ayaklarıma kapanacağın günü dört gözle bekliyor olacağım."
Christian o sırada kahkahayı patlattı. Gerçekten karısının espri yeteneğinde bayağı ilerleme olmuştu. Onunla konuştuğu her vakit bunu anlıyordu. Ama son söylediği kesinlikle onu fazlasıyla güldürmüştü. Demek karısı onu kendisine aşık ederek intikam almak niyetindeydi. Christian bu çocukça oyununa karşılık verecekti. Sanki istediğini elde ettiğini düşünmesini sağlayacaktı. Fakat ava giderken avlanan olmaktan kaçamayacaktı.
Christian karısına baktığında içten içe üzülmeden edemedi. Kadınlar gerçekten de akıllanmayan varlıklardı. Bence tek sorunları hislerine yenik düşmeleriydi. Eğer mantıklarını kullanarak hareket etselerdi erkekleri alt edebilirlerdi. Sonuçta erkeklerde çoğu zaman beyinlerini kullanmaya ihtiyaç duymayan varlıklardı.
"O günü bende dört gözle bekliyor olacağım tatlım. Gerçekten bu kadar hayalperest bir insan olduğunu hiç tahmin etmemiştim." Dedikten sonra sırıttı.
Cassandra yüzünü buruşturarak kocasına baktı. Karşısında durup ona sırıtarak bakan kocasını boğabilmek için nelerini vermezdi. Bir gün bu adamın ölümü doğal yollardan değilde kendi ellerinden olacağından adı kadar emindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SENİNLE
Historical FictionAşka inanmayıp karısına ihanet eden ve her seferinde kadınlarla gününü gün eden yakışıklı dük bir gün aşık olur. Fakat aşık olduğu kadın yıllar önce Fransa'ya postaladığı ve ondan nefret eden karısından başkası değildir.Artık dük için hiçbir şey es...